05 Ekim 2019 09:11

“Memleket Meselesi”

Meslek liselerinde eğitimin birinci haftasının ardından biz de Bursa’da meslek lisesinde okuyan ve meslek lisesinden mezun gençlerle bir araya gelerek yeni eğitim yılından beklentilerini konuştuk.

Fotoğraf:pixabay

Paylaş

Eren ÖNER

Bursa

Toplamda 1 milyon 793 bin 391 öğrencisi bulunan meslek liselerinde eğitimin birinci haftasının ardından biz de Bursa’da meslek lisesinde okuyan ve meslek lisesinden mezun gençlerle bir araya gelerek yeni eğitim yılından beklentilerini, sorunlarını ve gelecek planlarını konuştuk. Önce meslek lisesinden mezun iki öğrenci ile daha sonra da hâlâ okumakta olan iki öğrenci ile buluştuk. Daha sorun kelimesi ağzımızdan çıkarken ne tesadüftür iki masa da aniden oluşan bir ağız birliği ile “staj” meselesinde uzlaştık. Tophane Endüstri Meslek Lisesi’nde okuyan arkadaşlar henüz staj yapmadığı için onlara meslek liselerinin durumunu ve eğitim sorunlarını sorduk. Mehmet Kemal Çoşkunöz Mesleki ve Teknik Lisesi’nden mezun arkadaşlarla ise staj sorununu konuşarak sohbetimize başladık.

STAJ: SIKINTI YUVASI

Uğur, MKÇMTL Makine Bölümünden mezun. 18 yaşında. Stajı ezildikleri için anlamsız bulduğunu belirterek, “Büyük bir fabrikada 9 ay staj yaptım. Mesleki birçok şey öğrendim ancak öğrenebilmemin nedeni atılganlığım. Fabrikayı ve fabrika içerisindeki olayları görünce bu işi kesinlikle yapmak istemedim. Çünkü işçiler ne çalıştıkları işin karşılığında hak ettikleri ücreti alabiliyorlar ne de iş sağlığı önlemleri doğru düzgün alınıyor.” dedi. Uğur staj yaptığı fabrikada staj yaparken birçok iş kazası gördüğünü, haftada 4 gün staja gittiğini, fabrika yönetiminin fabrika saatlerine uygun hareket etmesi için staj saatini tamamladığı halde gitmesine izin vermeyerek işçilerle birlikte 10 saat mesaiye zorlandığını anlatıyor. Uğur bunları anlatırken Onur kendini tutamayarak “Staja gittiğim ilk gün okulu bırakmayı düşündüm.” diyerek söze katılıyor. Onur da MKÇMTL makine bölümünden mezun, Uğur ile aynı mahallede büyümüş, aynı okullarda okumuşlar; kundaktan beri birlikteler diyebiliriz. Onur daha küçük bir yerde staj yapmaya başlamış, işyerinde birçok baskıya maruz kaldığını şöyle anlatıyor: “Mesleki ve teknik bilgi almak için gittim. Alanım makine, paspas attım, tuvalet temizledim, çay demledim. Stajda hiçbir şey öğrenemedim. Bunu staj sorumlusu hocama söylediğimde ise umursamadı. Staj yaptığım yerde 2 haftalık ücretim kaldı. Sadece ben değil çalışan birçok arkadaşımızın parası kalıyor.” Türkiye sanayisindeki en ağır işkollarından biri olan metal işkolunda staj gördüklerini söyleyen Uğur ise “Fabrikada stajyer öğrenciler de fabrika işçileri de çalıştığım dönemde birçok iş kazası geçirdi. Ben de iş kazası geçirdim. Tutanak tutulmuyor, iş kazasının üstü kapatılıyor. Bizim dahi sendikayla ilişkimizden korkuyorlar. Sendikal faaliyette bulunmanın yasak olduğuna dair başlarken kâğıt imzalıyoruz.” diyerek stajda yaşadığı diğer sıkıntıları dile getirdi.

“ÖĞRENCİLER FABRİKADA ÇALIŞMAKTAN KAÇIYOR”

Stajda yaşadıkları sorunların yanı sıra okulda aldıkları mesleki dersler dışındaki derslerin niteliksiz olduğunu, hiçbir meslek liseli öğrencinin sınav senesi 9 ay staj yaparak ve dershaneye gitmeden üniversiteyi kazanamayacağını vurgulayan Tophaneli gençler ise öğretmenlerinin kendilerine “Hepiniz fabrika işçisi olacaksınız boş yere uğraşmayın. Siz fabrika işçisi olmayacaksanız bu liseler neden açıldı.” diyerek seçeneksiz ve umutsuz bıraktıklarını söylüyorlar. Liselerinden mezun olan yüzlerce gencin Bursa’nın çeşitli fabrikalarında çalıştıklarını belirterek “Bizim sorunumuz işçi olmakla değil işçilerin çalışma şartlarıyla ve fabrika içerisinde tanık olduğumuz durumlarla” diyerek, asıl sorunun işçi de olsalar mühendis de olsalar veya herhangi bir meslek sahibi de olsalar değişmeyeceğini belirttiler. Ancak staja giden gençlerin birçoğunun işçi olmaktan veya mesleki eğitimini aldığı işi yapmaktan kaçtığını ifade ettiler. Bu konuşmaların ardından MKÇMTL’deki Uğur “35 kişilik sınıfımdan yalnızca bir tanesi fabrikada çalışıyor. O da mecbur kaldığı için, ailesi onu sınava hazırlayacak bir dershaneye gönderemediği için. Diğer bütün gençler fabrikada çalışmaktan kaçıyor.” sözlerini tekrardan hatırlıyoruz.

ÇÖZÜM İŞÇİ OLMAMAK MI?

Meslek liselilerin geleceğini ve kendi geleceklerini sorduğumuzda ise hep bir ağızdan seslendirilen “Ne geleceği?​” lafını işitiyoruz. Uğur’un söyledikleri ise sadece meslek liselilerin geleceği değil ülke gençliğinin geleceğini ilgilendiriyor. Uğur, meslek liseli gençlerin sorunlarının işçilerin sorunları ile ortak olduğunu ve işçilerin daha iyi bir yaşam, daha iyi ekonomik koşullar kazanmadığı sürece kimsenin işçi olmak istemeyeceğini yeniden vurgulayarak “Meslek liseli gençler stajda işçilerin nasıl koşullarda ne kadar kötü paralara çalıştığını görüyor. Çözüm olarak işçi olmamayı seçiyor. Bunu seçmesi önemli olmuyor çok fazla çalışıp üniversite kazanamazsa mecburen işçi oluyor.” diyor. Meslek liselilerin yaşadığı bütün zorluklara ve haftada 4 gün staj yaptığı halde geçtiğimiz sene üniversite sınavında sözel sıralamasında 19 binlerde bir sıralama alan Uğur “Ben kendime Boğaziçi Tarih hedefi koymuştum, olmadı. Bu sene sınava yeniden hazırlanıyorum. Çünkü staj ve okul beni mühendislikten dahi tiksindirdi. Kaldı ki mühendis, mimar dahi olsam iş yok.” diyerek işsizliğin de büyük bir sorun olduğuna dikkat çekiyor.

MESLEK LİSELİLERİN SORUNLARI NASIL ÇÖZÜLÜR?

Sohbet ettiğimiz meslek lisesi öğrencileri, meslek lisesinin sadece eğitimin bir sorunu değil gerçekten söylendiği gibi “memleket meselesi” olduğunu ve sorunların çözümünün de ülkedeki birçok sorunla paralel olduğunu söylüyorlar. Gelen çözüm önerilerini Tophaneli gençlerle birlikte yazıyoruz;

İnsanlar mesleki eğitim alabilir ancak staj zorunlu olmamalı çünkü staj adı altında gittiğimiz çoğu yerden hiçbir şey öğrenmeden dönüyoruz. İsteğe bağlı olursa öğreniriz.

İşçiler ile diğer meslek grupları (beyaz yakalılar) arasındaki sosyal farklar ortadan kalkmalı, ücretler dengelenmeli ki meslek lisesinde mesleki eğitimini almış biz gençler mecbur kalarak değil seçeneklerden bir tanesi olarak işçi olmayı seçelim.

Sınavda sorumlu olduğumuz derslerin sayısı ve niteliği artsın ki, biz de diğer liseliler ile eşit fırsata sahip olabilelim.

Son olarak eğitim ve sınav sistemi hepten hatalı, kökten değiştirelim.

 

ÖNCEKİ HABER

AB Raporu: 2019'da Türkiye'de 46 bin 546 sığınmacı Avrupa'ya geçti

SONRAKİ HABER

Ürdün Başbakanı Ömer er-Rezzaz, grevdeki öğretmenlerden özür diledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa