13 Ekim 2019 06:51

10 Ekim Katliamı'nda hayatını kaybedenler Adana'da anıldı

10 Ekim Katliamında hayatını kaybedenlerden Erhan Avcı, Mehmet Şah Esin, Dilan Sarıkaya, Şebnem Yurtman ve 3,5 yaşındaki Tevriz Dora Adana’daki mezarları başında anıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

10 Ekim Katliamında hayatını kaybedenlerden Erhan Avcı, Mehmet Şah Esin, Dilan Sarıkaya, Şebnem Yurtman ve katliamdan 2 gün sonra polis saldırısı sırasında hayatını kaybeden 3,5 yaşındaki Tevriz Dora mezarları başında anıldı. Gökhan Gökbönü'nün mezarında bulunan zeytin ağacı barışın sembolü olarak Dilan'ın mezarı başına dikildi. Tevriz bebeğin ve Şebnem Yurtman'ın yanı başındaki zeytin ağaçları altında yapılan anmalarda barış talebini yükseltmenin aciliyetine dikkat çekildi. Bugün yapılan anma etkinliğinde de Suriye operasyonuna yönelik tepkiler öne çıktı.

Adana'da 9 Ekim'de yapılan anmada, Dilan Sarıkaya ve Şebnem Yurtman'ın mezarları başında konuşan Emek Partisi GYK Üyesi Halil İmrek, barış istedikleri günün kana bulanmasının üzerinden geçen 4 yıl sonra bugün de savaş tamtamlarının çalındığını belirterek "10 Ekim mitingine de aynı koşullarda gittik. Yaşamı savunmak için demokrasi için gittik. Bugün yaşasalardı savaşın yanlışlığını emekçilere anlatırlardı. Onların anısını yaşatmak için bugün yapmamız gereken bu" diye konuştu.

BARIŞ İÇİN MÜCADELE

Erhan Avcı'nın mezarı başında konuşan KESK Adana Şubeler Platformu Sözcüsü Ahmet Aydoğan, mezara girişte polislerin GBT taraması yapmasına ilişkin 10 Ekim'de toplumun güvenliğini sağlamayanların Türkiye tarihinin en kanlı katliamına yol açtığını belirterek “Ölümün hakikat olduğu bir yaşamda barışın ve insanlık mücadelesi vermenin de hakikat olduğunu düşünüyorum” dedi.

HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, savaş üzerinden politika yapan hükümetin katliama göz yumruğunu belirterek  dayanışma, direniş ve barış için mücadele gerektiğini söyledi.

"SURİYE'YE OPERASYON DA İKTİDARIN BEKASI İÇİN"

Adana'da bir anma da bugün İMO Adana Şubesi'nde yapıldı.

Anma etkinliğinde konuşan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, 10 Ekim Katliamı'nın demokrasiye yönelik bir darbe vurmayı amaçladığını belirterek 10 Ekim sonrasındaki gelişmelerin, askeri operasyonlara karşı barış demeye devam etmelerinin bu darbenin başarısız olduğu bir süreci ortaya koyduğunu söyledi.

"HİÇ BİR OPERASYONA RAZI GELMEYECEĞİZ"

Suriye’ye yönelik operasyonun amacının AKP’nin iktidarını derinleştirmek için olduğunu ifade eden Hatimoğulları, bugün yapmak istedikleri halk buluşması için Barbaros Mahallesi'ne gittiklerinde 12 Eylül sabahını aratmayacak derecede polis, akrep ve TOMA ile karşılaştıklarını, insanların kahvehanelerden çıkıp kalırımda çay içmelerine bile izin verilmediğini söyledi.

Bir ilçe yöneticilerinin gözaltına alındığını kaydeden Hatimoğulları, "Biz barış demeye devam edeceğiz. Biz ne olursa olsun hiçbir askeri operasyona razı gelmeyeceğiz. Kürt, Arap halkı, Keldaniler, Süryanier Türkiye sınırına asla zarar vermedi. Bunun hiçbir belgesi yok ortada. Ancak bu operasyon IŞİD gibi bütün dünyaya meydan okuyan terör örgütünü sınırda komşu yapmayı amaçlayan bir operasyon olduğunu söylersek abartı olmaz. Canımızla da ödesek, ceza evlerinde de ödesek biz barışı savunmaya devam edeceğiz" dedi.

"BİZDEN SONRA GELENLER BU KATLİAMIN BELGELERİNİ GÖRECEK"

Dilan Sarıkaya’nın annesi Nesligül Sarıkaya, her ne kadar bazılarına ağırlaştırılmış müebbet verilmiş olsa da adil bir yargılama yapılmadığını belirterek “Bizden sonra gelen nesiller bu katliamın belgelerini görecek ve bunu yapanları lanetle anacaklar. Ben bugün kızımın resmini göğsümde taşıyorum Soranlara gururla anlatıyorum. Peki bu gibi katliamlarda parmağı olanlar öldüklerinde anneleri, babaları, evlatları onları gururla anabilecekler mi?​” diye konuştu.

"ÖNCEKİ KATİAMLAR LAYIKIYLA SORUŞTURULSAYDI 10 EKİM OLMAZDI

10 Ekim dava avukatlarından Tugay Bek de dava sürecinde ortaya çıkanlarla ilgili bilgi vererek bu konuda Kor Kitap’tan çıkan “Duymak Zorundasınız” kitabından bahsetti.

