“15 Temmuz ile birlikte gazetecilik partiye bağlı bir mesleğe dönüştü”
Kocaeli’de “Online Medya ve İfade Özgürlüğü: Engeller ve Olanaklar" başlıklı panelde medyanın durumu tartışıldı.
Fotoğraf: Evrensel
Sansüre ve Otosansüre Karşı Susma Platformu ile Kocaeli Dayanışma Akademisi'nin birlikte düzenlediği "Online Medya ve İfade Özgürlüğü: Engeller ve Olanaklar" başlıklı panelde medyanın durumu tartışıldı.
Kocaeli Dayanışma Akademisi'nin (KODA) ev sahipliğinde düzenlenen panele gazeteciler Ali Duran Topuz ve Burcu Karakaş ile birlikte KODA üyesi Adem Yeşilyurt konuşmacı olarak katıldı.
Panelde ilk olarak konuşan Gazete Duvar Genel Yayın Yönetmeni Ali Duran Topuz, 1950’lerden günümüze Türkiye'de gazetecilik tarihini özetledi. Gazeteciliğin 1980’e kadar güçlü bir kimlik olarak yapıldığını söyleyen Topuz, "80 darbesinden sonra sıkıyönetim koşulları uygulandı, 24 Ocak kararlarıyla birlikte devletle özdeşleşen gazetecilik geçerli oldu. 90'lara geldiğimizde ise neo-liberal politikaları destekleyen yayınlar güçlendi. Yüksek sermayeli gazete sahipleri o dönem sendikasızlaştırma politikasını da güçlü şekilde sürdürdü. Bu dönem iyi gazetecilik prim görmedi. Devlet baskı yapsa da gazete yönetimi asıl baskıyı yapıyordu. Gazeteler patronlara yapılan telefonlarla dizayn ediliyordu" dedi.
“ARTIK ANTİ-GAZETECİLİK YAPILIYOR”
Standart gazetecilik anlayışının yok edildiğini aktaran Topuz "Artık iktidar yanlısı bir gazete dahi değiller, iktidarın neden hoşlanacağını düşünerek haber yapıyorlar. Neyin yazılmayacağını değil, neyin yazılacağı talimatını alıyorlar" diye konuştu. Bu dönemin hukuku anti-hukuk olarak tanımladığını söyleyen Topuz, yapılan gazetecilik için ise "anti-gazetecilik" tanımını yaptı ve ekledi: "Dersim Katliamı döneminde dahi bu denli gazetecilik yapılmamıştır, 90'larda bile böylesi yapılmadı. 15 Temmuz ile birlikte gazetecilik devlete değil partiye bağlı bir mesleğe dönüştü, artık anti-gazetecilik yapılıyor.”
“ARTIK KIRMIZI ÇİZGİNİN KALMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Topuz'un ardından konuşan Deutsche Welle muhabiri Burcu Karakaş, 2015 yılında Milliyet’ten ayrılma sürecini anlattı. “Gezi ve 7 Haziran sonrasında haberlerimiz git gide daha az yayımlanmaya başladı" diyen Karakaş, "Benim gazeteciliğe başladığım dönemde ana akımda iyi gazeteciler vardı, işi öğrenirdiniz o zamanlar. Şimdi bu dönem yeni bir şey. Haberlerimiz basılı gazetede değil artık internet ortamında yayınlanıyor" dedi. Seta'nın "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı raporu üzerine de konuşan Karakaş, "Daha çok tanınır olduk, raporda yer alan basın kuruluşlarını duymayanlar dahi duydu ama Seta raporu yayınlandığı ile kaldı, bizi çok fazla etkilemedi" ifadelerini kullandı.
“YASAL DENETİM SANSÜRE KADAR GİDİYOR”
Karakaş'ın ardından konuşan KODA üyesi Adem Yeşilyurt da internet yayıncılığı ve yeni yönetmelik üzerine değerlendirmelerde bulundu. İnternet üzerinden radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınları düzenleyen yeni yönetmeliğin RTÜK'ün internet sitesinde yayımlanmasıyla birlikte bu düzenlemenin internet yayınlarını ve gazeteciliği nasıl etkileyeceğinin tartışma konusu olduğunu belirten Yeşilyurt, "Bu yönetmelik internet üzerinden yayın yapan kuruluşlara maddi külfet getiriyor. Yasa şuandaki haliyle çok da uygulanabilir değil" dedi. Netflix tartışmalarına da değinen Yeşilyurt, "Dünya değişiyor, yüz yıl öncesi ile şimdiki aynı değil. Değişimi yasal denetime alarak, sansürleyerek durduramayız. Medyanın maddi ve sembolik boyutu var. İktidar diyor ki 'Sen benim memleketimde para kazanıyorsun, ver bakalım benim haracımı.' Dolayısıyla yasal denetim geldi, sansüre doğru gidiyor" dedi. Son olarak 'Yalan Haber' kavramına da değinen Yeşilyurt, "Kasıtlı olarak, belirli amaç için uydurulan haberlere yalan haber diyoruz. Sosyal medyada üretilen yalan haber siyasi manipülasyona sebep oluyor. Türkiye’de durum biraz bunun tersi. Kalmasa da artık ana akım denilen mecra bu yalan haberleri üretmeye başladı. Ana akımın ürettiği haberleri teyit etmek için diğer medyaya bakmak zorunda kalıyoruz" dedi.
Panel katılımcıların soruları ve verilen cevaplarla son buldu. (Kocaeli/EVRENSEL)