Acı tatlı bir başlangıç
"Türkiye gibi işsizlik oranı yüksek ve her geçen gün bu oranın arttığı bir ülkede kredi almak gözü kapalı uçurumda yürümek gibi bir şey. "
Görkem TATLI
İstanbul Üniversitesi
Bu sene İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünü kazandım. 12. sınıfta sınava hazırlanırken sınav sisteminde büyük bir değişiklik gerçekleşti. Mart’ta YGS’ye girmeyi beklerken ani bir şekilde hem puan türlerinin hem sınav tarihlerinin değiştiğini öğrendik. İlk sene istediğim başarıyı elde edemedim ve yazın mezuna kalma kararı aldım. Dersler tek başına yürümeyeceği için dershaneye yazılmak zorunda kaldım. Bu da ailemi yüklü bir masrafın altına soktu. Dershanedeki kitaplar yetmiyor sürekli ek kaynaklar almam gerekiyordu. Kitaplar, günlük yemek, yol parası derken aylık en az 1200-1300 sadece benim için harcanıyordu. Orta halli bir aile için bile çok fazla olan bu harcamalar asgari ücretle geçinen bir aile için lükse giriyordu ki aile ekonomimizi oldukça yordu. Bu yüzden tek seçeneğim mezuna kaldığım sene üniversiteyi kazanmaktı. Uzun ve yorucu bir sınav döneminin ardından nihayet sınav sonuçları açıklandı. Sonra üniversite maceram başladı.
BURS-KREDİ-YURT-GEÇİM SORUNU
İkamet ettiğim Pendik’ten okuluma en kısa gidiş 1 saat 40 dakika ve 4 araç değiştirmem gerekiyordu. Bu da beni yurda veya eve çıkmaya mecbur bıraktı. Yönetmeliğe göre yaşadığın ilde devlet yurdu çıkması imkansız. Özel yurtların fiyatları ise KYK’ya oranla oldukça yüksekti. Ev bakmaya başladığımda ise ondan aşağı kalır yanı yoktu. Evin gideri minumum 1000 lirayı buluyordu ki 1000 liralık bir ev ulaşım ve konaklama bakımından sıkıntılar yaratabiliyordu.
Sonra şansıma başvurduğum bir belediye yurdunda kalmaya hak kazandım. Bu yurdun aylık ücreti 400 lira ve çıkma olasılığı olan KYK bursu ise 500 lira. Her gün 3 öğün simit çay yesem dahi bana kalan 100 lira, yalnızca yemek masrafımı bile karşılayamayacak düzeyde. Bu da beni farklı burslar aramaya ve yarı zamanlı çalışmaya zorluyor.
Bursun çıkmama ihtimaline karşılık eğer ki kredi alırsam yüksek bir borçla mezun olacağım. Türkiye gibi işsizlik oranı yüksek ve her geçen gün bu oranın arttığı bir ülkede kredi almak gözü kapalı uçurumda yürümek gibi bir şey. Günümüzdeki şartlar hayalimdeki üniversite hayatını değil de zorunlu bırakıldığımız tek tip öğrenci hayatı yaşamını mecbur kılıyor. Sosyal aktiviteler ve spor yapmak bir yana okumak istediğim kitabı almak için bile bütçe ayıramıyorum. Hazırlıktaki zorunlu kitapların fiyatları neredeyse bir aylık KYK bursu kadar.
Tüm bu koşullar ve zorluklara rağmen benim üniversite eğitimi ve hayatına yönelik hala umudum var. Üniversitenin beni olgunlaştıracağını, vizyonumu geliştireceğini ve hayata bakış açımı değiştireceğini düşünüyorum. Gelecek kaygısı olmadan arkadaşlarımla keyifli bir öğrenci yaşamı geçirmek istiyorum. Ben, bizim –yani gençliğin- bir şeyleri değiştirebileceğine inanıyorum.