Metal işçileri arasında AKP’den kopuş hızlandı
Metal işçileri içinde AKP güç kaybetmeye devam ediyor, bunda en önemli faktör kriz. Ancak başta milliyetçilik olmak üzere sermaye politikaları işçiler arasında belirleyici olmaya devam ediyor.
Coşkunöz işçileri 2015 Metal Fırtına döneminde iş bırakarak direnişe geçmişti. | Fotoğraf: Evrensel
Muzaffer ÖZKURT
Bursa/Çerkezköy
Bursa’da metal işçileri içinde AKP güç kaybetmeye devam ediyor. Yerel seçimlerden bu yana geçen 6 aylık sürede AKP’nin HDP’li belediyelere kayyum atamadan Fırat’ın doğusuna operasyon açıklamalarına ve silahlanma için attığı adımlara kadar yaptıkları erimeyi durdurmaya yetmedi. Aksine kopuş hızlandı. Ancak krizin olmadığı koşullarda işçileri AKP’ye bağlamanın yolu olarak kullanılan bu adımların bugün işe yarıyor olmaması, işçilerin sınıf bilincinde ilerleme olduğu anlamına gelmiyor. Başta milliyetçilik olmak üzere sermaye politikaları işçiler arasında belirleyici olmaya devam ediyor.
Bursa’da Coşkunöz fabrikasından bir işçiyle konuşuyoruz. İşsizlik korkusu nedeniyle tüm fabrikalarda olduğu gibi Coşkunöz’de de molalarda güncel siyasal gelişmeler ve MESS sözleşmesi konuşulmuyormuş. “Bu tür şeyler ancak ikili konuşmalarda gündem oluyor” diyor. AKP’ye desteğin yerel seçimden bu yana azaldığını, halen AKP’ye oy verenlerin ise iktidarı savunmak için hiçbir şey yapmadığını anlatan işçi, AKP’den kopanların nereye yöneldiği konusunda ise “renk vermediğini” dile getirdi. Yerel seçim sonrası Van, Diyarbakır ve Mardin belediyelerine atanan kayyum konusu da çok fazla gündem olmamış molalarda. Konuştukları işçilerin ise “terör” gerekçesiyle kayyum atanmasına destek olduğunu, İstanbul gibi batı illerine kayyum atanması ihtimaline ise tepki gösterdiğini ifade eden işçi şunları söyledi: “Milliyetçiliğin etkisiyle kayyuma destek verdiklerini söyleseler de kayyumun aslında olumlu bir şey olmadığının farkındalar. Mesela bizim fabrikada üretim sayısı sürekli artıyor. Bunun görevlileri var. Üretim alanına her indiklerinde yapılan işin sayısı artıyor. Bu ara onlar her geldiğinde işçiler ‘Geldi yine kayyum’ diyor.”
TEMSİLCİ ATAMASININ KAYYUMDAN NE FARKI VAR?
Bosch’tan bir grup işçiyle bir araya geliyoruz. İktidarın güç kaybettiği konusunda onlar da hemfikir. Yerel seçimden bu yana AKP’ye oy verecek işçi sayısının yarı yarıya azaldığını söylüyorlar. Bir dönem AKP teşkilatlarında görev alan ve son seçimlerde destek vermeyi bırakan bir işçi “Benim çevremde neredeyse hiç AKP’ye oy verecek kalmadı” diyor. Eskiden Saray yapılmasına bile destek olduklarını anlatan işçi, “Şimdi her şey batıyor. Bize gelince kaynak yok diyorlar ama daha yeni cumhurbaşkanlığına tanesi 80 milyon liradan 4 tane Mercedes aldılar. Bunun karşısında 2 bin lira asgari ücret mi olur? Karşılaştırınca tepki daha da artıyor” diye konuştu.
AKP’ye en çok destek ise tarikatlardan geliyor. Bosch işçileri arasında tarikatların güçlü bir örgütlenmesi var ve bu çevredeki işçiler yaşanan tartışmalarda sessiz kalsa da henüz kopmuş değil. Bir işçi kayyum tartışmasına ilişkin yaptığı tartışmayı anlattı: “Kayyum meselesi açıldığında hemen atansın terörist onlar denmeye başlandı. Ben de itiraz ettim ‘Neden?’ diye. Adam seçim öncesi devletin savcısından belge almış seçime girmiş, kazanmış. Seçim sonrası soruşturma bile yok, terörist diyor. Belge var mı? Yok. Böyle deyince ‘Doğru ama onlar da…’ demeye başladı. Sen sevmiyorsun diye bunu kabul edersen yarın senin başına gelir.” Başka bir Bosch işçi kayyumla kendi fabrikalarında yaşananlar arasında bağ kurarak şu örneği verdi: “2015 metal fırtına sonrası Türk Metal şube başkanı ve temsilcinin seçimle belirlenmesi kararı aldı. Seçimde bir sürü şey yapıldı ama göstermelik de olsa demokrasiydi. Şimdi kriz dönemi olunca bunlar rafa kalktı. Genel merkez şubeyi ve temsilcileri görevden aldı. Yerlerine atama yapıldı. Bütün işçiler seçtiği kişilerin görevden alınmasına tepkili. Kayyumun bundan ne farkı var?”
"SİLAHLANMAYA DESTEKLE AYAĞIMIZA SIKIYORUZ"
Silahlanma ve Fırat’ın doğusuna operasyon açıklamalarına destek veren işçi sayısı çok olsa da eski etkisinde olmadığını söylüyor görüştüğümüz işçiler. “Afrin’den sonra etkisi kalmadı. Şimdi kriz olunca herkes geçim derdinde bunlara bakmıyor” diye söze giren bir işçi şöyle devam etti: “Operasyonlar ve silahlanma konusu gündem olmasa da işçilerin çoğu destekliyor. Ülke bekası diye alımına destek oldukları S400’lerin nereye kullanılabileceğini, aslında hiçbir işe yaramadığını bilmiyor. Askeri harcamalardaki artışla sözleşme arasında da bağ olmadığını düşünüyor. Vergi adaletsizliği, kaynakların bizden alınıp silah üreticilerine ve patronlara aktarılması… Çok ilgisi var aslında. Cumhurbaşkanı ve Bahçeli çıkıp ‘Mermi ile patlıcan, domates karşılaştırılır mı’ diye çıkışıyor. Eee biz işçiler sözleşmeden ne bekliyoruz? Geçim sıkıntısının çözülmesini. Karşımıza da mermi hesabını çıkarıyorlar. Ama halen çoğu işçi ‘Silahı devlet alıyor, bize zammı Bosch veriyor’ diyor. Böyle bakınca da sözleşme döneminde kendi ayağımıza sıkmış oluyoruz.”
KONUŞMADAN BİLİNÇ Mİ GELİŞİR?
Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde kurulu olan B/S/H’ta çalışan işçi ise MESS sözleşmesi, kayyum gibi gündemdeki gelişmelerin daha fazla konuşulması gerektiğini dile getirerek “Aslında çözüm konuşmakta. Sözleşme konuşma, siyaset konuşma, maç konuş. Böyle bilinç mi gelişir? Hayatımızı belirleyen konuları konuşmamız gerekiyor” dedi. Başka bir işçi ise Türk Metal yöneticilerinin de devletin de patronların yanında olduğunu belirterek “Demokrasi gerekli. Haklarımız için birlik olmalı, işçinin sözünün geçeceği halkçı bir yönetimin iktidara gelmesi için de çalışmalıyız” çağrısı yaptı.