Ankara’da ayağı kırılan ve tedavi ettirilmeyen bir at yaşamını yitirdi
Ankara İncek Taşpınar köyünde ayağı kırılan ve saatlerce tedavi edilmeyi bekleyen sahipli bir at yaşamını yitirdi. Atın sahibi, bakanlık ve belediye yetkilileri suçu birbirine attı.
Fotoğraf: Evrensel
Ankara İncek Taşpınar köyünde ayağı kırılan ve saatlerce tedavi edilmeyi bekleyen sahipli bir at yaşamını yitirdi. Vatandaşlar atın sahibinin iyi bakmadığı yönünde suçlamalarda bulunurken, atın sahibi ise üç gündür aramasına rağmen yetkililerin gelmediğini iddia etti. Olay yerine giderek yaşananları aktaran HAYTAP temsilcisi Pelin Sayılgan, “Hayvana kötü muamele Kabahatler Kanunu kapsamından çıkıp Ceza Kanunu kapsamına girmeli. Yük hayvanları da insanların insafına bırakılmamalı, sömürülerine bir son verilmeli” dedi.
HAYTAP yetkilisi Pelin Sayılgan’ın paylaştığı bilgiye göre, bu sabah saatlerinde bölgede yaşayanların haber vermesi üzerine Taşpınar köyüne giden HAYTAP ekibi atı bacağı kırılmış bir şekilde kanlar içerisinde buldu. Ekibin yetkililere haber vermesinin ardından Tarım ve Orman Bakanlığı, Gölbaşı Belediyesi ve Çankaya Belediyesi yetkilileri alana geldi. Bakanlık yetkililerinin ata el koyduğu ve sahibine 5199 sayılı Kanun'a göre idari para cezası kestiği bildirildi. Bölgeye gelen veterinerin ağrı kesici ve sakinleştirici yapmasının ardından saatlerce tedavi edilmeyi bekleyen at yaşamını yitirdi.
"HERKES HAKLI BİR TEK AT HAKSIZ!"
HAYTAP temsilcisi Sayılgan, olay yerine gelen herkesin birbirini suçladığını belirterek yaşananları şöyle anlattı: “Vatandaşlar atın sahibinin iyi bakmadığını, kışın da ahırları olmaksızın açık arazide kaldığını, binek hayvan olarak bu hayvanların sırtından para kazanıldığını söyleyerek atın sahibini suçluyorlar. Atın sahibi üç gündür yetkilileri aradığını, hiç kimsenin gelmediğini söylüyor. Vatandaş Bakanlık yetkililerine ‘Neredesiniz’ diye serzenişte bulunuyor, Bakanlık sahipli hayvanı tedavi etme gibi bir yükümlülüğünün olmadığını, sahipli hayvana kötü muamele yönünde ihbar geldiği için olay yerine geldiğini belirtiyor. Belediyenin de hiçbir yetki ve sorumluluğu yok. Çünkü kanuna göre o hayvan bir can değil, sahipli bir mal. Anlayacağınız herkes haklı, bir tek at haksız! O da bunun bedelini acı içinde can vererek ödedi zaten. O çırpındıkça biz başını okşayıp çaresizce ağladık. Böyle olmamalıydı”.
"HAYVANLARIN META OLARAK KULLANILMASINA SON VERİLMELİ"
Bundan sonra aynı acıların yaşanmaması için ciddi yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirten Sayılgan, “Binek hayvan olayının artık Türkiye'de bir son bulması lazım. Her yıl Adalar'da yüzlerce hayvan bu yüzden acılar içinde ölüyor. Bu hayvanların sırtından para kazanılmasına, bu hayvanların bir ticaret metası olmasına bir son verilmeli. Hayvan sahipleri, atını sevebilir belki, bunun bir önemi yok, yeterince bilinçli olmadığı için ve tedavi masraflarını karşılamak zor geldiğinde bu hayvanları ölüme terk edebiliyor” dedi.
"HAYVANLARA KÖTÜ MUAMELE CEZA KANUNU KAPSAMINA ALINMALI"
Veteriner hekimin atın son derece bakımsız ve yaralarının oldukça eski olduğu yönündeki gözlemini paylaşan Sayılgan, “Nasıl ki aslan, kaplan, timsah sahibi olmamız yasal değilse, binek hayvanların da bu kapsama sokulması lazım. Bu tür acil durumlar için belediyelerin ya da Bakanlığın büyükbaş hayvan taşıma araçlarının olması gerekli. Yaraları daha iyi durumda ve yaşama umudu olsaydı ve o hayvanın nakli gerekseydi kim bilir vinçlerin, kepçelerin içinde nakledilirken daha ne tür acılar çekecekti diye düşünmeden edemiyoruz. Bu ülkede eğer hayvansanız ölüm bir bakıma kurtuluş oluyor maalesef” dedi. Hayvana kötü muamelenin Kabahatler Kanunu kapsamından çıkıp Ceza Kanunu kapsamına girmesi gerektiğini vurgulayan Sayılgan, sahipli sahipsiz hayvan kavramının kalkması ve hayvanların can olarak muamele görmesi gerektiğini vurguladı. (Ankara/EVRENSEL)