10 Ekim 2019 07:50
Son Güncellenme Tarihi: 11 Ekim 2019 06:16

10 Ekim'de yaşamını yitirenler Türkiye genelinde anılıyor: Barış talebinde ısrarcıyız

10 Ekim Ankara Katliamında hayatını kaybedenler katliamın 4’üncü yılında Türkiye'nin genelinde anılıyor. Sorumluların yargılanması çağrısı yapılan anmalarda savaşa karşı barış talebi dile getirildi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

10 Ekim Ankara Garı Katliamında hayatını kaybedenler katliamın 4’üncü yılında Türkiye'nin dört bir yanında anılıyor. Anmalarda savaşa karşı barışı savunma çağrısı yapıldı.


İZMİR

Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenleri anma programları kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Red Fotoğraf grubunun ortaklaşa düzenlediği “Bellek10102015 unutma” fotoğraf sergisi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlendi.

Serginin ardından, moderatörlüğünü 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği İzmir Temsilcisi Mustafa Özdağ'ın yaptığı konuşmacıların Gazeteci Gökçer Tahincioğlu, Evrensel'in köşe yazarı Uzman Dr. Zeki Gül, 10 Ekim dava avukatlarından Hasan Hüseyin Evin ve Doktor Sezai Berber’in katıldığı "Katliamın 4. yılında yaşam ve hukuk mücadeleleri" konulu panel düzenlendi.

Red Fotoğraf Grubunun hazırladığı “Bellek10102015 unutma” fotoğraf sergisinde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Özuslu, bu ülkenin tarihinde 10 Ekimde yaşanmış trajediler gibi birçok trajediyi yaşamış, tanıklık etmiş, okumuş ve geçmişten ders çıkararak bugünlerde taşıma görevini üstlenmiş sizlerle olmak umut verici” diyerek önümüzdeki yıl 10 Ekim Barış anıtı yapacaklarını duyurdu.

"BİZE DÜŞEN TOPLUMSAL BELLEĞİ DAHA DA YUKARI TAŞIMAK"

Ardından konuşan fotoğrafçı Özcan Yaman ise, “Burada açılan fotoğraf sergisi değil, bellekti. O gün orada bulunan herkes bu fotoğrafları gözünde, aklında zaten çekti. Bizler borçlandırıldık. Bizler de bunu ödemek için daha dirençli olmak zorundayız. Bizlerin görevi toplumsal belleği olabildiğince yukarı çıkarmak. Red fotoğraf grubu olarak az da olsa katkı sunmaya çalıştık. O gün bize arkadaşlarımızın kanlarına bakarak bu sorumluluğu yüklediler. Bizler bunun bize niye yaptırıldığını çok iyi bilmeliyiz ve biliyoruz, onun için de unutmayacağız, unutturmayacağız” diye konuştu.

Fotoğraf sergisinin ardından düzenlenen programın sunuculuğunu BES eski Şube Başkan Ramis Sağlam yaparken, Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin aileleri konuştu. İlk sözü alan Mesut Mak’ın eşi Evrim Mak, “4 yılın yaşanması söylenmesi kadar kolay olmadı isterdim ki devlet büyüklerine teşekkür edeyim 10 Ekim davasının takipçisi olduğu için, katillerin ve işbirlikçilerin en ağır cezalarını alması için, Maalesef 10 Ekimden sonra yaptıkları ilk iş o gün katliam sonrası canlarımızdan akan kanı yıkamak oldu. 10 Ekim davasının takipçisi gönüllü avukatlar ve biz aileler olduk. Barış şehitlerimiz için yaptığımız anıta bile tahammül edemeyen IŞİD zihniyetinden olanlar 5 kez anıtımıza saldırdılar, bunun için de bir şey yapmadılar” diye konuştu. Mustafa Budak’ın esi Hanefi Budak da yaptığı konuşmasında "Bu katliam laflara anlatılacak gibi değil, bütün emekleri geçen avukatlarımıza ve Doktor Zeki Gül’e teşekkür ederim” dedi.

"KULAK TIKAMAYIN, HERKES BİLSİN"

Katliam günü orada bulunan sağlık emekçisi Merve Semerci de “Buraya gelmeden önce barış pınarı onunla ilgili açıklama dinledim. Diyor ki 500bin DAEŞliyi temizledik, yok ettik diyordu. Aynı akıl ikisini serbest bıraktı ve o ikisi bizi katletti. Bunlar engellenebilirdi. 4 yıldır her yerde söylüyoruz. Kulak tıkamayın herkes bilsin, herkes öğrensin. Biz düştük üzerimize bastılar. Biz 4 senedir hem bu söylemlerle hem susturmak isteyenlerle hem de bu emri verenlerle mücadele ediyoruz” diye konuştu. Katliamda yaralanan eğitim emekçisi Murat Akçalı ise 4 yıl önce barış mitingine yola çıktığı günü anlatarak, “Şuan burada isem ölenler sayesinde. Bendekiler yorgun bilyelerdi. 20 tane şarapnel parçasıydı, onlar benim hayatımı kurtardı. Burada bilerek isteyerek katliamı organize etmek var,ihmal yok” dedi.  Kasım Otur 'un ablası Havva Otur da “10 Ekim şehitlerimizin geleceğe dair umutlarını beklentilerini yok ettiler. 10.04'te ülkemizin her köşesinden gelen gençlerimiz halay çekerken meydan kanlı meydan derken o an patladı bombalar. O meydan kanlı meydan oldu. Artık öylesine yaşıyoruz. Bu katliamlar devam etmesin. Roboski, Amed, Suruç arkasından Ankara. Şimdi yine anneleri ağlayacaklar. Savaş bizim savaşımız değil biz neyle savaşıyoruz?​” diye ifade etti.

"ASIL ADALETİ SAĞLAYINCAYA KADAR İÇİMİZ RAHAT ETMEYECEK"

"Katliamın 4. yılında yaşam ve hukuk mücadeleleri" konulu panele geçildiğinde ise Gazeteci Yazar Gökçer Tahincioğlu, katliam anı ve dava sürecinde yapılan haberlere dikkat çekerek böylesi dönmelerde gerçek haberciliğin önemine vurgu yaptı. Tahincioğlu, “Üzerinden 4 yıl geçti ve bu zaman içerisinde medya da değişti. Tıpkı avukatlar, hekimler gibi gazeteciler de daracık alandan seslerini çıkarmaya gayret ediyorlar. Bir gün gerçek faillerin yargılandığını bu salonlarda konuşabiliriz”dedi.

Doktor Sezai Berber de yaptığı konuşmada, Türkiye tarihinin travmalarla dolu olduğunu belirterek, “Maraş, Sivas, depremler, açlık grevleri de travmadır. Bireyi, aileyi ve toplumu hedef alır. Dolayısıyla arka arkaya gelen travmalar düşünce sistematiğimizi bozuyor ve eski haline gelmemizi imkânsızlaştırıyor. Bu aşamada dışarıdan yardım almak önemli” dedi. toplumsal travmalarda yas tutmanın önemine vurgu yapan Berber, adalet sağlanmasıyla travmaların biraz daha iyileştiğini söyledi.  

Uzman Doktor Zeki Gül ise "Bize miras olan onların sözünü devam ettirmek. Bizler sadece yas tutmayacağız. Nasıl bir barış istediğimizi yeniden soracağız? Sadece çatışmasızlık hali değil toplumsal bir barış talebimizin olduğunu vurgulamalıyız. Susmamız isteniyor, sormayan algılamayan yeni bir düzeni kurmak istiyorlar. Ama bizler susmayacağız. Asıl adaleti sağlayıncaya kadar içimiz rahat etmeyecek. İllaki barış, onurlu bir barış" dedi.

"MÜCADELEYİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ"

Son olarak konuşan Av. Hasan Hüseyin Evin de "Katliam gününden başlamak üzere olay yeri tespiti, soruşturma evresi ve benzeri aşamalar duyarlı dostlarımızın ve avukatların inancı ile bu noktaya geldi. Yoksa bu dosya kapatılacak bir dosya olarak görüldü. İlk duruşmadan itibaren kararlı duruş ve direniş sonunda ailelerimizin bakışı değişti. 10 Ekim'e durup durulurken gelinmedi, önceden planlanmıştı her şey. Devlet bütün bu sürecin en başından beri ortağı, düzenleyicisidir. Devletin kamu görevlileri yargılamadıkça 10 Ekim davası bitmedi, bitmeyecek. Piyonlara verilen cezalarla bitmeyecek, biz katilleri biliyoruz, tutanaklarda geçireceğiz sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz” diye konuştu.

Yapılan panel sonrası ise program yönetmenliğini Gül Büyükbeşe’nin yapımcılığını ise Sibel Tekin’in yaptığı “Ölüm ne yana düşer usta” belgeseli gösterildi.

AYŞE DENİZ VE BERNA KOÇ MEZARI BAŞINDA ANILDI

Ankara Katliamı'nda yaşamını yitiren Ayşe Deniz ve Berna Koç, Doğançay Mezarlığında anıldı. Mezarlarına karanfil bırakıldıktan sonra Kaynaklar mezarlığındaki Mustafa Budak için anma yapıldı.

Doğançay mezarlığında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına konuşan Melih Yalçın, "Aradan 4 yıl geçti ve davada dönemin siyasi sorumluları hakkında verdiğimiz soru önergeleri yanıtsız kaldı. İhmali ve sorumluluğu olanlar hep göz ardı edildi. Dönemin sözde başbakanı Davutoğlu '7 Haziran ile Kasım arasındaki dönemdekileri anlatsam bazıları insan içine çıkamaz' dedi. Ne demek istediğini aslında biliyoruz. Biz katilleri tanıyoruz, biliyoruz unutmayacağız ve unutturmamak için elimizden geleni yapacağız" dedi.

10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği İzmir temsilcisi Mustafa Özdağ ise, “Gözyaşlarımızı içimize öfke olarak akıtıyoruz. Bu ülkede barış adına, kardeşlik adına mücadele edeceğiz. Barış kazanacak" diye konuştu.

Doğançay Mezarlığının ardından Kaynaklar Mezarlığına geçildi. Anmaya Mustafa Budak'ın eşi Hanife Budak, Kasım Otur'un ablası Havva Otur ve Ayşe Deniz'in annesi Gülşen Deniz ile kızkardeşi Asuman Deniz katıldı. (İzmir/EVRENSEL)


KOCAELİ

Kocaeli’de KESK, TMMOB, TTB, DİSK’in çağrısıyla Ankara Katliamı’nın yıl dönümünde bir araya gelindi. Anma, katliamda yaşamını yitirilenler anısına yakılan mumlar ve saygı duruşuyla başladı. Açıklamaya sendika ve meslek örgütlerinin dışında EMEP, Halkevleri, HDP, CHP, TKP, Dersimliler Derneği üye ve yöneticileri de katıldı. Ortak açıklamayı yapan Tüm Bel-Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Karakuş “3 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki mahkeme bu doğrultuda cesur bir adım atmadı ve bu eksik karar sonucunda kamuoyu vicdanında adalet tecelli etmedi” diye konuştu. (Kocaeli/EVRENSEL)


BURSA

10 Ekim Katliamında hayatını kaybedenler Bursa’da törenle anıldı. Emek örgütlerinin çağrısıyla Setbaşı’ndan Heykel Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşün ardından Heykel Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı. Kitle adına basın açıklamasını Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derya Şimşek Aksakal okudu. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Patlama sonrasında oylarımız yükseliyor” açıklamasını hatırlatan Aksakal, katliamların ardında yatan siyasal sorumluluğa dikkat çekti. (Bursa/EVRENSEL)


DENİZLİ

4 yıl önce Ankara Katliamı’nda hayatını kaybeden 103 kişi Denizli’de de anıldı. Gerçekleştirilen basın açıklamasında barış vurgusu yapıldı. Toplanan grup adına basın açıklamasını TMMOB Temsilcisi Mehmet Sarıca okudu. Sarıca “Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlatılması için siyasetçileri de ellerini vicdanlarına koymaya, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz. Türkiye'nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların arkasında hangi siyasetçiler var? Suruç ve Ankara garında yaşından katliamların Siyasal sorumluları kim?​” diye sordu. (Denizli/EVRENSEL)


ESKİŞEHİR

Eskişehir Emek ve Demokrasi Güçleri, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anmak için Adalarda yaptığı kitlesel basın açıklaması yaptı.

