Metal işçileri MESS sürecini tartışıyor | "Üretimi etkileyecek eylemler yapmalıyız"
Metal işçileri MESS sürecini Evrensel aracılığıyla tartışıyor. Ford işçilerinin "Yapılacakları tartışalım" çağrısına Renault ve Man işçileri yazdığı mektup ile yanıt verdi.
Oyak Renault işçisi
Bursa
Her sözleşme döneminde olduğu gibi, MESS’e bağlı patronlar pek çok bahanelerle karşımıza gelecekler. “Zor durumdayız, kâr elde edemiyoruz” diyecekler. Peki ya gerçek böyle mi? Tabii ki değil! Çalıştığımız fabrikalarda üretim en iyi şekilde devam ediyor, patronlar kârlarına kâr katıyor. Ülkede bir kriz olduğu gerçeği var ama krizin yaratığı sonuçların en ağırını biz işçiler yaşıyoruz. Aldığımız ücretlerin düşük olması, ücret dışında hemen her şeye gelen zamlar yüzünden, karnımızı bile doyurmakta zorlanıyoruz. Ücretlere yapılan küçücük bir zam ülkedeki gerçek enflasyon karşısında eriyip yok olmakla kalmıyor, adeta eksiye düşüyoruz. Biz bunu metal işçileri olarak geçen dönemki sözleşmede yaşadık daha bir sene geçmeden maaşımız enflasyon karşısında eriyip gitti. Geçen dönem aldığımız sözleşmeden bir şey kalmadı. Patronlar kâr etmeye devam ederken, kriz nedeniyle ücretsiz izinlere çıkartılan, işten atılanlar bizler oluyoruz.
ORTAK TALEPLER ETRAFINDA KENETLENELİM
Biz işçilerin yaşadığı onca deneyimden de biliyoruz ki, talep edilen şeyler sağlam, kararlı ve örgütlü işçiler tarafından sahiplenildiğinde kazanılır. Geçmiş dönemde hazırlanan taslaklarda da gördüğümüz gibi, işçilerin taleplerinin karşılanması, sendikaların işçi sınıfının çıkarlarını başa alması ve işçilerin birleşmesinden geçiyor. Aksi halde hiçbir hak altın tepside bizim önümüze sunulmuyor. Bu açıdan 2019-2021 TİS sürecinde taleplerin elde edilebilmesi ancak ve ancak biz işçilerin kararlı bir mücadele vermesinden geçiyor. Sendika ayrımı gözetmeden, sendikalı-sendikasız bütün işçilerin ortak talepler etrafında kenetlenmesi gerekiyor.
Tüm fabrikalarda işçiler arasında sözleşme süreci ile ilgili bir umutsuzluk, karamsarlık yaratılmak isteniliyor. Ayrıca Türk Metal’in TİS süreci ile ilgili kırmızı çizgileri olmadığını ve pazarlık masasının anlaşmayla, uzlaşmayla sonuçlanmasını umduklarını söylemesi ne anlama geliyor? Elbette toplusözleşme bir anlaşmayla sonuçlanır. Ama bu tür açıklamalarla isteniyor ki işçiler aza rıza göstersin, pazarlık masasından çıkana ses çıkarmasın, MESS’in ve hükümetin dediğini kabul etsin, üretimden gelen güçlerini kullanmasınlar!
TASLAKTA MESS’İN İZİ VAR
Biliyoruz ki MESS, biz işçilerin haklarımıza karşı kendi sermayesini korumak için bize baskı yapacaktır. Her defasında bizler MESS’in dayatmalarıyla karşılaşıyoruz. Türk Metal Sendikasının uzlaşmacı tutumu ve hükümetlerin işverenlerin bir dediğini iki etmemesi yüzünden, TİS süreci de olumlu bir havada geçmiyor. Bugünkü TİS sürecinde sendikalar kadar biz işçilere de büyük sorumluluklar düşüyor. Fabrikalarda yaratılmak istenen olumsuz havayı dağıtmak, bizleri birbirimize düşürmelerinin, kutuplaştırmalarının önüne geçmek, yan yana omuz omuza olmak biz işçilerin önceliği olmalıdır. Taslaktaki zam oranı bizim isteklerimiz doğrultusunda değil MESS’in isteği doğrultusunda hazırlanmış. Ankette istediğimiz zam oranı hiçbir şekilde yansıtılmamış. Görüyoruz ki anketler tamamen aldatmacaydı. İşçinin istediği gibi yansıtılsa bu şekilde çıkmayacağını hepimiz biliyoruz. Türk Metal taslakta ne varsa hepsini almak zorundadır. Hiçbir şekilde taviz verilmemelidir. Renault işçisi olarak sonuna kadar takipçisi olacağız!
