CHP’li Ünal Çeviköz: İdlib’de askerlerimizin can güvenliği tehdit altında
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Suriye’nin görüşüldüğü üçlü zirveye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Fotoğraf: AA
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek Suriye’ye ilişkin Türkiye, Rusya ve İran’ın gerçekleştirdiği üçlü zirveye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP Dış Politika Danışma Kurulu toplantısı yaparak, üçlü zirveyi değerlendirdiklerini söyleyen Çeviköz, İdlib konusuna değindi ve “Ankara'da yapılan toplantıda da ortaya çıktığı gibi Türkiye üzerine aldığı yükümlülükleri maalesef yerine getirememiştir” dedi.
Ankara'da yapılan toplantının, Türkiye'nin üzerine aldığı sorumlulukları yerine getirememesinin gölgesi altında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Çeviköz, buna karşın olumlu bazı ilerlemeler sağlandığını söyledi:
“Bizce Ankara'da yapılan toplantının ve sonuç itibarıyla ortaya çıkan kararların en önemli kısmı, Anayasa Komisyonuyla ilgili sorunların aşılmış olması ve komisyonun oluşturulmasına karar verilmesidir.”
Komisyonun, Suriye rejimin belirleyeceği 50, muhaliflerin belirleyeceği 50 ve BM Suriye Özel Temsilcisi başkanlığındaki heyetinin belirleyeceği, sivil toplum kuruluşlarını temsil eden 50 olmak üzere toplam 150 kişiden oluştuğunu bildiren Çeviköz, şöyle devam etti:
“Bu 150 kişilik isim listesinin herhangi bir uyuşmazlık olmadan belirlenmiş olmasını önemli bir gelişme olarak görüyoruz. Bundan sonraki aşama artık Cenevre Süreci'nin hız kazanacağı şeklinde görülüyor. Çünkü Anayasa Komisyonunun oluşması, Cenevre'de anayasa görüşmelerine başlamak ve anayasa hazırlığına başlamak için önemli bir aşamaydı, bu aşama yerine getirildi. Bu bakımdan Ankara toplantısının önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz.”
İDLİB'DE YAŞANAN GELİŞMELER
İdlib ve etrafında yaşanan gelişmelere de değinen Ünal Çeviköz, zirvenin sonuç bildirgesine baktıklarında, İdlib'deki durumun henüz Türkiye'nin çıkarlarını koruyacak şekilde gelişme gösterdiği inancında olmadıklarını söyledi. Mevcut durumun endişe yarattığını söyleyen Çeviköz, “Bugün bu endişemi dile getirmemin nedeni, İran'ın ve Rusya'nın da Türkiye'nin bu yükümlülüklerini yerine getirememiş olmasını defalarca dile getirmelerinden kaynaklanıyor. O halde son haftalarda Suriye yönetiminin İdlib'de kaydetmiş olduğu ilerlemeler sonucunda Türkiye'nin bölgede bulundurduğu gözlem misyonlarının bazılarının bir kuşatma altına girmiş olmasını ciddi bir güvenlik tehdidi olarak görüyoruz. Bu tehdit bölgedeki Mehmetçik'imizin can güvenliği için olduğu kadar, Türkiye'ye yönelik herhangi bir yeni göç dalgasına karşı da ulusal güvenlik meselesi olarak önümüzde durmaktadır” dedi.
“ASKERLERİN CAN GÜVENLİĞİ TEHLİKE ALTINDA KALACAK”
Burada Rusya'nın, Suriye'nin bundan sonra gerçekleştirmeyi planlayacağı harekatlara destek vereceğini açıklamasının da içlerini rahatlatmadığını belirten Çeviköz, “Bu şekilde harekat devam ettiğinde Rusya buna engel olmayacaksa askerlerimizin can güvenliği de çok ciddi şekilde tehlike içinde olmaya devam edecektir” dedi.
GÜVENLİ BÖLGE TARTIŞMASI
Güvenli bölge tartışmalarına ilişkin İran ve Rusya’nın yaptığı “meşru temellere dayalı olmayan unsurların bölgeden gitmesi” yönündeki açıklamaları da hatırlatan Çeviköz, “Bunlar dile getirildiği zaman hepimizin anladığı Türkiye ile ABD tarafından bölgede kurulması planlanan Güvenli Bölge ile ilgili bazı endişeler olduğu yönünde. Bu endişeler İran ve Rusya tarafında var. Bir yandan böyle bir bildiriye imza atılırken, bir yandan 'Amerika ile ortak harekatımız sonuca ulaşmazsa şu vadeden itibaren biz kendi bildiğimizi yapar ve kendi kararlarımızı uygularız' şeklindeki ifade tam manasıyla çelişki oluşturmaktadır” diye konuştu.
“Fırat'ın doğusu ile ilgili olarak Türkiye'nin kendi başına yapmakta olduğu birtakım tasavvurların tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinden de endişe duyuyoruz” ifadesini kullanan Çeviköz, güvenli bölgeye 2-3 milyon mültecinin yerleştirileceği yönündeki açıklamaları da ciddiyetten uzak bulduklarını açıkladı.
Zirvenin dikkatlerini çeken bir başka noktasının ise kendilerinin bir yıl önce dile getirdiği Adana Mutabakatı'nın yeniden gündeme gelmesi olduğunu belirten Çeviköz, “Demek ki artık herkes Suriye yönetimi ile Türkiye arasında bir diyaloğun kaçınılmaz bir hal aldığını itiraf ediyor ve bunu elzem görüyor” dedi. (AA)