Banvit’te işçilere yönelik baskılar arttı
Krizle beraber artan mobbing ve ağırlaşan çalışma koşullarına karşı DİSK/Gıda-İş'te örgütlenme mücadelesi sürdüren Banvit işçileri Evrensel'e konuştu: Ekmek parası için sussak da bir yere kadar!
Görsel, Banvit logosu
Eylem DEMİRHAN
İzmir
Banvit fabrikasında işçilere dönük baskılar devam ederken mobbinge uğrayan bir işçi, suç duyurunda bulundu. Baskıların arttığına dikkat çeken işçi, “Ancak sendikalı olup birlikte mücadele edersek baskıların üstesinden gelebiliriz” dedi.
İzmir’in Kemalpaşa ilçesindeki Banvit fabrikasında çalışan işçiler krizle birlikte yaşam ve çalışma koşullarının ağırlaşmasına karşı DİSK/Gıda-İş Sendikasında örgütlenme mücadelesini sürdürüyor.
“EKMEK PARASI İÇİN SUSSAK DA BİR YERE KADAR”
Banvit fabrikasının bütün piliç bölümünde çalışan Gıda-İş üyesi bir işçi fabrikadaki çalışma koşullarını şöyle anlattı: “Fabrikada hakaretlere maruz kalıyoruz. Çoğumuz anneyiz, babayız ve çocuklarımız için çalışıyoruz o fabrikada. Ekmek parası için bir şeyler diyemiyoruz bazen ama bir yere kadar.”
Çok fazla baskı uygulandığını belirten bir işçi, fabrikada ağır hakaretlere maruz kaldığını için savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yaşadıkları sıkıntılara karşı çözümün yine işçilerde olduğunu ifade eden işçi, şöyle devam etti: “İnsanların sendikayı tanımaları, örgütlenmeleri, birey olarak tek başımıza değil örgütlü olarak bir şey yapabileceğimizi ve sendikanın bu noktada bir aracı olduğunu anlatmak gerekiyor. 3 yıldır sendikalıyım. İnsanların tek başına değil, örgütlü olarak bir şeyleri değiştirebileceğine inandığım için sendikaya üye oldum.”
“EK İŞ NE YAPABİLİRİM DİYE DÜŞÜNÜYORSUN”
Ülkedeki ekonomik krizin bu ülkedeki emekçileri vurduğunu belirten işçi, “Bu sistemde insanlar suça teşvik ediliyor. Emeğimizle para kazanmak istiyoruz ama sistem bizi, asgari ücretle gece gündüz çalışacaksın, aynı parayla çocuğuna da bakacaksın, yemek de yiyeceksin, diyerek suça itiyor. Akşam haberlerde cinnet geçiren insanlar var, bunların sebebi de ekonomik. İnsanlar geçinemiyor, geçinemediği zaman da belli bir yerden sonra patlıyorlar. Akşam eve geldiğinde kafanı yastığa koyup rahat yatmak istiyorsun, dinlenmen gerekirken bu ayı nasıl çıkaracağım, başka ne iş yapabilirim diye düşünüyorsun” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN”
İşçi son olarak şunları söyledi:
“Patronlar bizim üstümüzden geçiniyorlar, emeğimizi sömürüyorlar. Sendika bunun için çok önemli. Tüm bu zorluklara karşı örgütlenmeye, insanlara anlatmaya çalışıyoruz. Çünkü sadece kendim için değil çocuklarım için de mücadele ediyorum. Benim çocuklarım da burada yetişecek. Onların geleceği için de mücadele etmeliyiz. Benzer çevrelerde yaşıyoruz, bizim çocuklarımız da bu fabrikalarda çalışabilir. Parayı veren iyi okullarda okuyor, daha iyi eğitim alıyor. 5 yaşındaki kızımı kreşe gönderemiyorum, param olmadığı için çocuğumu bir saz kursuna, resim kursuna gönderemiyorum. Çocuğumu eğitemiyorum. Hava, su hepimiz içinse; ekmek de, gelir de eşit dağıtılsın diye mücadele ediyoruz. Tüm işçiler bu mücadeleye katılmalı.”