Emek ve Demokrasi Güçleri'nin açıklamasından önce polis ekipleri açıklamanın yapılacağı alanı barikatlar ile abluka altına aldı. Ekipler alana girenleri tek tek aradı.

Uzun süren görüşmelerin ardından Emek ve Demokrasi Güçleri adına TMMOB Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Neşet Aykanat basın açıklaması yaptı.

Aykanat, "Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların arkasında hangi siyasetçiler var? Suruç ve Ankara Garı’nda yaşanan katliamların siyasal sorumluları kim? Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz." dedi. (Eskişehir/EVRENSEL)


GEBZE

Açılış konuşmasını Eylem Bahadır'ın yaptığı anmada katilamda hayatını kaybeden Emek Partisi GYK Üyesi Korkmaz Tedik'in parti yoldaşı ve ailesinden olan Emek Partisi Darıca İlçe Yöneticisi Tanfer Yeşiltepe, "Korkmaz, diğer 103 canımız gibi ülkemiz için önemli bir kayıp. Çünkü yolunu emekten, barıştan, işçi sınıfının iktidar mücadelesinden yana benimsemiş bu uğurda sahip olduğu mühendislik mesleği yerine partisinin sınıf mücadelesini ileri düzeyde üstlenmiştir. Biz devrimci dayanışmayı işçi sınıfıyla mücadeleyi yürütmeyi Korkmaz'dan öğrendik. 2015 yılında Ankara'ya barış için gitmiştik. Bugün de hâlâ o özlem devam ediyor. 2015'te onlardan aldığımız barış mücadelesini binlerce genç Korkmaz, binlerce genç Ziya Abi, binlerce Şebnem, Veysel devam ettiriyor." diye konuştu.

10 Ekim'de hayatını kaybedenler anısına sinevizyon gösterimi sonrası basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Emek, Demokrasi Güçleri adına Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Oğur Aydın okudu. Aydın, "Her dönem iktidarın hedefinde olan emek, barış ve demokrasi savunucuları olarak ayrım yapmaksızın herkesin eşit haklar temelinde, barış içinde bir arada yaşaması için ölümü değil, yaşamı ve yaşatmayı ısrarla savunmaya devam edeceğiz." dedi.

10 EKİM ANMASINA VALİLİK ENGELİ

Öte yandan Gebze'de 10 Ekim'de Gebze Emek Demokrasi Güçlerinin yapmak istediği eylem Valilik tarafından engellendi. Suriye'ye yapılan operasyon öne sürülerek anmaya izin verilmeyeceğine dair yazı Gebze Emek Demokrasi Güçlerine gönderildi. Yazıda, "Tren Garı patlamasının yıldönümü bahanesiyle yapılacak basın açıklaması ve etkinliklerin Barış Pınarı Harekatı protestolarına dönüşmesine kesinlikle müsaade edilmeyeceği ve kanuna aykırı her türlü etkinlik ve eylemlere yasal yetkiler çerçevesinde müdahalede bulunularak kitlenin dağıtılacağı ve akabinde ise gerekli yasal işlemlerin yapılacağının bilinmesi hususu tarafınıza tebliğ olunur" ifadeleri yer aldı. (Gebze/EVRENSEL)


İZMİR

Ankara Katliamının 4. yılında yaşamını yitirenler İzmir'de Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından anıldı. Yaşamını yitirenlerin fotoğrafların olduğu pankartı taşıyarak sık sık "Savaşa hayır barış hemen şimdi", "Onlara sözümüz barış olacak" sloganları atıldı.

"SORUMLULAR YARGILANSIN"

Ortak basın açıklamasını DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu. "Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor" diyen Sarı, dava sürecini değerlendirdi. Sarı, 21 Kasımda görülecek davaya çağrı yaparak "Katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması taleplerimizin reddedilmesi yapılan adli işlemlerin göstermelik olarak kalması sonucunu doğurmuştur. Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların arkasında hangi siyasetçilerin bulunduğu, Suruç ve Ankara Garı’nda yaşanan katliamların siyasal sorumluları kimler olduğu ivedilikle ortaya çıkartılmalıdır" diye konuştu.

"BARIŞ VE KARDEŞLIĞI SAVUNACAĞIZ"

"Savaş söylemleri nedeniyle yitirdiğimiz canlarımızı andığımız bugün, halkların barış içinde yaşadığı bu kadim coğrafyaya reva görülen savaşın ve yıkımın bir örneği ile yine karşı karşıyayız. Halklarımıza ölüm, acı ve yoksulluktan başka bir şey getirmeyecek olan savaşa karşı durmak, barış politikalarını savunmak, bu ülkede bir daha 10 Ekimlerin yaşanmasını engelleyecek yegane politikadır. 101 canımızın, bizlere miras bıraktıkları barışı ve kardeşliği savunmak onlara ve halklarımıza borcumuzdur" diye ifade eden Sarı, savaşa karşı barışı savunma çağrısı yaptı.

