10 Ekim 2019 13:49

10 Ekim Ankara Katliamı davası kitabı: Duymak Zorundasınız

10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin yakınlarının adalet mücadelesini anlatan “Duymak Zorundasınız” kitabı, katliamın 4. yıl dönümünde tanıtıldı.

"Duymak Zorundasınız" kitap kapağı

Paylaş

10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin yakınlarının adalet mücadelesini anlatan “Duymak Zorundasınız” kitabı, kitabı hazırlayanlar ve ailelerin katılımıyla tanıtıldı. Katliamın 4. yıl dönümünde raflardaki yerini alan kitabın tanıtım toplantısında konuşan kitabın editörü Fulya Alikoç, “Bu sıradan bir kitap değil, tarihsel bir kayıt, mücadelenin bir başka biçimi. Karşımızda örgütlü bir kötülük vardı, bu örgütlü kötlüğü deşifre ediyor” dedi.

10 Ekim Ankara Katliamı’nın dördüncü yıl dönümünde raflardaki yerini alan “Duymak Zorundasınız”, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde gerçekleşen toplantıyla tanıtıldı. Toplantıya kitabı hazırlayan Dr. Barış Işık, Evrensel Gazetesi Ankara Temsilcisi Birkan Bulut, Kor Kitap Editörü Fulya Alikoç ile 10 Ekim Davası Avukat Komisyonundan İlke Işık, 10 Ekim aileleri ve avukatların yanısıra Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, CHP eski milletvekili Avukat Şenal Sarıhan katıldı. Toplantının açılışında konuşan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı İhsan Seylan, dört yıllık süreçte dayanışmayla ayakta durduklarını söyledi. Seylan, “Umudumuz hep vardı ve bu bizi iyileştirdi. Bu kitap da bu sürecin emek yoğun bir ürünü ve ailelerimizi, dostlarımızı, yoldaşlarımızı unutmadığımıza ilişkin dostlarımızın bir emeği” dedi.

"BU KİTAP MÜCADELENİN BİR BAŞKA BİÇİMİ"

Kitabı hazırlayanlardan Kor Kitap Editörü Fulya Alikoç, “Duymak zorundasınız”ın sıradan bir kitap olmadığını, tarihsel bir kayıt, mücadelenin bir başka biçimi olduğunu belirterek, “Karşımızda örgütlü bir kötülük vardı, bu kitap örgütlü kötülüğü deşifre ediyor” dedi. 10 Ekim davası sürecinde Türkiye’de çok fazla şeyin yaşandığını, antidemokratik bir sürecin inşasının sürdüğünü söyleyen Alikoç, “Herkesin kendi cephesinden bir mücadele verdiği, çok fazla bilginin üst üste bindiği bu süreçte, birincil muhataplarının dışında toplumun bu dava hakkındaki gelişmeleri bütününü bilmek ve taraf olma sorumluluğu var. Buna dayanak olması açısından gerekliliğini düşünerek yan yana geldik” dedi.

"DAVA TARİHE KAYIT DÜŞÜLMELİYDİ"

Dava sürecinin tarihe bir kayıt olarak bırakılması gerektiğini vurgulayan Alikoç şöyle konuştu: Demokrasi tarihi içinde devletin tüm kurumlarıyla bütün kirli çamaşırlarının tek bir dava süreci içinde gözlemleyebileceğimiz, devletin cihadist örgütlenmelerle arasındaki ilişkinin açığa çıktığı bir süreç yaşandı. Demokrasi mücadelesinin aldığı ağır bir yara olarak da kayıtlara geçti. Bu bir hukuk kitabı değil, ‘dava’ kitabı.

BU KİTAP HESAP SORMANIN BİR YOLU"

Evrensel Gazetesi Ankara Temsilcisi Birkan Bulut, dava süreci boyunca Türkiye’nin büyük bir değişim yaşadığını belirterek bu sürecin yargıyı da etkilediğini söyledi. Yargı makamları ne kadar engellemeye çalışsa da gerçeklerin ortaya çıktığını belirten Bulut, “62 istihbarat raporu gelmiş, bir tek katliamın saati bilinmiyormuş. Tüm sanıklar evlerine kadar takip edilmiş ama dava sürecinde kamu görevlilerinin yargılanmaması için devlet elinden geleni yaptı” dedi.

Bulut, “10 Ekim katliamı devletin paramiliter, cihatçı güçlerle nasıl ittifak halinde olduğunu, çıkarı için neleri yapmaktan geri durmayacağını gösterir nitelikte. Gerçekler ortaya çıktığında bu ülkeyi yönetenlerin insan içine çıkamayacağını biliyoruz” dedi. Barış talebinin ne kadar önemli olduğunun devam eden savaş haliyle bir kez daha görüldüğünü söyleyen Bulut, “Barış mücadelesinin büyümesi 10 Ekim’de yaşamını yitirenlerin mirası, bu bizim onlara bir sözümüz. Bu kitap da hesap sormanın bir yolu olarak ortaya kondu” diye konuştu.

"KARŞIMIZDA DEVLET VE YARGI BÜROKRASİSİ VAR"

Dava avukatlarından Akademisyen Dr. Barış Işık, kitabın bilimsel olarak da dava sürecine katkı sunacağını söyledi. 10 Ekim katliamının devletin kendini açığa verdiği katliamlardan biri olduğunu belirten Işık şöyle konuştu: Bu ülkede insanlığa karşı suç işlendi ancak mahkeme buradan hüküm kurmadı. Davaya baktığımızda, ‘Nasıl olur da kamu görevlileri yargılanmaz, insanlığa karşı suç denmez, hukuken mümkün değil’ diyerek şaşırıyorsunuz. Karşı karşıya geldiğimiz koca bir devlet ve yargı bürokrasisi. Aileler, avukatlar olarak gedik açtık, mahkemenin de zorlandığı bir süreçti. Birlikte güzel bir mücadele verdiğimizi düşünüyorum. Tarihe çok not düştük, kitapta da bu var.

"DAVANIN AYDINLATILMASI TÜRKİYE HALKLARININ SORUMLULUĞU"

10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan İlke Işık, kitabın kollektif işin bir parçası olduğunu belirterek adalete ulaşma mücadelesi verdiklerini söyledi. 21 Kasım’da firari sanıklar hakkında devam edecek duruşmaya hazırlıklarının sürdüğünü kaydeden Işık, şu ana kadar yürüttükleri  dayanışma ile birlikte iş yapabilme pratiğini sürdüreceklerini söyledi. Işık şöyle konuştu: 10 Ekim ve sonrasında bütün ülkenin hayatı değişti. O gün nelerin yaşandığı, kimler ve neden olduğunun açığa çıkması sadece ailelerin ve avukatların değil Türkiye halklarının sorumluluğu. Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadık. Adalet kolay elde edilen bir şey değil bu ülkede. Bu katliam en kritik aşamalardan biri ve elbette aydınlatması kolay olmayacak.

"KİTAP UMUT OLDU"

Toplantıya katılan ailelerin konuşmalarında duygulu anlar yaşandı. 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Korkmaz Tedik’in annesi ZöhreTedik, katliamın 4. yıl dönümünde kitabın kendilerine bir umut olduğunu söyledi. Tedik, “Çok duygulandım. ‘Biz bu davayı unutmayacağız, unutturmayacağız’ denildi. Gördüm ki 103 insanın bu davası devam ediyor. Dünkü belgesel, kitap, bu kitap ve burada dinlediklerim umut oldu. 103 insanın her biri adına kitaplar hazırlanmış. Şu anda hissettiğim, katillerden hesap sorulana kadar bu davanın süreceği” diye konuştu.

"AİLELER OLARAK YILMAYACAĞIZ"

Tanıtım toplantısına katılan Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren Çağdaş Aydın’ın babası Ferhat Aydın, birlikte mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Aydın, “Barış katledildi, şu anda da barışa karşı savaş çığlıkları var. Mutlaka barışı haykırmalıyız” dedi. Anne Saniye Aydın ise, davanın toplumun davası olması gerektiğini vurguladı. Olay sonrası evden çıkamadığını ve kanser olduğunu söyleyen anne Aydın, “12’sinde Suruç’la ilgili kitap çıkacak. Ailelerin 5. kitabı. Aileler olarak yılmayacağız, her yerde olacağız. Bu kitabı sadece siz almayın, kaç kişiye dağıtırım, ulaştırırım diye bakın” dedi.

"MÜCADELE ARAÇLARINDAN BİRİ"

Avukat Şenal Sarıhan ise kitapla beraber mücadele araçlarından birinin ortaya konulduğunu belirterek, “Arkadaşlar olağanüstü bir iş yapmışlar” dedi. Sivas Katliamı davasında benzer bir sürecin yaşandığını belirten Sarıhan, “Bir davayı ayakta tutabilmenin birinci yolu örgütlü olmak. Sivas davasında bu vardı. Burada da örgütlü güçle davanın arkasında duruluyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Çavuşoğlu: Türkiye sadece güvenli bölgede kalan IŞİD'lilerden sorumlu

SONRAKİ HABER

Yargı reformu paketinin ilk 10 maddesi kabul edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa