Suriye operasyonu | Sezin Öney: İç politikayı yeniden dizayn süreci yaşıyoruz
TSK’nin Suriye’de başlattığı üçüncü operasyonu değerlendiren siyaset bilimci Sezin Öney, "Aslında tamamen iç politikayı yeniden dizayn etmeye yönelik bir süreç yaşıyoruz" dedi.
Fotoğraf: AA
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye’de başlattığı üçüncü operasyonu değerlendiren siyaset bilimci Sezin Öney, “Her ne kadar, Türkiye’nin bir 'dış meselesi' üzerine konuşuluyor gibi gözükse de aslında tamamen iç politikayı yeniden dizayn etmeye yönelik bir süreç yaşıyoruz' dedi.
TSK'nin aralarında cihatçıların olduğu Suriye Milli Ordusu (SMO) ile birlikte Kuzey Suriye’ye (Rojava) yönelik hava ve kara harekatını Sezin Öney ile konuştuk.
"YAŞANAN ÇATILMALAR DÜNYADA 'TÜRK-KÜRT ÇATIŞMASI' OLARAK ALGILANIYOR"
Operasyonun dünya medyasının ana gündem maddesi haline geldiğini ifade eden Öney, çatışmaların "Türk-Kürt çatışması" olarak görüldüğünü ve algılandığını ifade etti. Öney, şunları söyledi:
"Eğer resmi açıklamalara bakacak olursak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın kaynakların Washington Post’a yazdığı makaleden alıntılayacak olursak: Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna girmek isteme nedeninin 'Türk halkına yönelik tehdidi yok etme ve yerel halkı silahlı haydutların boyunduruğundan kurtarma'. Ve bunun ötesinde, ABD Başkanı Trump ile Erdoğan’ın, Suriye’de IŞİD’le mücadelenin liderliğini Türkiye’ye verme konusunda anlaşması da Ankara tarafından bir diğer sebep olarak gösteriliyor. Ankara’nın 2015’ten beri, Kürt sorununa yönelik olarak 'politik çözümden', 'güvenlik çözümü'ne doğru geçişi, Suriye Savaşı’na yönelik Türkiye’nin giderek artan ölçekte askeri biçimde müdahil olması bugüne gelişi hızlandırdı. Bir anlamda, Kürt sorununun doğası, geri dönüşü olamayacak biçimde değişti, uluslararası boyut kazandı. 'Geri dönüşü' olmayan biçimde derken kastım, 'çözümsüzlük' değil elbette; artık konunun Suriye savaşı öncesine göre çok daha komplike, çok boyutlu ve tabii uluslararası hale gelmiş olması. 'Barış Pınarı' olarak adlandırılan askeri operasyon da, şu an bütün dünya medyasında 'ana gündem maddesi' haline gelerek, konuların 'uluslararasılaşmasına' yeni bir boyut daha getirdi. Şu an yaşanan çatışmalar, dünyada 'Türk-Kürt çatışması' olarak görülüyor, algılanıyor.”
"GÜNDEMLER DEĞİŞTİ"
Askeri operasyonun Türkiye’nin gündemini ve siyasi dengelerini de değiştirdiğini söyleyen Öney, “Zamanlaması bakımından askeri harekatın iç siyasetle ilgisi akla geliyor: Tam AKP’nin oy, Erdoğan’ın da popülarite kaybına uğradığı konuşulurken bu operasyon gündeme geldi. Her ne kadar, Türkiye’nin bir 'dış meselesi' üzerine konuşuluyor gibi gözükse de, aslında tamamen iç politikayı yeniden dizayn etmeye yönelik bir süreç yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Askeri operasyonun Türkiye iç siyasetine etkisine dair Öney şu değerlendirmeyi yaptı:
“31 Mart yerel seçimleri ve İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinin yinelenmesinden sonra oluşan 'nefes alanı', gene boğulmuş ve siyaset, gene eski o boğucu, kısır, çözüm değil sadece polemik üreten haline döndü. Yerel siyasetçiler, Türkiye’nin üç büyük şehrinin belediye başkanları, ülkenin en popüler beş politikacısı arasına girmişken, birden yeniden statükonun temsilcisi siyasetçiler ön plana çıkmaya başladı. 'Korku politikası', 'ümit siyasetinin' yerini aldı. İstanbul depremi, küresel iklim krizi gibi ivedilikle tedbir almamız gereken konuları konuşmaya başlamışken, birden gene savaş, şiddet, öfke dolu bir gündemin içinde bulduk kendimizi.”
"CHP, MÜCADELELERLE ALINAN MESAFEYİ BİR GÜNDE ÇÖPE ATTI"
CHP’nin operasyon karşısında tutumuna ilişkin Sezin Öney, partinin dokunulmazlık konusunda yaptığını askeri tezkerede yapmasını tarihi hata olarak tanımladı. Öney bunun çok büyük bir hata olduğunu ifade ederek, “Hem kendi siyasi alanlarını müthiş derecede daralttılar; aylarca, yıllarca çok büyük siyasi mücadelelerle alınan mesafeyi bir günde çöpe attılar” dedi.
Türkiye’nin ABD’den iki yaptırım tasarısı ile karşı karşıya olduğunu belirten Öney, “Katar dışında destek veren olmadı; Macaristan’ın da Avrupa Birliği kınamasını veto etmediğini, bunun yanlış bir haber olduğunu da bir kez daha buradan belirteyim. ABD Kongresinde, Demokrat ve Cumhuriyetçiler, Trump döneminde hiçbir konuda ortak tutum alamamışken, şimdi 'Barış Pınarı' operasyonu üzerinden ortaklaştılar. Önce senatörler Graham-Van Hollen Tasarısı’nı gündeme getirdi, şimdi de Temsilciler Meclisinden Liz Cheney (Dick Cheney’in kızı) Türkiye’ye karşı yaptırım tasarısı sunuyor. CHP ne yapacak bu durumda; Türkiye’nin ekonomisi kötüleşirken onlarda mı 'Ey Amerika!' diyecekler? En büyük kötülüğü, kendi partilerinden yıldızı parlayan, büyük emeklerle kendilerini yükseltmeye başlayan yeni siyasetçilere yaptılar. Ama belki de, yönetim kademesinden bazı statükocuların amacı tam da buydu.”