10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği İzmir Temsilcisi Mustafa Özdağ ise konuşmasında, "Biz katliam istemiyoruz ve bu katliamlarla ilgili sadece birkaç tetikçi değil bütün failler yargılanıncaya kadar adalet arayışımızı sürdüreceğiz" diyerek davanın takipçisi olacaklarını ifade etti. (İzmir/EVRENSEL)


ADANA

10 Ekim Katliamında hayatını kaybedenler katliamın 4’üncü yılında katliam saati olan 10.04’te Adana Tren Garı önünde anıldı. DİSK, KESK, Adana Tabip Odası ve TMMOB’nin yanı sıra EMEP, ESP, SYKP, ÖDP, CHP, HDP İl Örgütleri ile HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz ve önceki dönem Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer de katıldı.

"DAVUTOĞLU'NUN AÇIKLAMASI HEM İHBAR HEM İTİRAF KABUL EDİLMELİ"

Kurumlar adına ortak basın açıklamasını okuyan Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, katliamın ardından “Oylarımız yükseliyor” sözleri ile hatırlanan Davutoğlu’nun Başbakan olduğu dönemle ilgili 7 Haziran-1 Kasım seçimleri arası dönemdeki defterler açılırsa birçok siyasetçi insan içine çıkamaz” açıklamasını hatırlatarak “Buradan davanın görülmekte olduğu mahkeme heyetini bir kez daha göreve çağırıyoruz: Bu açıklama hem bir ihbar, hem de itiraf kabul edilmelidir. Başta dönemin başbakanı ve içişleri bakanı olmak üzere dönemin siyasilerini davaya dâhil edilmelidir” dedi.

"SORUMLULUĞU BULUNAN KAMU GÖREVLİLERİ VE SİYASETÇİLER YARGILANMALI"

Bu sözlerin, katliamın siyasal boyutları konusundaki endişe ve iddialarının haklılığını gösterdiğini dile getiren Hilal, “Davanın başından beri yürütülen soruşturmanın olayı tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmaktan uzak olduğunu belirterek, “3 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki mahkeme bu doğrultuda cesur bir adım atmadı ve bu eksik karar sonucunda kamuoyu vicdanında adalet tecelli etmedi” şeklinde konuştu.

“SAVAŞ ÖLDÜRÜR, SAKAT BIRAKIR, GÖÇ ETTİRİR, TEKELLER BÜYÜR”

Emek Partisi GYK Üyesi Halil İmrek de söz alarak 10 Ekim Ankara Katliamının 4’üncü yılında yine ülkenin savaşa sokulmak istendiğini ifade etti. O günde bugün de savaşa karşı çıktıklarını dile getiren İmrek, “Savaş öldürür; savaş sakat bırakır; savaş göç ettirir; savaş çocukları, kadınları, öncelikle etkiler. Savaşta işsizlik, yoksulluk artar. Silah tekelleri büyür” dedi. Kor Kitap’tan çıkan “Duymak Zorundasınız” kitabından da bahseden İmrek, olay yerinden başlayarak soruşturma aşamasına, iddianamenin yazılışından on duruşmada tamamlanan mahkeme sürecine, mahkeme kararı ile bitmeyen bir davanın kitabı olduğunu ifade etti.

HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz de sürdürülen savaş politikalarına dikkat çekerek savaşa karşı daha yüksek ses çıkartılması gerektiğini ifade etti. Barış için mücadele etmenin önemine dikkat çeken Peköz, “Annelerin daha faza ağlamaması için barışı getirmeliyiz. Yarın çocuklarımız sorduğunda ‘Biz barış için mücadele ettik’ diyebilmeliyiz” dedi.

“KATLİAMDA PARMAĞI OLANLARIN ÇOCUKLARI ONLARLA GURUR DUYABİLECEK Mİ?​”

Anmada 10 Ekim aileleri de yer aldı. Katliamda kızı Dilan Sarıkaya’yı kaybeden Nesligül Sarıkaya, “Bizden sonra gelenler bu katliamın asıl suçlularını lanetle anacak. Biz çocuklarımızla gurur duyuyoruz. Peki bu katliamlarda parmağı olanlar öldüklerinde anneleri, babaları, evlatları, çocukları onlarla gurur duyabilecekler mi? Çok basit bir örnek. Erdal Eren 39’uncu yılında yüzlerce kişi tarafından anıldı. Peki Kenan Evren kaç kişi ile gömüldü? Tarih unutmaz”  diye konuştu. (Adana/EVRENSEL)


İSTANBUL

10 Ekim Katliamı'nda 16 üyesini kaybeden Birleşik Taşımacılık Sendikasının (BTS) İstanbul 1 No’lu Şubesi, Haydarpaşa Garı’nda bir araya gelerek, katliamda yaşamını kaybedenleri andı. "Yüreğimize gömdük sizi her yürek atışında yaşatmak için" pankartı ve katliamda hayatını kaybedenlerin fotoğrafları taşındı.

"BU DAVANIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ"

Burada yapılan açıklamayı BTS İstanbul 1 No’lu Şube Hukuk Sekreteri Yoldaş Ak okudu. "Biz bir dönemin tanığıyız" diyen Ak, "Bu katliamın gerçek failleri ortaya çıkarılmadıkça, perdenin arkasındakiler bulunmadıkça, siyasi sorumlular yargı önüne çıkmadıkça adalet gerçekleşmiş olmayacaktır. 1977 1 Mayıs Katliamında olduğu gibi, Maraş, Çorum Katliamlarında olduğu gibi, Madımak, Gazi Katliamında ve daha sayısız katliamlarda olduğu gibi bu katliamda da adalet yargı eliyle gelmeyecek. Gelmediği gibi yakalanmış bir kaç zanlı da 3-5 yıl sonra salıverilecek. Ama bizim adalet arayışımız, bu davanın peşini bırakmayacaktır" dedi.

