30 Eylül 2019 11:20

Tutuklu Mustafa Koçak adalet talebiyle ölüm orucuna başladı

İzmir Şakran 2 No'lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olan Mustafa Koçak, açlık grevi eylemini ölüm orucuna çevirdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İzmir Şakran 2 No'lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda kalan Mustafa Koçak isimli tutuklu 3 Temmuz tarihinden bu yana süresiz açlık grevini bugün itibari ile ölüm orucuna çevirdi. Konuyla ilgili ÇHD İzmir Şubesi basın toplantısı düzenledi.

İzmir Barosu binasında düzenlenen toplantıda konuşan ÇHD Genel Sekreteri Nergis Tuba Aslan, Mustafa Koçak'ın (28) gözaltına alındığı günden bu yana çok sayıda hukuksuzluk ve adaletsizlikle karşılaştığını anlatarak, Koçak'ın 4 Ekim 2017 tarihinde tutuklandığını söyledi. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında bir çok hak ihlali ile karşılaşan Koçak’a doğal ve bağımsız bir mahkemede yargılanma hakkının tanınmadığını belirten Aslan, "Savunma hakkı dahi ihlal edilerek avukatsız ve son savunmaları alınmaksızın 11 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiştir" dedi.

TUTUKLI KOÇAK: ADALET İSTİYORUM

Koçak'ın 3 Temmuz 2019 tarihinde adil yargılanma talebi ile başladığı süresiz açlık grevi direnişinin 90. gününde, eylemini ölüm orucuna çevirme kararı aldığını ifade eden Aslan, Koçak’ın taleplerini sıraladı: "Mahkemeler siyasi hesaplaşma aracı değildir. Özel ihtisas mahkemeleri kaldırılsın. Muhbir toplum istemiyoruz. İtirafçılık yasaları kaldırılsın. İşkence insanlık suçudur. İstanbul siyasi şubedeki işkenceci polisler tespit edilsin ve cezalandırılsın. Hakkımda hukuksuzca verilen bu hüküm kaldırılsın. Yeniden adil yargılama yapılsın, hukuksuz, kanunsuz tutukluluğuma son verilsin. Tahliyemi istiyorum. Bana ve bu halka yaşatılan adaletsizlikler son bulsun. Adalet istiyorum."

"TÜRKİYE'DE YARGI SİYASALLAŞTI"

Koçak'ın soruşturma ve kovuşturma aşamasında yaşadığı adaletsizlikler ve hak gasblarının açlık grevine başlamasıyla katlanarak arttığını dile getiren Aslan, "Açlık grevine başladığı günden bu yana, hapishane idaresi tarafından her geçen gün artan bir baskı ile karşı karşıyadır. Hapishane hekiminin taraflı ve düşmanca tutumu nedeniyle bu hekime muayene olmayı reddeden Koçak’ın bağımsız bir hekim tarafından muayene edilme ve sağlık sürecinin takip edilmesi talebi engellenmekte ve hekime erişim hakkı elinden alınmaktadır. Koçak, günde iki adet B kompleks (Benexol) almaktadır. Koçak’ın aynı zamanda iletişim ve haberleşme hakkı da keyfi bir şekilde idare tarafından engellenmektedir. Milletvekillerine, Barolara ve bağımsız hekim kuruluşlarına avukatlarına yazdığı mektuplar idare tarafından keyfi bir şekilde gönderilmemektedir. Türkiye’de yargının siyasallaşması, yargı mekanizmasının halk üzerinde bir tahakküm aracına dönüştürülmesi, özellikle ceza yargılamalarında yaşanan hukuksuzluğun ayyuka çıkması hepimizi bildiği ve yaşadığı bir gerçektir. Sürecin, hak gasplarının ve sağlığının takipçisi olacağımızı duyururuz" diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

6 işyerinde sendikalaşma mücadelesi sürüyor

SONRAKİ HABER

Diyarbakır’da “Cumhuriyet’in Kürtlere, Kürtlerin Cumhuriyet’e bakışı” söyleşisi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa