30 Eylül 2019 22:25

Metal fabrikalarında işçi atan patronlar üretim baskısını artırdı

Bursa ve Tekirdağ'da sömürünün arttığı metal fabrikalarında işçilerle konuştuk. MESS grup sözleşmesi sürecinde olan metal işçileri, "Bu gidişle hayal kırıklığı kaçınılmaz" diyor.

Metal fabrikalarında işçi atan patronlar üretim baskısını artırdı

Fotoğraf: Bosch basın bülteni

Muzaffer ÖZKURT
Bursa-Tekirdağ

Bir yanda işten atmalar, diğer yanda artan çalışma süreleri ve üretim baskısı. MESS grup sözleşmesi sürecinde olan metal fabrikalarında yaşananlar, çelişki gibi gözükse de gerçek; işçi sayısını azaltan patronların iş yükünü artırarak sömürüyü büyütüyor olması.

Önce Çerkezköy’de kurulu olan ve Türk Metal’in örgütlü olduğu B/S/H işçileriyle konuşuyoruz. İşçi sayısı geçen yıla göre en az bin kişi azalmış. 2019 yılı üretim hedefi çoktan tamamlanmış. Şimdilerde 2020 için üretim yapılıyormuş. Bazı bölümlerde bant sayısı azaltılmaya başlanmış.

İŞ BİTTİ KAPI GÖRÜNDÜ

2 bine yakın sözleşmeli işçi çalıştıran fabrikada, üretim hedefinin tamamlanması sözleşmelerin yenilenmemesi ve işten atma anlamına geliyor. Sözleşme süresi dolana kadar ise… B/S/H işçisinden dinleyelim: “İşlerin yavaşladığı bölümlerde işçileri sağa sola başka bölümlere göndermeye başladılar. Ama daha önce hep fazla mesai yapıldı, pazar dahil çalıştırdılar. Hedefi tutturunca işçi fazla gelmeye başladı. Sendikasız işyerlerinde de aynısı oluyor. Sendika sonunda işten atma olacağını bile bile neden izin verdi buna? Adam istediği zaman istediği işçiyi işten atıyor.” Kurulduğu günden bu yana yapılan teknolojik yatırımlarla bir işçinin yapacağı iş miktarının artırıldığına dikkat çeken eski bir işçi, son olarak 350 milyon avroluk yatırım yapıldığını bunun da işten atmanın yanı sıra çalışan işçilere ek yük olarak geri döneceğini söyledi.

İŞTEN ATMAYA İŞÇİ ENGEL OLABİLİR

Bursa’da Türk Metal’in örgütlü olduğu Coşkunöz’de bazı bölümlerde üretim hiç durmuyor. Eskiden molalarda üretime ara verilirken şimdi nöbet sistemine geçilmiş. Fazla mesai var ve işçiler mesaiye kalsın diye zorlanıyor.

Bosch’ta çalışan işçiler ise bazı bölümlerde haftanın üç günü izin uygulamasına geçildiğini, bazı bölümlerde ise fazla mesai yapıldığını aktararak “Bize ‘Sözleşme sonrası fazla mesaiye doyacaksınız’ diyorlar. Yani iş yok da denmiyor ama iş yok işçi kıyımı gelecek gibi bir hava yaratılıyor. Sonuçta üretim var ve ihtiyacı olduğunda posası çıkana kadar bizi kullanıyorlar, kalmadığında kapıyı gösteriyorlar” diye konuştu.

Görüştüğümüz işçiler Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın sözleşme taslağını açıklarken söylediği “İş güvencesi talebi geçen sözleşmede 4. sıradayken bu sözleşmede 2. sıraya yükseldi” sözlerine de tepkili. İş güvencesinin önemli bir talep olduğunu ama bunun için bir şey yapılmadığını dile getiren bir işçi “Madem öyle fazla mesaiyi engelle. İşçi atılmasına karşı toplantılar yap. Ama hiçbiri yapılmıyor. Aksine işsizlik korkusunu kullanıyorlar” dedi. Bir başka ise işçi arkadaşlarına seslendi: “Biz geçmişte yaşananları da biliyoruz. 130 kişi dediler 900’lere çıktı atılan işçi sayısı. Biz birlik olmazsak, sendikacıları ve patronu sıkıştırmazsak işçi atmak isterlerse atacaklar.”