"KATLİAMIN GERÇEK FAİLLERİ DE YARGILANSIN"

Gerçek faillerin, iki canlı bombayı Antep'ten Ankara'ya miting alanına kadar getirenlerin peşini bırakmayacaklarını vurgulayan Ak, "Katliamdan sonra sırıtarak "oylarımız arttı" diyenleri unutmayacağız ve peşlerini bırakmayacağız.  7 Haziran-1 Kasım arası bombaların gölgesinde yaşanan sürece ilişkin “Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok kişi insan içine çıkamaz” diyen dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, dosyaları ayrılan 16 firari sanık hakkındaki 21 Kasım’da görülecek davanın üçüncü duruşmasında davaya dahil edilmesini istiyoruz. Ya da samimi ise Mahkemeye davet beklemeden gelip açıklasın" diye konuştu.

"ADALETİN OLMADIĞI YERDE BARIŞTAN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"

Ak son olarak şunları söyledi: "Savaşların sadece egemenlere yarayacağını, zulüm ve baskı düzeninin devam ettireceğini ve bu savaşta sadece emekçi yoksulların evlatlarının can vereceğini çok iyi biliyoruz. Barış bizim için ekmek kadar, su kadar önemli ve hayatidir. Kendi hayat damarlarımızın yok olmaması için, kaybettiğimiz arkadaşlarımıza verdiğimiz söz ve onlara olan borcumuz için barış ve adalet talebimizde ısrarcı olacağız. Bu bizim için vazgeçilmez, ertelenemez bir görevdir"

Açıklamanın ardından BTS İstanbul Şube'de Av. Tamer Doğan söyleşi gerçekleşti. Şöyleşinin ardından Mazlum Çetinkaya 10 Ekim Katliamı'nda hayatını kaybedenler için yazdığı şiiri okudu. (İstanbul/EVRENSEL)


RİZE

Katliamda yaşamını yitiren Osman Turan Bozacı ve Elif Kanlıoğlu mezarı başında anıldı.

Bozacı, Rize'nin Pazar ilçesi Şentepe Mezarlığında, Elif Kanlıoğlu ise Arhavi'deki mezarı başında anıldı.

Elif Kanlıoğlu'nun babası Ümit Kanlıoğlu, "Devlet bunu yapar mı? sorusu soruluyor. Evet, bizler belgelerle bunu gördük. Sistem sıkışmış durumda; parçalayarak, dağıtarak, savaşarak yönetmek zorunda. Biz de birleşerek, bütünleşerek mücadele etmek zorundayız" dedi.

Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu de "Elif kızımızın mücadelesi mücadelemiz olacak. (Rize/EVRENSEL)


KAYSERİ

Kayseri Emek ve Demokrasi güçlerinin çağrısıyla Kayseri Garında 10 Ekim'de yaşamını yitiren yurttaşlar anıldı.

Açıklamayı okuya DİSK Kayseri Bölge Temsilcisi Cumali Sağlam, “Katliamın sonrasında, siyasi iktidarın üzerini örtmeye yönelik tutumu, olayda ihtimali bulunan kamu görevlilerinin yargıdan kaçırılması 4 yıl boyunca öfkemizi daha da büyütmüştür. Ülkemizin bu karanlıktan kurtarılması, başta 10 Ekim olmak üzere o dönemde birbiri ardına yaşanan kitlesel katliamlarla hesaplaşılmasıyla mümkündür. Bu hesaplaşma, yitirdiğimiz arkadaşlarımıza karşı en büyük sorumluluğumuz ” diye konuştu.

"SORUMLULAR BULUNUP CEZALARINI ÇEKİNCEYE KADAR ALANLARDAYIZ"

Emek, barış ve demokrasi fikri,10 Ekim’de bizlerden koparılan arkadaşlarımızın en büyük düşüydü. Bizler bu düşün peşine koşmaya, arkadaşlarımızın düşünü gerçek kılmak içim mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullanan Cumali Sağlam sözlerini şöyle sonlandırdı: “Sadece Kayseri ‘de değil,Türkiye’nin dört bir yanında bugün alanlardayız.Katliamın gerçek sorumluları bulunup cezalarını çekinceye kadar da alanlarda olmaya devam edeceğiz.”(Kayseri/EVRENSEL)


ANTALYA

10 Ekim 2015 Ankara Katliam’ı 4. yıl dönümünde Antalya’da da anıldı. Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri’nin düzenlediği anma Attalos Meydanı’nda gerçekleştirildi. Anmada yapılan açıklamada, “Emekçilerin ve halkların ortak çıkarlarını savunduğumuz takdirde barış mücadelemiz en güçlü anlamını kazanmış olacak” denildi.

10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenler için Antalya Konyaaltı Cemevi Korkmaz Tedik Konferans Salonu’nda da panel gerçekleştirildi. 10 Ekim Davası avukatı Eylem Sarıoğlu, İHD Antalya Şubesi Eş Başkanı Prof. Dr. Erdal Gilgil, Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin panele konuşmacı olarak katıldı.

“BAYRAKLARIMIZI YERDEN KALDIRALI, O BAYRAKLARLA MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDELİ ÇOK OLDU”

Panelde açılış konuşmasını yapan Emek Partisi Antalya İl Yöneticisi Burak Yılmaz “10 Ekim Katliamı’nın 4. yıl dönümündeyiz. Korkmaz Tedik’in ismini verdiğimiz salondayız. Onurluyuz fakat bundan dolayı çok da mutlu değiliz çünkü Korkmaz’ı kaybetmenin acısı buna tahamül edilemeyecek bir durum. Antalya’dan Korkmaz ile beraber 8 yoldaşımızı Ankara 10 Ekim Katliamı’nda kaybettik ve toplamda 103 barış güvercini hayatını kaybetti. Yüzlercesi yaralandı, bir çoğu uzuvlarını kaybetti. Yine yüzlercesi bir takım tamir olmaz yaralar ile yaşamına devam etmek durumunda kaldı. Bayraklarımızı bulunduğu yerden kaldıralım demiştik. Biz bayraklarımızı yerden kaldıralı, o bayraklar ile mücadele etmeye devam edeli çok oldu” dedi.