BU SAATTEN SONRA İCRAATA GEÇMEK GEREKİYOR
MAN Otobüs fabrikasından bir işçi
Ankara
Merhaba Evrensel okurları, geçtiğimiz hafta Ford’dan bir grup işçi sözleşme süreciyle ilgili görüşlerini ifade etmişti. Ford’da çalışan arkadaşların söyledikleri elbette önemli. Bence bu saatten sonra icraata geçmek gerekiyor. Daha somut talepler ortaya koymalıyız diye düşünüyorum. Türk Metal’in yüzde 26 civarında açıkladığı ücret zammı talebi özellikle MAN işçilerini tatmin etmedi. Çünkü biliyoruz ki; pazarlık payı olacak ve bu miktar daha da aşağıya muhakkak düşecek. MAN son bir yılda üretimi iyice artırdı, 14 otobüs üretiyoruz günde. Bunların tanesi neredeyse 1.5-2 milyon yapıyor. Ezici çoğunluğu yurt dışına gidiyor. Yılda kaç milyon kâr ettiğini varın siz hesaplayın. Bu kadar kâr eden patronlar, işçiye iki tane otobüsünden pay vermeyi bile çok görüyor.
DAHA FAZLA OTOBÜS, DAHA FAZLA SÖMÜRÜ DEMEK
Üç binin üstünde işçi çalıştırılıyor fabrikada, bunların bir bölümü de sözleşmeli ya da İŞKUR’lu. Hatta başka taşeronlara bağlı olarak MAN’da çalışan işçiler de var. Yakında işlerin artacağı söyleniyor, 20 otobüs üretileceği dillendiriliyor. Bu ne demek? “MAN işçisini daha çok sömüreceğim” demek. Çünkü Avrupa’daki diğer fabrikalarından daha ucuza mal ediyor burayı. Bu taslakta sendikanın kırmızı çizgileri de belli değil. O yüzden biz işçiler kendi kırmızı çizgilerimizi belirlemeliyiz. Daha somut konuşmalıyız demiştim.
Mesela vergi dilimi meselesi biz işçilerin başına gelen en büyük belalardan birisi. Ama taslakta bununla ilgili hiçbir şey yer almıyor. Vergi dilimi belli bir düzeye sabitlensin ya da yarısını patron ödesin diye bir talep dile getirebiliriz. Her ne kadar bizim fabrikamızda son süreçte fazla yaşanmasa da, diğer fabrikalar da çok yaşandığı için, işten atmalar olmasın diyebiliriz. Elektriğe, doğal gaza yapılan zamlara ilişkin bu zamlar geri alınsın ya da sözleşmede sosyal yardımlar artırılsın diyebiliriz. Yani kendi kırmızı çizgimiz, taleplerimiz her neyse, daha net şekilde anlatmalıyız. Ne olursa olsun bence etkili eylemler gerçekleştirilmeli.
ÜRETİMİ ETKİLEYECEK EYLEMLER YAPMALIYIZ
Sendika ilk görüşmede istediğini alamazsa çatal kaşık vurma, ses çıkarma gibi eylemler yapılır. Ama biz çatal kaşık vurduğumuzda yönetimler bunu ne kadar duyuyor? Madem kazanmak istiyoruz, üretimi durdurmalıyız. Bir günlük iş bırakma ya da iki saat üç saat iş bırakma gibi üretimi etkileyecek eylemler yapmalıyız. Grev gerekirse grev yapmalıyız. Geçtiğimiz sözleşmede sendikanın ilan ettiği grev kararının ardından hükümet grevi yasaklamıştı. Sendika da yine böyle bir durum yaşanmaması adına hazırlığını şimdiden yapmalı. Bizden kesilen aidatlar bunun için var. Biz yarın greve çıkarsak, bizi bir arada tutabilmek için var. Ama yine de ben bizim sendikayı en azından bizim fabrikada çok pasif buluyorum. O yüzden işçilerin kendi içinde birlik olması lazım. Sözleşmenin de ötesinde EYT sorunu, ekonomik kriz gibi pek çok sorunumuz var. Ford çalışanları kendi bulunduğu yerde, Bursa’daki fabrikalar Bursa’da, biz de buralarda toplu şekilde hareket etmeliyiz. Önce kendi fabrikalarımızda birlik sağlayamazsak zaten bütün metal işçileri olarak birleşemeyiz diye düşünüyorum.