GODOT’YU BEKLER GİBİ BEKLİYORUZ

TERMO Teknik Çerkezköy’de kurulu kalorifer peteği üreten bin fabrika. Özçelik-İş’in örgütlü olduğu fabrikada 700 kişi çalışıyor. Avrupa’nın yanı sıra Çine de mal satıyor. Geçen yıl iş azaldı diye 74 işçi işten atılmış. Bu yıl ise işler açıldı diye 40 işçi alınmış. Sendikacıların işçi atılacağı zaman engellemek için harekete geçmek bir yana “İşe devam etmiyordu”, “Bel fıtığı vardı” diye meşrulaştırmaya çalıştığını dile getiren bir işçi, “Halbuki bu işçiler fabrikada hastalandı” diye tepki gösterdi. Şu an geçen yıldan daha fazla üretim yaptıklarına dikkat çeken işçi sözleşmeye ilişkin ise şunları söyledi: “Beklenti çok ama iyi zammın bir dayanağı yok. Kamu işçileri ve memurlarının sözleşmesi, tekstil sözleşmesi, TÜPRAŞ sözleşmesi... İşçi arkadaşlar kendi sözleşmelerini bunlardan bağımsız görüyor ama aslında tamamen birbirine bağlı. İşçi örgütsüz, sendika güven vermiyor. Godot’yu bekler gibi bekliyor işçi. Bu gidişle hayal kırıklığı kaçınılmaz. Ancak sendika grev kararı alırsa işçi bunu uygular. Bu nedenle sendikacıları ‘Siz alırsınız, iyi zam alın’ diyerek pohpohlayanlar var. İnanmıyor ama yapıyor. Bu gidişle hayal kırıklığı kaçınılmaz.”

‘KONFORLU’ FABRİKA

Fabrikada çalışanların örgütlenmeye bakışını konuşmaya devam ediyoruz işçiyle:

-Sendika grev kararı alırsa uygular dedin, hükümet grevi yasaklarsa ne olur?

Sendika fiili olarak mücadeleyi yürütmez. İşçiler de bu şartlarda hükümete ve sendikaya rağmen hareket edemez. Çünkü kimse örgütlenmeye yanaşmıyor.

-Neden?

-Yasa dışı, illegal gibi görüyor her halde.

- Bursa’dakiler 2015’te örgütlendiler, metal fırtınayı yaptılar, sonrasında da zam alındı. Onlara nasıl bakıyorlar?

-Onlara minnettarlar. Onlar mücadele etti biz sefasını sürdük diyorlar.

-Örgütlenmeye kötü gözle bakıyor demiştin ama...

-Aslında kurtarıcı bekliyorlar, kendileri bir şey yapmıyor bu da açıklaması oluyor. Bizim işçilerin evi var, arabası var, kazancı iyi. Yani bizim fabrika konforlu. Konforlu yaşamını terk etmek istemiyor.

-Konfordan kastın ne, ücretler diğer fabrikalara göre daha mı iyi, çalışma koşulları mı rahat?

-Bizim fabrikada hafta içi 8-8, pazar dahil çalışma var.

-Yani günde 12 saat çalışıyor işçi bir de üzerine pazar günü mesaiye kalıyor.

-Evet

-Peki nasıl konforlu oluyor?

-Tamam sosyal hayat yok, aileyle vakit geçirme yok. Bedensel olarak fıtık oluyor, zihinsel olarak da etkileniyor. Ama ay sonu eline, fazla mesailer nedeniyle çevre fabrikalara göre daha fazla para geçiyor. Mesela bizim fabrikada işçileri çoğunun arabası var. Gerçi arabaların kilometresi düşük çünkü sadece işe gelip giderken kullanabiliyor. Çünkü zaman yok, bir yere gidemiyor.

-Bu tablo nasıl değişecek peki?

İşçilerin taleplerini yerine getirmenin tek yolu örgütlenmek. Ben bunun için bir adım atmak istiyorum ama nereden başlayacağımı bilemiyorum. Ama artık en samimi arkadaşımla paylaşarak bu işe başlamak istiyorum.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et