“BARIŞ TALEBİNDE ISRARCIYIZ”

Ardından konuşan Prof. Dr. Nursel Şahin, 10 Ekim’de barış talep etmek için yola çıkıldığını ifade ederek “Emekçilerin, işçilerin, kamu çalışanlarının, halkların taleplerini seslendirmek ve bir o kadar da savaşa karşı, savaşa inat, barış hemen şimdi demek için oradaydık. Baskı ve şiddet ortamına karşı, emekten, barıştan ve demokrasiden yana güçlü bir direnç göstermek amaçlanmıştı. Bu direnç ve ihtiyaçta hiçbir değişiklik yok. Bugün Güney sınırında operasyonların ne anlama geldiğini biliyoruz. Bir savaşı başlatmış durumdayız. Dolayısıyla barış talebi hala güncel ve biz bunu istemekte ısrarlıyız. 30 km derinliğinde ciddi bir güvenlik bölgesi oluşturulmak isteniyor. Bize göç etmiş ya da zorla göç ettirilmiş insanlar bu bölgeye yerleştirilmek isteniyor. Sonraki sonuçların ağırlığı da henüz kavranmış mı bilmiyorum. Muhalefet istemeye istemeye ‘evet’ dedi anladık ki memlekette pek muhalefet falan da yok. Mecliste de yok, bizim dışımızda muhalefet yok gözüküyor. Katliam sonrasında emniyetin yaralıları hedef alan şiddeti, biber gazlı saldırısı, çok sayıda arkadaşımızın canına mal oldu. İktidarın katliamın üzerini örtme çabası, olayda ihlali olan özellikle kamu görevlilerini yargıdan kaçırmak isteniyor. Anmaya bile tahammülü göstermemek asıl faillerin hakkında bize bir çok ipucu veriyor” diyerek sözlerini noktaladı.

“BİR TANE BİLE KAMU GÖREVLİSİNİN YARGILANMADIĞI SÜREÇLE KARŞI KARŞIYA KALDIK”

10 Davası avukatlarından Eylem Sarıoğlu da katliamın taşlarının uzun süre öncesinden döşendiğini vurgulayarak “Suriye politikası 10 Ekim’i yaşattı. Haberlerde IŞİD’lilerin Antep’te nasıl rahat dolaştığını hepimiz görüyorduk. İlk andan itibaren bir sürü istihbari bilgiye rağmen mitinglere bombalı saldırı düzenlenebileceğine ilişkin istihbari bilgiye rağmen ve bu katliamı düzenleyen, bu katliamda canlı bomba olarak rol alan Yunus Emre Alagöz’ün Suriye’den Antep’e geçtiği ve bir eylem içerisinde olduğuna dair bilgilere rağmen, Ankara Emniyetinin buna ilişkin hiçbir şey yapmadığını gördük. Bir tane bile kamu görevlisinin yargılanmadığı süreçle karşı karşıya kaldık. Dosyalar topladık, deliller topladık. Hazırlanan raporlara karşı altarnetif raporlar düzenledik. Antep’ten dosyalar getirdik. Şunu gördük; bu katliamı düzenleyenlerin hepsinin aslında polis tarafından izlendiğini, savcı tarafından kısa süre önce serbest bırakıldığını, yargıçlar tarafından beraat ettirdiklerini gördük. Bu davanın sahiplenilmesi, aileler tarafından desteklenmesi bize olumlu sonuçlar elde ettirdi. Biz bu dava sadece anayasal düzene karşı değil, insanlığa karşı suçtur dedik. Savcıya ilk defa insanlığa karşı suçla ilgili iddaname düzenlettirebildik. Bunun bile demokrasi mücadelesi bakımından başarı olduğunu düşünüyoruz” dedi.

“3 GÜNLÜK ZORAKİ YAS İLAN EDİLDİ”

Panelin diğer konuşamacılarından olan Prof. Dr. Erdal Gilgil 10 Ekim’den sonraki süreci önemsediğini belirterek “3 günlük zoraki yas ilan edildi. Aynı yıl içerisinde Suudi Kral ölmüştü, bir günlük yas ilan etmişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük olayı için zoraki bir yas ilan etti. Bunun akabinde beni derinden etkileyen bir olay yaşandı. 13 Ekim günü Türkiye-İzlanda maçı vardı. Yas ilan edilmiş olduğu için maçtan önce saygı duruşu yapıldı. Hiçbir saygının olmadığı, yuhalamalar, bağrışmalar, tekbirler arasında saygı duruşu oldu. Bu şunu gösteriyor, Türkiye’de insan hak ve ihlallerinde sadece devlet değil, insanlar da artık böyle duyarsızlaştırılmış, aynı zamanda düşmanlaştırılmış durumda. Aslında bu korkunç bir şey. Toplanmalarda, gösteri yürüyüşlerinde birisi pozitif, diğeri negatif olmak üzere yükümlülükleri var. Devlet her ikisini de yerine getirmedi. Negatif yükümlülük hiçbir hak ihlali yapmamak. Çünkü toplanmak, protesto etmek, gösteri yürüyüşü yapmak bu insanların hakkıdır. Bu engellendi çünkü insanlar belirlenen saatte mitinge zorlandılar. O yüzden gar önünde bekletildiler. Daha sonra yapılan açıklama ‘Orası miting alanı değildi, o yüzden önlem almamıza gerek yoktu’ şeklindeydi. Pozitif yükümlülükte yerine getirilmedi. Yani güvenliği sağlama, önlem alma. Bunların hiçbiri yerine getirilmedi” diyerek sözlerini noktaladı. (Antalya/EVRENSEL)


DERSİM

Katliamda yaşamını yitirenler, Dersim'de Seyit Rıza Meydanı'nda yapılan basın açıklamasıyla anıldı. Açıklamada konuşan Eğitim Sen Şube Başkanı Eylem Eslek, "3 yıldır yapılan her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiği dile getirildi. Ne yazık ki mahkeme bu doğrultuda cesur bir adım atmadı ve bu eksik karar sonucunda kamuoyu vicdanında adalet tecelli etmedi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun 'patlama sonrasında oylarımız yükseliyor' açıklaması ve geçtiğimiz aylarda sarf ettiği '7 Haziran-1 Kasım seçimleri arası dönemdeki defterler açılırsa birçok siyasetçi insan içine çıkamaz' ifadeleri araştırılmalıdır" dedi.

İnsanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenlerin suç ortağı olduğunu söyleyen Eslek, "İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz" dedi.

Katliamda yaşamını yitirenler mezarları başında da anıldı.

Anmaya KESK’e bağlı şubelerin yanı sıra Baro Başkanı Kenan Çetin, siyasi parti temsilcileri ve yaşamını yitirenlerin yakınları katıldı. (Dersim /EVRENSEL)


MALATYA

Malatya’da Özalper Mahallesi’ndeki Barış Parkı’nda Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından 10 Ekim 2015 Ankara Gar Katliamında yitirilenler için anma etkinliği düzenlendi.

Patlamanın olduğu saat olan 10.04’te saygı duruşuyla başlayan anma, barış balonlarının uçurulmasının ardından kurum temsilcilerinin konuşmasıyla devam etti.

“KATLİAMDA ASIL SORUMLULUĞU BULUNANLAR YARGILANSIN”

KESK Dönem Sözcüsü BTS Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Uçar, “3 yıl boyunca katıldığımız her davada katliamda ihmali bulunan kamu görevlileri ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki mahkeme bu konuda cesur bir adım atamadı. Ve bu eksik karar sonucunda kamu vicdanında adalet tecelli etmedi” dedi. 

Uçar, “Saldırı sonrasında yaptığı, ‘Patlama sonrasında oylarımız yükseliyor’ sözleriyle hafızalarımızda yer alan dönemin başbakanı, geçtiğimiz aylarda ‘7 Haziran-1 Kasım arası seçimleri arasındaki dönemdeki belgeler açıklanırsa birçok siyasetçi insan içine çıkamaz’ açıklamasında bulundu. Bu sözlerin katliamın siyasal boyutları konusundaki endişe ve iddialarımızın haklılığını göstermiştir. Burada davanın görülmekte olduğu mahkeme heyetini bir kere daha göreve çağırıyorum. Bu katliamda ihmali olan kamu görevlileri ve siyasiler de davaya dahil edilmeli ve yargılanmalıdır” dedi.

HUKUK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ

Dava sürecini yakından takip eden Avukat Berna Karadaş, “Türkiye, tarihinin en büyük katliamlarından birini yaşadı. O katliamda Gözde’yi, Eren’i, Gülbahar’ı, Korkmaz’ı, Canberk’i, Ata Önder’i, Mehmet’i, Umut’u, Onur’u, Mehmet Ali’yi, Kasım’ı, Seyhan’ı, Sezen’i ve daha nice canlarımızı kaybettik” dedi. 

Göz göre göre gelen bu katliamın kolluk kuvvetlerinin gözler önünde gerçekleştirildiğini belirten Karadaş, “Katliamın yapılacağına dair istihbarat bilgisi olmasına rağmen gerekli önlemler alınmamıştır. Katliamda asıl sorumluluğu bulunanların yargılanması ve gerekli cezaların verilmesi mağduriyeti biraz da olsa giderecektir. Bizler 4 yıldır bunun için mücadele ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Başka katliamlar olmasın, analar ağlamasın diye hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Unutmayacağız, unutturmayacağız” diyerek sözlerini bitirdi.

YİTİRİLEN CANLAR MÜCADELEMİZİN IŞIĞI OLACAKTIR

HDP Malatya İl Eş Başkanı Kemal Gedik, “10 Ekim 2015 tarihinde Türkiye’nin dört bir yanından sadece barışı istemek için; kamu emekçilerinin, işçilerin, halkların barışa özlemini haykırmak ve geleceğe dair umutlarını yaşatmak için Ankara’ya gelmişlerdi. 10 Ekim 2015’te ölüme karşı ısrarla yaşamı savunanlar, ‘Artık kimse ölmesin’ diye haykırırken göz göre göre gelen bir katliama kurban oldular. Verilen mücadeleler, yitirilen canlar mücadelemizin ışığı olacaktır” dedi. (Malatya/EVRENSEL)


DİYARBAKIR

Diyarbakır’da, Amed Emek ve Demokrasi Platformu 10 Ekim Katliamı’nın 4. yıl dönümünde basın açıklaması yaptı.

Ofis Semtinde bulunan Sanat Sokağında yapılmak istenen açıklamaya Valilik kararıyla dışarıda eylem ve etkinliklerin yasaklandığı gerekçe gösterilerek polis tarafından izin verilmedi.

Ardından Ekinciler Caddesinden yürüyüşe geçen kitle Eğitim-Sen Diyarbakır 1 No’lu Şubede açıklama yaptı.

DÖNEMİN SİYASİLERİ DAVAYA DAHİL EDİLMELİDİR

Açıklamayı yapan Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı Şerif Demir, 103 yurttaşın hayatını kaybettiği ve 500 yurttaşın yaralandığı saldırıda, üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen saldırın tüm boyutuyla açıklığa kavuşturulmadığını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. (Diyarbakır/EVRENSEL)


EGEÇEP: “DOĞAYA VE TÜM İNSANLARA BARIŞ”

10 Ekim Ankara katliamının 4. yılında Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) yazılı basın açıklaması yaptı.

Açıklamada, "Biz sadece insanları değil, ağzı var dili yok bütün canlıların yaşam hakkını savunuruz. Ormanı yanan karıncanın, suyu elinden alınan balığın, dağı dinamitlenen sincabın, toprağı zehirlenen köstebeğin, havası dumana boğulan kuşun acısını yürüklerimizde duyarız" denilerek, her alanda barışı savundukları ifade edildi.