10 Ekim Katliamı üzerindeki gizlilik kararı ortadan kaldırıldıktan sonra 10 Ekim Katliamı'nın sanıklarının tamamının fiziki ve teknik takip altında olduğunu gördüklerini ifade eden Bek, "Emniyete katliamdan önce tam 62 tane ihbar geliyor. Yani IŞİD’in bir mitingde katliam yapağı yönünde ihbarlar geliyor. Bu ihbarların birisinde canlı bombanın adından da bahsediliyor. Yunus Emre Alagöz’ün bir mitingde katliam yapağı yönündeki ihbar katliamdan iki gün önce 8 Ekim’de emniyete düşüyor. Ancak kayıtlara bakıldığında bu bilgi Ankara Emniyet müdürlüğüne katliamdan 2 gün sonra ulaştırılıyor. Bu gizlilik kararı süresi içerisinde Türkiye’de Sultan Ahmet, Taksim gibi katliamlar devam etti. Suruç, Ankara Katliamı, Adana ve Mersin katliam girişimlerinin merkezinin IŞİD’in Antep birimi olduğu aslında bütün soruşturma dosyaları birlikte ele alındığında net şekle görülüyor. Adana ve Mersin’deki katliam girişimleri, Suruç’taki katliam layıkıyla soruşturulmuş olsaydı bu katliamların hiç birisi yaşanmayacaktı" dedi.

"YARIN BİR GÜN YARGI ÖNÜNE ÇIKACAKLAR"

Soruşturmanın sonunda bir grup IŞİD’linin yargılandığını dile getiren Bek, kamu görevlileri ile ilgili soruşturma izninin verilmediğini belirtti. İzni vermeyenin layıkıyla bir soruşturma yapılması durumunda kendisi de yargılanması gereken Ankara Valiliği olduğunu söyleyen Bek, “İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından bir rapor düzenlendi. Emniyet birimlerinin gerekli ihbarları zamanına derlendirmeyen ilgili birimlerden, olay yerine gerekli tedbirlerin alınmamasından, katliam sonrasında gerekli müdahalelerin usulüne uygun yapılmadığından bahsetmiş. Bununla ilgili Valilikler tarafından izin verilmedi, savcılıklar tarafından soruşturulmasının önüne geçildi. Tüm ihbarlar değerlendirmeyen, katliamdan iki gün önce gelen ihbarı değerlendirmeyen görevliler ne zaman yargılanacak? Yunus Emre Alagöz cihatçı faaliyetlerinden dolayı Pakistan’dan iki defa sınır dışı ediliyor. Sanıklar içerisinde bomba düzeneği olan sınır bölgesinde ele geçmiş çantada IŞİD sanığı hakkında derhal yakalama kararı verilmesine rağmen bu yapılmıyor. Bunlar yapılmış olsaydı. Bu katliamlar olmayacaktı. Bugün yapılmasa da yarın bir gün yargı önüne çıkmaları gerekir" diye konuştu.

"KATLİAM İNSANLIĞA KARŞI SUÇ OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ"

Dava sürecinde hedeflerinden birinin sanıkların en ağır cezaları alması, ikinci hedeflerinin kamu görevlilerinin ve siyasi sorumluların yargılanması olduğunu dile getiren Bek, üçüncü hedeflerinin de sanıkların devlete karşı değil, insanlığa karşı suç işlemekten yargılanması gerektiğini ifade etti. Dava dosyasında yer alan bilgilere göre IŞİD’in Gaziantep düğün katliamında olduğu gibi özellikle Kürtleri, solcular hedef aldığını, Türkiye’deki Alevi köylerini tespit ettiklerini dile getiren Bek, bir felsefeyi, ırkı, mezhebi, inancı hedef alarak yapılan eylemlerin tamamı insanlığa karşı suç olduğunu belirterek “Bu talebimiz kabul edilmedi. İnsanlığa karşı suç kapsamında zaman aşımı ortadan kalkıyor. Bu katliamlarda sorumluluğu bulunan kamu görevlileri bugün hesap vermekten kaçınabilirler ama yarın bu katlamalardan dolayı ceza almalarının önü açılacak” dedi.

"BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

İHD Akdeniz Bölge Temsilcisi Yasemin Dora Şeker, "Barış savunuculuğu en zor iş de olsa bunu devam ettirmeye devam edeceğiz” dedi. İktidarın şiddet sarmalından beslendiğini ifade eden Şeker, "Nasıl onlar şiddetten besleniyorsa bizler de barış talebinden, insani değerlerden asla vazgeçmemeliyiz" dedi. 10 Ekim’den kısa bir süre sonra Adana’da polis müdahalesinde annesinin kucağında hayatını kaybeden 3,5 yaşındaki Tevriz Dora’yı da andı.

Adana Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Sabahattin Gümüş, Reyhanlı katliamında da benzer şeyler yaşandığını belirterek dönemin savcısının tanık olarak dinlenmek istemesine rağmen talebinin reddedildiğini söyledi. Katliamda bacağını kaybeden Ayşegül Duman’ın "Ben size evlat acısı yaşayın demiyorum. Allah evlatlarınıza öyle bir insan sevgi versin ki size anne, baba demeye utansınlar” şeklindeki sözlerini hatırlatan Gümüş, "103 insanı kaybetmiş olmalarına rağmen içlerindeki sevgiyi korumayı başaran insanlar vardı" dedi. (Adana/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ataşehir Belediyesi işçileri: İşten atılan arkadaşlarımız geri alınsın

SONRAKİ HABER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefonda görüştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa