05 Ekim 2019 08:53

Susamam ve protest rap: madalyonun görünmeyen yüzü

Susamam ile yıllardır Türkçe rapte önemli bir alan kaplayan, son dönemde yine biriken ve gündemde olan protest tavır kolektif bir çalışmayla görünür olmuştur.

Paylaş

Ender Şiar ARGIN

Yıldız Teknik Üniversitesi

Geçtiğimiz günlerde Şanışer’in öncülüğünde çoğunluğu rap müzisyeni olan 18 sanatçının bir araya gelerek çıkardığı Susamam isimli parça oldukça gündem oldu. Son dönemde Türkçe rapteki kimi gelişmeleri, bir alt dalı olarak protest rapi ve parçanın özellikle ülkenin genç kuşaklarında yarattığı heyecanı ve etkiyi incelemeye çalışalım.

Türkçe rapin ilk sözlü icracılarının bu kültürü yaygınlaştırmak üzere girdikleri çabanın ardından 2000’li yılların ortalarından itibaren Türkçe rapte “yeraltı” tarzın ana akım olduğunu, kendi dinleyicisi ve kitlesi dışında kitlelere ulaşmak, yaygınlaşmak ve popülerleşmek gibi dertlerin Türkçe rapin ana gövdesi açısından çok da önemsenmediğini söyleyebiliriz. Bu dönemlerde sokağı, toplumsal sorunları, adaletsizliği vs. anlatmak, protest sözler yazmak her rapçinin yapabileceği, hatta rapçilerin birçoğunun yaptığı (az ya da çok) bir etkinlik haline gelmişti. 

Uzun bir yeraltı sürecinin ardından son yıllarda yaygınlaşan trap müzik ile birlikte Türkçe rapte kimi kırılma, eş zamanlı olarak da popülerleşme sürecine girildi. Ancak trapin yaygınlaşmasıyla da hip-hop kültürünün bu olmadığına, eğlence endüstrisinin ve piyasanın ihtiyaçlarına göre müzik icra etmenin kültürün içini boşalttığına ve toplumsal sorunlara yaslanan özünü ihmal ettiğine dair itirazlarla da kimi tartışmalar gündeme geldi. Her kültür alanı gibi rap de elbette kapitalizmin ideolojik hegemonyasından payını alıyor ve hızlı tüketilen ve alınıp satılan bir kültürel ürün haline gelebiliyor. Lüks arabaların, güzel kadınların, pahalı içkilerin; yani zenginliğin, bireyciliğin, cinsiyetçiliğin ve kültürel yozlaşmanın övgüsüyle çekilen kliplere olan itiraz son dönemlerde oldukça yaygınlaşmıştı. Susamam, tüm bu tartışmaların ortasında önemli meseleleri hatırlatan ve hemen hemen bütün geri kalan rapçilerin parçayı paylaşarak destek verdiği, kıymetli bir dayanışma parçası olarak gündeme geldi.

MADALYONUN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

Aslında Susamam ile yıllardır Türkçe rapte önemli bir alan kaplayan, son dönemde yine biriken ve gündemde olan protest tavır kolektif bir çalışmayla görünür olmuştur. Öyle ki parçadaki hemen hemen çoğu rap müzisyeni uzunca bir süredir Türkçe rapin protest tarafında ısrar eden isimlerdir. Sokrat, Şanışer, Fuat, Tahribad-ı İsyan, Server Uraz, Ozbi, Hayki vb. isimler zaten bir süredir sokaktan, gelecek kaygısından, işsizlik ve yoksulluktan, mevcut sistemin insanlık ve doğa üzerindeki tahribatından bahseden isimlerdir. Susamam parçası benzer gayelerle Türkçe rapin görünmeyen yüzünü görünür kıldı diyebiliriz. Elbette burada protest tavrın Türkçe rapte ana akım olduğunu iddia etmiyoruz. Ancak Türkçe rap icracılarından önemli bir kısmının protest parçalarının bulunduğunu, Türkçe rapin görünmeyen yüzünün protest olduğunu iddia edebiliriz.

