Bosch işçileri ilk kez sürece dahil oluyor
Önen Ersin / Hakkı Tali
'BOSH İŞÇİSİ KOYUN GİBİDİR'
2010 TİS’inden önce 50-60 işçiyle süreci tartışmak için Türk Metal binasına gittiklerini belirten Bosch işçileri; sendikaya girdiklerinde Türk Metal’in şube başkanının; “Ben Bosch işçilerinin bir araya gelerek, bizden hesap soracaklarını düşünmezdim. Bosch işçisi koyun gibidir” dediğini söylüyorlar. Toplantı boyunca sendika yönetimini sorularıyla sıkıştıran 6-7 kişilik işçi grubuna, toplantıdan sonra Türk Metal yöneticileri “Boş verin bu işleri kafanıza takmayın” diyerek birlikte yemeğe gitme teklifinde bulunduğunu anlatıyor işçiler. “Kendilerine yakın olan işçilere çeşitli sosyal faaliyetler, kurslar, tatil olanakları sunuyorlardı; fakat biz arayıp bunları talep ettiğimizde hep reddedildik, hiç yararlanamadık bu fırsatlardan” diyen işçiler sendikada adam kayırmacılığın yaygın olduğunu ifade ediyorlar.
TALEPLER BELİRLENİYOR
TİS sürecinde diğer fabrikalardaki işçilerle de iletişim halinde olduklarını belirten Bosch işçileri, fabrikadaki TİS çalışmalarını şu şekilde anlatıyor: “90 kişilik bir grup şu anda fabrika içerisinde işçilerle görüşerek talepleri öğreniyor. Fabrikanın ne ürettiğini, ne sattığını araştırıyorlar. Bu veriler doğrultusunda TİS sürecinde neler talep edeceğimizi belirleyeceğiz. Bizim bu girişimimiz sonrası şimdi Türk Metal yöneticileri benzer şekilde işçiler arasında dolaşarak, taleplerini öğrenmeye çalışıyorlar. Fakat işçiler daha öncesinde yüzüne bakmayan bu yöneticilerle dalga geçerek başlarından savıyorlar gördüğümüz kadarıyla. Bizler sadece saat ücreti istemiyoruz, bunun yanı sıra sosyal haklarımızın da arttırılmasını talep ediyoruz.”
SCM İŞÇİLERİNİN MÜCADELESİ ÖRNEK OLDU
Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu SCM Otomotiv küçük bir işyeri olmasına rağmen verdikleri mücadele ile adından söz ettiren bir fabrika. Yüzlerce metal fabrikasının bulunduğu Organize Sanayi Bölgesinde, Birleşik Metal’in örgütlü olduğu tek fabrikası. Geçen toplusözleşme sürecinde SCM Otomotiv’de MESS grup toplusözleşmelerinde imzalananın üzerinde bir zamma imza atıldı. İşçiler bu sene de geçen yılki mücadele deneyimlerinden hareket ediyor.
İşyeri baş temsilcisi Ferdi Bayram da işçiler arasındaki birlik ve beraberliğe dikkat çekiyor. İşyerimizde işçilerin seçtiği bir komitenin olduğunu ifade eden Bayram, bütün kararları işçilerle temas haline ve bu komite aracılığıyla aldıklarını söylüyor. Geçen toplusözleşmede bu komitelerin önemli bir rol oynadığını belirten Bayram, “İşçi arkadaşlarımızla önce taleplerimizi belirledik, sonra bunları nasıl elde edeceğimizi tartıştık, daha sonrada bunu şubeyle birlikte uyguladık” diyor.
SCM işçilerinin toplusözleşme sürecindeki eylemleri diğer işyerlerindeki işçileri de etkilemiş. Servislere binmeyip organize sanayi bölgesinde yapılan yürüyüşlerin Türk Metal üyesi işçilerin dikkatini çektiğini belirten Bayram, “Sonradan duyuyoruz Türk Metal üyeleri kendi temsilcilerine baskı yapıyorlar, ‘onlar yapıyor siz niye yapmıyorsunuz’ diye tepki gösteriyorlar” diyor. Bayram, bu sözleşme dönemine de hazırlıklı olduklarını kaydederken, işçilerle süreci tartıştıklarını diğer işyerlerini uyarmak içinde üzerlerine düşenleri yapacaklarını söylüyor. Bayram, özellikle organize sanayi bölgesinde, işçilerin gittiği cami önlerinde bildiri dağıtımının çok etkili olduğunu düşünüyor.
1998’İN DENEYİMİYLE BUGÜNE…
1998 yılında Bursa’da binlerce otomotiv işçisi Türk Metal’den istifa etmişti. İstifalar diğer illerdeki otomotiv fabrikalarına da yayılmış, işçiler taleplerini büyük ölçüde patronlara kabul ettirmişti. 20 yılı aşkın zamandır Renault’da çalışan bir işçi, birliğin önemini 98’de yaşananlardan yola çıkarak anlatıyor: “98’de biz ayaklandığımızda Bursa ayaklandı. İşveren temsilcileri o dönem geldi bize, ‘Sendika ile yüz göz olursanız işiniz 3 günde biter, bizle yüz göz olursanız 1 günde bitiririz sizin işinizi’ dediler.”
