"24 Eylül’de gazetecilik yargılanacak, dayanışmanızı bekliyorum"

Değerli Evrensel ailesi,

Derin sevgi ve saygılarımı sunuyor, tüm emekçi meslektaşlarıma adil eşit ve özgür bir yaşam diliyorum.

Her kesimin mutabık kaldığı yegane konuların gerçekliğin başında insanı insan edenin emek olgusu olduğudur. Emeğin yaratıcı gücü ve insanın birebir bedeninin-düşüncesinin ve çabasının damıtılması olmasından kaynaklı, emeğe saygının insana saygı, emeğin inkarının insanın inkarı olduğuna her insan olan kabul eder. Sizlerin Evrensel ailesi olarak yaşama ve insana onuru kazandıranın emek olduğu gerçeğini gözeten ve halkların emeklerini koruyup, haksızlıklara karşı büyük emek veren duruşunuz ve duyarlılığınız, yalanın bini bir para ettiği, spekülasyon ve zihin bulandırıcı bir ortamda bu kadar sahiplenilip tüm ezilen toplumsal kesimlerin sizi kendi sesleri olarak  kabul etmeleri, bulunduğumuz dönemde her türlü sömürü ve emek gasbını destekleyen ana akım medya ve havuz medyasının karşısında temsil ettiğiniz hakikat paydasıyla bağlantılıdır.

Bu hakikat paydasını her geçen gün büyüten ve gazetecilik mesleğinin hakkını ve onurunu koruyan bir örnek teşkil ettiğinizi bir meslektaşınız olarak görüyor, takip ediyor saygıyla karşılıyorum.

Gerçek gazetecilik yolunda Evrensel ailesinin evrensel karakterine bu ülkede her daim ihtiyaç vardı ve bu dönem de bu ihtiyaç ve emeğinizin değeri her kesimce daha da anlaşılmıştır.

Evrensel ailesi olarak boşluk dolduran değil, bu ülkede özgür gazetecilikte boşluklar oluşmasına izin vermeyen bir emek ve pozisyonunuz oldu ve olmaya devam etmektedir.

Muktedirlerin en çok başvurdukları yollardan biri unutturmak, gözden kaybetmek, sessiz kılmak ve karanlığa itmektir. Bu yaptıklarını tekrarlama olanaklarının yakalamalarının yegane yoludur. Baskı altında gazetecilik mesleğini yürütenler toplumun ’unutma nehrine’ kapılmasının önünde en büyük engeldir.  Her daim hatırlatılan ve ifşa eden gazeteciler muktedirlerin her türlü saldırısına maruz kaldı, kalmaktadır.

Evrensel ailesi olarak sizler de büyük baskılara göğüs gererek gazeteciliğin nadide evlatlarını şehit verme pahasına gerçekleri söylemekten asla geri durmadınız.

Metin Göktepelerin gazeteciliği ve arkadaşlığıyla tüm karartmalara karşı aydınlığın kadrajı oldunuz, unutturmadınız. Tutuklananları ve kaybedilenleri hiçbir zaman unutturmayıp yanında durarak, her daim susturulanların sesi oldunuz. Bu gazetecilik gerçek anlamda tüm daraltmalara karşı özgür gazeteciliktir. Kalemini eğmeyenlerin gazeteciliği... Şahsım ve birçok tutuklu gazetecinin sesi oldunuz. Özellikle kendimle alakalı şunu belirtmeyi görev biliyorum defalarca hem duruşmalarım konusunda hem de sağlık açısından emek verip gündemleştirdiniz ve emekleriniz sonucunda özellikle hastane sevkleri konusunda duyarlılık oluştu her ne kadar yüzeysel bir tedavi de olsa hastaneye götürüp getirilmeme başlandı.

Verdiğiniz emeklerden ve dayanışmanızdan dolayı teşekkür etmek isterim.

Nükleer güzeliz yok diyerek üzüntü duyanların kalemi ve kağıdı suç aleti ilan ettikleri bir dönemde elbette gerçek manada gazetecilik yapmak kolay değil. Medyanın can çekiştiği bu ortamda tüm daraltma karartmaya rağmen kararlılıkla gerçekleri paylaşanların sesi olmanız ve gerçek gazetecilik yapmanız döneme verilen en anlamlı cevaplardan biridir.

Şahsım ve birçok gazeteci arkadaşım doğru gazetecilikte ısrar etmekten dolayı içeri alındık. 24 Eylül’de gazeteciliğin yargılanmaya devam edileceği duruşmam var. Gerçek gazeteciliğe, özgür basın geleneğine sahip çıkılması için duyarlılık oluşması için gerçek ve özgür gazetecilikten yana her meslektaşımızı gazeteciyi duruşmaya davet eden bir paylaşımınız önemli olacaktır. Burada bitirirken tekrardan değerli emeklerimizin herkesçe görülüp saygıyla karşılandığını söylemek istiyorum. Asla doğruyu söylemekten vazgeçmedik. Haksızlığı haykırmaya sömürüyü ifşa etmeye birer özgür gazeteci olarak devam edeceğiz.

Ziya Ataman

Ziya Ataman: Cezaevinde bağırsaklarım iflas etti, ilaçla yaşıyorum