Parçanın girişinde, popüler kültüre, yaşamsal kaygılarımıza, toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmemizin önüne çektiğimiz bariyerlere kadar birçok probleme çıkarım yapılabilecek bir eleştiriyle, bireyciliğin ve liberalizmin etkisi altındaki milyonlarca insana ulaşmayı ve deyim yerindeyse “kendine getirmeyi ve sarsmayı” amaç edindiğini, bunu ifade ederken kullanılan sesin de bir popüler kültür ve kapitalizm simgesi olan iPhone’un “Siri”siyle ifade edilmesinin oldukça etkili olduğunu söyleyebiliriz. 

TÜRKİYE VE PROTEST RAP

Türkiye, ülkenin coğrafi koşulları, ekonomik ve siyasal krizleri, toplumsal yaşamın örgütlenişindeki dinamikler de dikkate alındığında protest tavrın toplam rap kültüründe önemli bir yer işgal ettiği ülkelerden biridir. Çünkü ülkenin mevcut siyasal ve ekonomik koşulları, eğitim-hukuk-sağlık vb. alanlardaki sorunların sürdürülemez ve görmezden gelinemeyecek duruma gelmesi, Türkçe rapte protest tavrın görünür kılınmasının sebeplerindendir. Tıpkı birkaç yıl öncesinde melankolik, depresif bir tarzla rap yapan No.1 ülke gençliğinin içerisinde bulunduğu koşulları tarif etmesinden dolayı daha popülerken; bugünkü koşullarda örneğin tek adam iktidarının gerileyişi, karşıdakinin kaybedebileceğinin de mümkün görülmesi gençlerde parçanın daha politik, radikal verse’lerinin (özellikle Şanışer ve Hayki’nin) beğenilmesinin, sahiplenilmesinin nedenlerdendir. Bir üniversite öğrencisinin Sokrat’ın sözlerinden etkilenmesi, genç kadınların Deniz Tekin’ın etkileyici bölümüne olan ilgisi, işsizlik-gelecek kaygısı arasında sıkışmış semt gençlerinin Tahribad-ı İsyan’ın sözleriyle kendini özdeşleştirmesi de bu yüzdendir.

Susamam parçası Türkiye’de uzunca bir süredir biriken “dip dalga”nın Türkçe rap müziğindeki karşılığıydı ve şüphesiz bu önemlidir. Ancak bundan fazlası olmadığını da bilmek gerekir; bu “kalkışma”nın tutarlı olup olmayacağını, ne kadar süreklilik göstereceğini, ülkenin politik atmosferindeki değişimler kadar yapılan çağrıya yanıt verecek olanlar, “susamam” diyenlerin tutumu belirleyecektir.

 

YUNANİSTAN VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ

Yunanistan’da kemer sıkma politikaları, Syriza ve Çipras’ın yarattığı etki ve hayal kırıklığı, işsizlik ve enflasyon oranlarının hızlı yükselişi ülkede protest rapi, rap müzik açısından kaçınılmaz bir alternatif olarak görünür kılmıştı. Koinoi Thnitoi ve Social Waste gibi daha politik rap gruplarının parçaları ülke çapında çok daha fazla yaygınlaştı. Bugün Yunanistan’da protest rap, hem rapçilerin görmezden gelemeyeceği, hem de gençlerin dinlemekten kaçamayacağı mutlak bir alternatif haline gelmiştir. Yaşam koşullarının dayanılmazlığı ve katlanılamazlığı; karşısında dayanmayı ve katlanmayı tavsiye eden, dayanaksız bir bireysellik ve zenginlik tahayyülü yapan rap şarkılarını arka plana atmıştır. Türkiye açısından şüphesiz benzer koşulları, rap açısından da benzer kırılmaları tarif edebiliriz.

ÖNCEKİ HABER

Gençlerin sesi: protest rap

SONRAKİ HABER

Liseler açılmışken liselere dair…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa