Erdoğan: Fırat'ın doğusunda amacımıza ulaşamadık kendi yolumuza devam edeceğiz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 27. dönem 3. yasama yılında konuştu. Erdoğan'ın ana gündemi Suriye oldu.
Fotoğraf: Evrim Aydın/Aa
Erdoğan, 27. Dönem 3. Yasama Yılı'nın açılış açılışı nedeniyle konuşma yapmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) geldi. CHP ve HDP milletvekilleri Erdoğan'ı oturarak karşıladı. AKP, MHP ve İYİ Partili milletvekilleri ise Erdoğan'ı ayakta karşıladı.
Erdoğan, 27. Dönem 3. Yasama Yılı'nın açılışında TBMM Genel Kurulu'na konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Siyaset yaparken de Meclis çalışmalarını yürütürken de hepimiz önce bu millete karşı sorumlu olduğumuzu unutmayacağız. Önce memleketim demeyen hiç kimsenin bu kutlu çatının altında yer almaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Türkiye'nin en büyük gücü milletiyle ve onu temsil eden kurumlarıyla sergilediği birlik, beraberliktir. Bu öyle bir güçtür ki ne parayla ne teknoloji ile kıyas kabul eder."
"Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyan tüm kesimleri, milli meselelerde aynı ortak paydada buluşmaya davet ediyoruz."
SURİYE GÜNDEMİ
"Suriye krizi uzadığı için, halen sınırlarımız içinde yaşayan 3 milyon 650 bin misafirimizin yol açtığı ekonomik, sosyal ve kültürel sınamaların tabii ki farkındayız. Türkiye’den başka böyle bir yükü omuzlayabilecek ve bu kadar uzun süre yönetebilecek bir başka ülke olmadığını da biliyoruz. Bununla birlikte, milyonlarca sığınmacıyı ilanihaye (sonsuza dek) kendi topraklarımızda misafir etmeye devam etmek gibi bir düşüncemiz de yoktur."
"Yaklaşık 8 yıldır ülkemizde misafir ettiğimiz bu insanların evleri, yurtları, vatanları zaten vardır. Bize düşen, sığınmacıların bir an önce kendi ülkelerinde hayatlarını sürdürebilecekleri güvenli bir iklimi oluşturmaktır. Bu konuda uluslararası topluma şimdiye kadar pek çok çağrıda bulunduk."
"Şimdiye kadar, güvenli hale getirdiğimiz yerlere geri dönen Suriyeli sığınmacı sayısı 360 bini buldu. Suriye’deki mevcudiyetimizin tek sebebi, sınırlarımıza yönelik terör tehditlerinin, aynı zamanda ülkemizdeki Suriyelilerin geri dönüşlerini de engelleyen bir bariyer haline dönüşmüş olmasıdır. Birileri terör ve sığınmacı yükünü ülkemizin omuzlarına yükleyerek adeta bizlere diz çöktürmeye çalışıyor. Türkiye böyle bir dayatmayı, böyle alçakça bir oyunu kabul edecek kadar aciz bir ülke midir? Biz bu dayatmaya, senaryoya rıza göstermeyiz. Suriye konusunda karşı karşıya kaldığımız durum tam da budur."
"Sınırlarımız dışındaki hiçbir faaliyetimiz işgal, istismar amaçlı değildir. Kendi güvenliğimiz adına neyin peşindeysek yakındaki ve uzaktaki tüm dostlarımız için aynı mücadeleyi veriyoruz. Birileri sınırlarından kilometrelerce uzaktaki yerleri sömürmek için gidiyor olabilir ama biz çevremize yardım etmek anlayışıyla bakıyoruz. İnsan merkezli bu anlayışın elbette bir bedeli vardır. Ne bedel olursa olsun Türk milletini diğerlerinden ayıran bu insani duruşumuzdan hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz."
"Türkiye, kendi güvenliğini ve kardeşlerinin geleceğini, bölgede hesabı olan güçlerin keyfine terk edecek değildir."
"Fırat'ın doğusunda bu yöntemle arzu ettiğimiz neticelerin hemen hiçbirine ulaşamadık. Türkiye'nin artık bu konuda kaybedecek tek bir günü dahi yoktur. Geldiğimiz noktada kendi yolumuza devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır. Güvenli bölgede 1 milyonu yeni yerleşim yerlerinde, 1 milyonu mevcut yerleşim yerlerinde iskan etmeyi planlıyoruz."
YARGI PAKETİ
"Yargı Reformu Strateji Belgesinin ilk paketinin hazırlıklarını tamamladık. Böylesine önemli bir konunun, Meclis’te mümkün olan en geniş uzlaşmayla tartışılması ve kabul edilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Daha çok hak ve özgürlükleri genişletmeyi amaçlayan hususları içeren bu paketi yenileri takip edecektir. Gerek komisyonlarda, gerekse genel kurulda bu reform paketlerinin yapıcı bir anlayışla tartışılacağını umut ediyoruz."
İSTANBUL DEPREMİ
"Türkiye'de inşaat faaliyetleri çok uzun yıllar boyunca estetik ve diğer unsurlar değil, afet riskleri de gözetilmeden yürütülmüştür. Biz bunu iktidara gelir gelmez gündeme aldık ve depreme dayanıklı yapı stoklamaya başladık. Belediyelerimizle birlikte ülke genelinde 6.7 milyon yapının dönüşümünü hedefleyen bir sürece girdik. Projeden malzemeye, yapı denetimine kadar standartları depreme göre yeniledik, geliştirdik. Bugün Türkiye’nin 17 yıl öncesine göre afetlere daha hazırlıklı olduğu bir gerçektir."
"Deprem gibi hayati meselelerin siyaset üstü olduğuna ve bu şekilde konuşulması, tartışılması, çalışılması gerektiğine inanıyoruz. Aksi yöndeki her tavır ve beyan, hiç kimseye, ülkemize zarar vermekten başka fayda sağlamayacaktır."
"IMF defterini, tekrar açılmamak üzere Mayıs 2013'te kapattığımızı, altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum."
"Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirene kadar durup dinlenmeden çalışmaya devam edeceğiz." (HABER MERKEZİ)