İnsanlığın yeryüzüne getirdiği en büyük kötülüklerden birinin savaş olduğu belirtilen açıklamada, "Savaşlar da bir avuç zenginin dışında kazananın olmadığını, en çok yoksulların öldüğünü, en büyük zararı doğanın ve canlıların gördüğünü hep gördük, görüyoruz. Bu nedenle iki sözümüzden birisi barıştır. Doğada barış, tüm insanlar arasında barış" denildi.

"HERKESİ ORTAK MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ"

Açıklamada, "Savaş tamtamlarının güçlü biçimde çalındığı şu günlerde bir kez daha doğanın talan edilmediği, insanlığın ve tüm canlıların barış içinde yaşayacağı bir dünya için herkesi ortak mücadele vermeye çağırıyoruz. Biz EGEÇEP'li yaşam savunucuları, Ankara'da katledilen 103 canın adlarını ekoloji mücadelemizin onur sayfalarına yazdık. Asla unutmayacağız, unutturmayacağız" denildi. (İzmir/EVRENSEL)


SAMSUN

Samsun’da da Emek ve Demokrasi Güçleri katliamda hayatını kaybedenleri andı. Anmada yapılan açıklamada “10 Ekim’i ve katledilen arkadaşlarımızı unutmayacağız, unutturmayacağız” denildi. (Samsun/EVRENSEL)


ÇORUM

10 Ekim’de yaşamını yitirenler için Çorum’da da anma etkinliği düzenlendi. Çorum Emek ve Demokrasi Platformu, katliamın yıldönümü nedeniyle Çorum Park’ta kitlesel basın açıklaması düzenledi. KESK Çorum Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Gül, 10 Ekim’de yaşanan katliamın sorumlularını asla affetmeyeceklerini söyledi. (Çorum/EVRENSEL)


LÜLEBURGAZ

Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler, Üçgen Park’ta toplanarak, katliamı lanetledi. Ölenlerin fotoğraflarının yer aldığı afişin önüne mumlar yakıldı, sloganlar atıldı. (Lüleburgaz/EVRENSEL)


BURHANİYE/BALIKESİR

Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla miting düzenlendi. Eylemde "Katliamcılar hesap verecek", "Katilleri tanıyoruz, unutturmayacağız" pankartları açıldı. (Burhaniye/EVRENSEL)


ZONGULDAK

10 Ekim Ankara Katliamı'nın 4. yılında Zonguldak Madenci Anıtında yapılan basın açıklamasında katliamda sorumluluğu olanların ortaya çıkarılması istendi.

Zonguldak Demokrasi Platformu Sözcüsü Erdoğan Kaymakçı tarafından yapılan basın açıklamasında “Bizler bu katliamlarda kaybettiğimiz canları, Ankara’da kaybettiğimiz 103 arkadaşımızı hasretle, özlemle anıyoruz. Onların verdikleri mücadeleye sahip çıkacağız. Bu insanlık dışı suçu unutturmayacağız” ifadeleri yer aldı. (Zonguldak/EVRENSEL)


MERSİN

Mersin Emek ve Demokrasi Platformunun bileşenleri de yaptıkları açıklamada “Tek amacımız  ülkemizin içine sürüklendiği baskı, şiddet ve kaos ortamına karşı emekten, barıştan ve demokrasiden yana güçlü bir ses vermekti” dedi.

Açıklamada "10 Ekim katliamını planlayarak yapanlar da, önceden haber aldıkları halde hiçbir önlem almayıp, katillerin arkasındaki güçlerin ortaya çıkmasını engelleyenler de bellidir. Katiller tespit edilmiş ancak, katliamın yaşanmasında ihmali olanlar, katliamı önleyebilecekken, kılını kıpırdatmayanlar hala görevlerinin başındadır"

Emek ve Demokrasi Platformu, katliamın tüm sorumluları yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar katliamın unutturulmasına izin vermeyeceklerini dile getirdi. (Mersin/EVRENSEL)


ÇANAKKALE

Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri, Golf Aile Çay Bahçesi önünde buluştu. Eylemde, yaşamını yitiren 103 yurttaş anısına "103 barış güverci" uçuruldu.

İskele Meydanı'na yapılan yürüyüşün ardından Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri adına ortak açıklama okundu.

Ortak açıklamanın ardından söz alan Emek Partisi Çanakkale İl Başkanı Muzaffer Dağtekin ise Diyarbakır, Suruç ve Ankara Gar katliamlarının ülkeyi karanlık bir tünele soktuğunu ifade etti. Dağtekin, "Ortadoğu'da sürdürülen emperyalist paylaşım savaşından pay kapmak isteyen AKP hükümetinin yayılmacı dış politikaları yüzünden, ABD ve Rus emperyalist silah tekellerine milyar dolarlar aktarıldı" dedi. (Çanakkale/EVRENSEL)


MUĞLA

Muğla Sınırsızlık Meydanı'nda bir araya gelen sendikalar, odalar ve siyasi partiler, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenler için anma etkinliği düzenledi.

Yapılan basın açıklamasında, "Her dönem iktidarın hedefinde olan emek, barış ve demokrasi savunucuları olarak ayrım yapmaksızın herkesin eşit haklar temelinde, barış içinde bir arada yaşaması için ölümü değil, yaşamı ve yaşatmayı ısrarla savunmaya devam edeceğiz. Emek, barış ve demokrasi güçlerini yıldırma çabalarına karşı bizleri korkutmaya, yıldırmaya, sindirmeye çalışanlara karşı yılmayacağız ve katilleri asla affetmeyeceğiz." denildi. (Muğla/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Dersim'de HDP'nin "Suriye operasyonu" açıklamasına polis engeli

SONRAKİ HABER

"Suriye operasyonu" eylemleri yasağı: Vekiller darbedildi, çok sayıda kişi gözaltında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa