Grup Yorum üyeleri hakim karşısına çıktı, gizli tanık soruları yanıtlayamadı
İki yılı aşkın süredir tutuklu bulunan ve açlık grevinde olan Grup Yorum üyeleri hakim karşısına çıktı.
Grup Yorum logosu
Cezaevinde iki yılı aşkın süredir tutuklu bulunan ve süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan Grup Yorum üyeleri Helin Bölek ve Bahar Kurt Çağlayan 35'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. 98 gündür açlık grevinde olan Kurt ve 89 gündür açlık grevi eylemini sürdüren Bölek duruşma salonuna getirildi. Bölek ve Kurt'un yorgun ve bitkin olduğu görüldü.
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre, duruşmada ilk olarak gizli tanık Giray Tekin dinlendi. SEGBİS'le duruşmada dinlenen tanık Tekin sanıklardan sadece iki kişiyi tanıdığını söyledi ve "Fırat Özçelik var aralarında. Sürekli derneğe gelirler. Söyleşileri organize ederler. Eylemlerde hep ön planda olurlar. Haklıyız komitesine yönlendirme yaptılar" dedi. Avukatların soruları üzerine Tekin 2013 yılında polislerle sürekli görüştüğünü söyledi. Tekin'in birçok soruya yanıt vermemesi üzerine avukatlar, "Sanığın susma hakkı vardır" diyerek tanığın soruları yanıtlaması gerektiğini mahkeme başkanına iletti.
Tanık Mustafa Arslan'ın dinlenmesine geçildi. Mahkeme başkanı Arslan'a, "Sanıklardan tanıdığın var mı" diye sordu. Arslan, "Tanıdığım yok" dedi.
Grup Yorum üyelerinin aleyhinde ifade veren bir tanığın gönderdiği 10 sayfalık mektup avukatlar tarafından salonda okundu. Emniyette baskı altında ifade verdiğini, ifadelerinin değiştirildiği yazılan mektup tutanaklarına geçerken, mektup mahkeme heyetine teslim edildi.
Tanık beyanlarının ardından iddia makamı, Grup Yorum üyelerinin 'kaçabileceği' ihtimali olduğunu gerekçe göstererek tutukluluk hallerinin devam edilmesini talep etti.
"DEVLET FATİH TERİM İÇİN UÇAKLARINI SEFERBER ETTİ"
Bunun üzerine İki yıldır tutuklu olan Bahar Kurt sanık sandalyesine geçti. Kurt, konuşmasına Silivri Cezaevi'nde yaşadıklarını anlatarak başladı "Beni tekli bir hücreye koydular. 24 saat tek damla su dahi vermediler. İki hafta boyunca su alamadım. İdarenin verdiği bir buçuk litre suyla kaldım. Ama benim açlık grevi nedeniyle beş buçuk litre suya ihtiyacım var" diyen Bahar Kurt daha sonra Silivri Cezaevi'nden Burhaniye Cezaevi'ne sürgün edildiğini ve mahkemeye gelmek için ambulans talep ettiklerini ancak duruşmaya ringle getirildiğini belirterek şöyle devam etti:
"Daha önce Fatih Terim'in parmağı denize düşmüştü. Hatırlarsınız... Devlet uçaklarını seferber etti. Ve o küçücük parmak parçasını buldular. Ama 97 gündür adalete aç olan bir insan için... Bunları niye anlattım? Bu sorunların sebeplerinden biri sizsiniz çünkü. Biz bütün bunları örgütlü, biçimli, organize bir şekilde gerçekleştirildiğinin farkındayız. Bu mahkemeden çıkan kararların da tek amacı var: Düşüncelerinden vazgeçirtmek. 'Nereye gitmen gerektiğini, ne söylemen gerektiğini ben söyleyeceğim' diyor. Biz bunu kabul etmeyeceğimiz için bu işkenceleri yaşadık. Ama vazgeçmeyeceğiz. Hayvan gibi güdülmek mi insan gibi yaşamak mı? Biz insan gibi yaşamayı seçtik. Son iki yıl içerisinde İdil Kültür Merkezi'ndeki 30'a yakın arkadaşımız tutuklandı. İçlerindeki biri çıkıpta adalet dilenmedi. Çünkü biz suçlu değiliz. Biz halkımıza karşı suç işlemedik. Halkımız da bunu çok iyi biliyor."
"ADALETSİZLİK SÜRDÜKÇE ADALET EYLEMLERİ SÜRECEK"
Kurt'un ardından söz alan Fikret Akar, yargılamaların hukuksuz olduğunu ve tanıkların aleyhlerinde verdikleri ifadelerin doğru olmadığını belirterek "Hakkımda tek bir itham yok. Ben şu an suçluyum ama suçum yok. Delil yaratılarak mahkum edilmeye çalışılıyoruz. Sahte delillerle karar verilecek. Verilen ifadeler kendisiyle çelişiyor. İnsanların polis fezlekelerinde olanlar boş şeyler anlatılıyor. Ben şu an neyle suçlanıyorum. Gizli tanıklar ifade veriyor, biz yıllarca hapiste kalıyoruz. Ama şu an kendilerine ulaşılamıyor. Bütün bu yaşadıklarımız peşin karar verildiğini gösteriyor. Karar olmazsa bu kadar çelişkiler sorgulanmaz mı? Örneğin komşunuzun çocuğu kapınızı çalıp oğlunuz çok yaramaz tedbir alın derse ne yaptı diye sormaz mısınız? Cam mı kırdı, size mi saldırdı? Suçum nedir diye soruyorum." dedi.
"AÇLIĞIMIZ ADALETİN KENDİSİNE"
Helin Bölek de konuşmasında Türkiye'nin hukuk devleti olmaktan uzak olduğunu ifade ederek "Hukuk devletinde insan hak ve özgürlükler temele alınır. Böyle bir şey görüyor musunuz? Yasalarla güvence altına şeylerden bahsediyoruz. Toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkı. Ancak bu hak defalarca kez yasaklanıyor. Ama sonucu belli olan somut bir gerçeklik olan iş kazaları, maden facialarının önlemi alınmadı. Türkiye hukuk devleti olmaktan uzaktır. Yarın günlerden çarşamba olacak sizin için ama bizim için öyle olmayacak. Yaşananlardan siz de sorumlusunuz. Bizim açlığımız adaletin kendisinedir. Bizi adil yargılayın. Burada olur mu bilemem ama benim talebim adalettin tecelli etmesidir." ifadelerini kullandı.
Savunmaların ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme heyeti oy çokluğuyla sanıkların tutuklulukların devamına karar verdi ve duruşmayı 20 Kasım’a erteledi.
Kararın ardından Helin Bölek’in annesi Aygül Bilgi, adliye koridorunda, “Ne yapmaya çalışıyorsunuz. Bu çocuklar ölsünler mi?" diyerek karara tepki gösterdi. (HABER MERKEZİ)