Renault işçisi, sendika ve Renault patronu arasındaki ilişkiyi şöyle aktardı: “Patron o dönemde ‘İşçiler gönderdi ama seni ben tuttum. Sen benim fikirlerimi savunacaksın’ demiş oldu ve öyle de oldu.” Yıllardır sözleşmelerde Türk Metal’in hüsranını yaşadıklarını belirten Renault işçisi, “İşçiler olarak bu dönemi iyi değerlendirmek istiyoruz ve kendi aramızda güvendiğimiz işçilerle neler yapacağımızı konuşuyoruz” dedi. Fabrikada çalışan işçi arkadaşlarına da şöyle seslendi: “Güvensizlik var. Bunu aşabilirsek önümüzde hiçbir engel duramaz. Tüm Renault işçileri bu sözleşmede birlikte hareket etmelidir.”
Başka bir Renault işçisi ise ‘98 yılındaki mücadele deneyiminden çıkarttığı sonuçları şöyle anlattı: “Bizler ne yapacağımızı bilmiyorduk, çünkü örgütlü değildik. Ertesi günü işveren 32 işçiyi kapı önüne kondu ve arkadaşlarımıza sahip çıkamadık. Korku başladı. Şimdide daha büyük sorunlarımız var. Ücretlerimiz düşük. Bu nedenle her ne olacağını kimse kestiremez. Çünkü 98 yılında, bana yarın bu kadar işçi eylem yapacak deselerdi onlara, ‘hadi oradan’ derdim. Yine olacağını biliyorum ama bu sefer daha örgütlü hareket etmemiz gerekiyor.”
TOFAŞ’I KALELERİ YAPMAK İSTİYORLAR
TOFAŞ’ta 7 yıldır çalışan bir işçi, Türk Metal’in Tofaş’ı özel olarak ele aldığını söylüyor. Tofaş’ın sahibi Koç Holding yönetiminin de bu kapsamda çabaları olduğu ifade ediliyor. Tofaş işçisi buna örnek olarak, fabrika CEO’sunun bazı bölümlerde yaptığı toplantılarda işçilere, “Sözleşme nasıl imzalanırsa imzalansın, biz fabrika olarak sizlere ek bir zam yapacağız” dediğini aktarıyor. “Benim anladığım işverenin işçilerden ne kadar korktuğunu gösteriyor. Müdürler işçilerin olası bir isyanını böylelikle durdurmayı hesaplıyorlar” diyen Tofaş işçisi, sözleşme sürecinde talepleri ifade ettiklerinde hedefe konulduklarını kaydediyor. Buna rağmen fabrikada büyük bir memnuniyetsizlik ve tepki olduğunu belirten Tofaş işçisi, “Olası bir patlamada ne Türk Metal yöneticilerini ne de patronlar bunun önüne geçemez. Buna hazırlıklı olmamız gerekiyor” diyor.
OLDU BİTTİYE İZİN VERMEYECEĞİZ
Renault işçileri, geçmiş sözleşmelerden dersler çıkardıklarını, bu nedenle sendika yöneticilerinin davranışlarına karşı daha fazla tepki göstereceklerini ifade ediyorlar. Bir Renault işçisi, “Fabrikada bu kadar büyüme varken, çalışma saatleri ve koşulları bu kadar ağırken; işe yeni başlayan bir işçinin 2 bin liradan az para almaması gerekiyor” diyor.
Sözleşmelerin iyi geçmesinin işçilere bağlı olduğunu kaydeden Renault işçisi, “Diğer fabrikalarda çalışan işçilerle de bağlar kurmalıyız, onlarla da konuşup ortak hareket etmeliyiz. Ancak bu şekilde MESS’e karşı durabiliriz” diyor.
Seri imalatta çalışan bütün işçiler ya çalışma yaşamında, ya da sonrasında mutlaka bir hastalığa yakalanıyor. Ücretlerin ise oldukça düşük olduğunu belirten işçiler, idari kadroda çalışanlarla aralarında ciddi bir ücret uçurumu olduğunu söylüyor. Bursa Renault’nun üretim kalitesi olarak diğer ülkelerdeki fabrikalardan daha ileride olduğunu kaydeden işçiler, “Fransa’da işçiler yaklaşık 2 bin 500 avroya çalışıyor, Türkiye’de bu ücretin yarısına çalışıyoruz.” diyorlar. Renault’un tüm fabrikalarda bir çerçeve sözleşmesinin olduğunu söyleyen işçiler, bu sözleşmenin olumlu yanlarının Türkiye’de de uygulanması gerektiğini ifade ediyor.
(Bursa/EVRENSEL)
Yarın: Birleşik Metal-İş ve Türk Metal şube başkanları
evrensel.net
Evrensel'i Takip Et