26 Eylül 2019 07:33
Son Güncellenme Tarihi: 11 Ocak 2020 12:55

Depremlere karşı yetkililerin alması gereken önlemler neler?

Afet toplanma alanlarının yetersiz olduğuna ve tatbikatların dahi gerçekleştirilmediğine dikkat çeken uzmanların bugüne kadar yaptığı çağrı ve uyarılar neler oldu?

17 Ağustos 1999'da Gölcük'te meydana gelen depremde çok sayıda bina yıkıldı. (Fotoğraf: AA)

Paylaş

2000’lerin başında İstanbul’da var olan ve yetersiz olduğu belirtilen 496 deprem toplanma alanından geriye sadece 77’si kaldı. Acil kaçış yollarının İSPARK tarafından otoparka çevrildi. İstanbul’da var olan 6 bin 127 adet özel ve kamu okul binasından sadece bin 135’i depreme karşı güvenli hale getirildi. Yaşanan her depremin ardından "Türkiye büyük depremlerden gereken dersleri aldı mı?", "Yapı stoku ne durumda?", "Afet toplanma alanları yeterli mi?" gibi pek çok soru gündeme gelirken, mimar ve mühendisler yıllardır atılması gereken adımlara dair uyarıyor. 

Mimar ve mühendisler afet toplanma alanlarının yetersiz olduğu, halk tarafından nerelerde olduklarının dahi bilinmediği ve doğal afet senaryoları üzerinden yapılması gereken tatbikatların dahi gerçekleştirilmemesini eleştirirken, Türkiye'de depreme dair atılması gereken acil adımları ve önlemleri şöyle sıralıyor:

  • İmar barışı ile daha da sağlıksız hale gelen, yıkılmak için depreme dahi ihtiyaç duymayan yapı stoklarının tamamıyla tespit edilmesi ve aciliyet arz eden bölgelerin dönüşüme tabi tutulması gerekli. Oy ve rant uğruna yeni imar barışları gündeme getirilmemeli. 
  • İnsan merkezli, ilgili meslek odaları, yerel yönetimler ve halkın katılımı ile stratejiler gerçekleştirilmeli.
  • Mevcut yapı stokunun iyileştirilmeli, onarılması ve güçlendirilmeli, yeni yapılacak olan yapılar, bilimin, tekniğin ve mühendisliğin ortaya koyduğu ilkelere göre üretilmeli.
  • Yeni yapılan ve yapılacak yapıların yeterli ölçüde mühendislik hizmeti alması ve denetlenmesi zorunlu olmalı.
  • Yerel yönetimlerin jeolojik-jeoteknik etüt birimleri kurmalı, Jeoloji mühendisleri yapı denetim sistemi içinde yer almalı.
  • Ruhsatlarda mühendis ve mimarların imzasının olmalı, ruhsat projeleri odaların denetimine bağlı olmalı.
  • Mevcut Yapı Denetim Yasasının öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; uzmanlık niteliği olan yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmeli.
  • Mevcut yasa iptal edilerek yeni bir yasa çıkarılmalı; 3194 sayılı İmar Yasası ve bağlı ikincil mevzuat, söz konusu model esas alınarak yeniden düzenlenmeli
  • Bütün kamu yapıları yasa kapsamına alınmalı, TOKİ, KİPTAŞ v.b. kuruluşların inşaatlarının denetimi yeni yapı denetim sistemine dahil edilmeli
  • Denetçi belgeleri ve takibi ile yapı denetimi mekanizmasında yer alan meslektaşların sicillerinin tutulması ve meslek içi eğitimler TMMOB`ye bağlı Odalarca yapılmalı
  • "Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2011-2023" TMMOB`nin görüşleri alınarak yeniden düzenlenmeli
  • Sağlıklı ve güvenli yapılar üretebilmesi için hazırlanacak imar planlarında yer seçimleri doğru yapılmalı (jeolojik yönden sakıncalı alanların belirlenmesi heyelan, fay, sıvılaşma vb.), jeolojik koşullar ortaya konmalı, yapının oturduğu zeminlerin parsel bazında jeolojik-jeoteknik özellikleri belirlenmeli ve buna uygun projeler üretilmeli. (HABER MERKEZİ)
Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Mersin Üniversitesi, yemekhane zammına karşı çıkan öğrencilere “terörist” dedi

SONRAKİ HABER

Oyuncu Umay Kaboğlu: Beraat etmeme rağmen hedef gösteriliyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa