'Mücadelemiz sadece ücret için olmayacak'
Önen Ersin / Hakkı Tali
BİRLEŞİK METAL-İŞ ŞUBE BAŞKANI AYHAN EKİNCİ: MÜCADELEMİZ SADECE ÜCRET İÇİN OLMAYACAK
MESS grup toplu iş sözleşmelerine doğru giderken işyerlerinde yetki problemi aşılmış değil. Sendika olarak sürece nasıl bakıyorsunuz, sözleşmeye nasıl hazırlanıyorsunuz?
Elbette yasal süreci tamamlayacağız, fakat biz yetkilerimizi işçilerden alıyoruz ve bu doğrultuda grup toplusözleşme çalışmalarına başlamış bulunuyoruz. Mart ayı içerisinde Gönen’deki tesislerimizde, baştemsilci ve şube sekreterlerimizin katıldığı bir toplantı gerçekleştirdik. Daha sonra tüm bölgelerde grup sözleşmesi kapsamında olan fabrikaları bir araya getirdik, bilgilendirme toplantıları yaptık. Üçüncü olarak da işyeri bazında, bütün işyerlerini ayrı ayrı toplayarak grup sözleşmesiyle ilgili bir ön çalışmaya başladık. Önümüzdeki süreçte işçilerle bir kez daha bir araya gelerek, taslağımızı hazır hale getireceğiz.
2008 ve 2010 grup toplu iş sözleşmeleri krizin gölgesinde geçti, bu dönem hem geçmişteki kayıpları telafi etmek için hem de yeni kazanımlar elde etmek için neler yapılmalı?
2008-2010 sözleşmesi döneminde işverenlerin ve sermayenin önünü açmak için kriz bahanesi uyduruldu ve bu krizin bütün bedelini çalışanlar ödedi. Çalışanlar işsiz kaldı, tazminatsız işten atıldı, uzun süre işsizlik fonundan aldığı paralarla hayatını idame ettirmeye çalıştı. Ama o döneme baktığımız zaman zarar eden bir tek şirket görmedik, hepsi sermayelerini ikiye üçe katladı. Bu dönemde diğer sendikalar 5.35 gibi düşük ücretlere imza attılar. Biz buna imza atmadık ve 20’ye yakın işyerinde grev kararı aldık, Eskişehir, Gebze, Kocaeli gibi şehirlerde greve çıktık. Sonrasında yüzde 10’la, yüzde 12 arasında değişen miktarlarda imzaladığımız protokollerle bu süreci aştık. Bu dönemede ise mücadelemiz sadece ücretler anlamında olmayacak. Birlik ve örgütlenme adına yasaların baskısını da kırmaya çalışacağız. Bundan sonraki süreçte daha mücadeleci, işçilerin söz ve karar yetkisine sahip olduğu bir sendika olacağız.
İşçiler bugün kendini kurtarmak derdine düştükleri takdirde, yarın çocuklarının daha ağır koşullarda çalışacaklarını unutmamalılar. Bu baskılara, hak gasplarına karşı tüm işçilere mücadeleci sendikalarda örgütlenme çağrısında bulunuyorum.
ARTIK SENDİKALARA DEĞİL İŞÇİLERE ÇAĞRI YAPIYORUZ
Sendikaların MESS’e karşı birlikte mücadele verebilmesinin koşulları nedir, sizce bu mümkün müdür?
Biz geçtiğimiz dönemlerde sürekli gazete ilanları ile MESS’e karşı birlikte mücadele edilmesinin gerekliliğini dile getirdik. Fakat artık sendikalara değil, işçilere çağrı yapıyoruz. İşçiler çoğu şeyin bilincinde ve farkındalar. Biz
işverenlerle hareket eden, işçileri tehdit edenlere karşı da mücadele ediyoruz. Çalışanların menfaatine olan her türlü mücadelenin içerisinde DİSK/Birleşik Metal-İş olarak yer alacağız. Yine çağrıda bulunuruz diğer sendikalara, ama yanımızda yer alacak güçlerin mücadeleden asla kaçmayacak güçler olması lazım.
Yeni ve eski işçiler arasında uçurum düzeyindeki ücret farklılıkları var. Bu sorun gündeminizde olacak mı?
‘80 darbesinden sonra işyerlerinde bu sistem getirdiler, bunun adını “böl, parçala, yönet” olarak koyuyoruz. Sözleşme dönemi zamlarda kimi işçi 30 lira, kimi işçi 100 lira, kimi işçi ise 200 lira alıyor. 200 lira alana herkes patronun adamı diye bakıyor. Bunu biz tasvip etmiyoruz, “eşit işe, eşit ücret” ilkesini savunuyoruz. Belli kıdemler olması normaldir fakat bunun 500 liraya ulaşan farklılıklarda olmaması gerekir. Biz yeterli örgütlülüğe ulaştığımız takdirde gerçekleştireceğimiz sözleşmelerle bu sorunu çözebileceğimize inanıyoruz. Biz hem grup sözleşmelerinde, hem de ferdi sözleşmelerde; ücreti düşük olanlara çok, ücreti yüksek olanlara az zam vererek o ücret uçurumunu kapatmaya çalışıyoruz.
BOSCH SÜRECİ İŞÇİLERİN BEKLENTİLERİNİ ARTIRDI
Geçtiğimiz dönemde Bursa’da metal işkolundaki işçiler arasında en çok Bosch süreci tartışıldı. Bu süreç MESS toplu iş sözleşmelerine ne şekilde yansıyacaktır?
Bosch süreci kapsamında metal işçilerinin beklentileri de arttı. Bu beklenti sadece ücretler anlamında değil, çalışma hayatındaki aksaklıkların giderilmesi noktasında da büyük bir beklenti oluştu. Mücadeleci ve işçilerle birlikte hareket eden bir sendikaya büyük bir hasret olduğunu görebiliyoruz.
Bu noktada 2012-2014 sözleşme döneminde biz üzerimize düşeni yaparak, çalışanların menfaatlerini koruyan bir sendika olduğumuzu bir kez daha ortaya koyacağız.
Türk Metal Sendikası Nilüfer Şube Başkanı Ruhi Biçer, sözleşme sürecine ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Sözleşmeye Türk Metal olarak nasıl hazırlanıyorsunuz, hedefleriniz nelerdir?
Geçmişe dayalı kayıpların, enflasyonun, büyümelerin de dahil olduğu bütün verilen uzmanlar tarafından hazırlanıyor. Fabrika gezileri gerçekleştirerek, işçilerden görüşlerini alacağız; tabanın da isteklerini beklentileri tespit ederek bunları başkan kurulunda konuşacağız. Önümüzdeki kısa dönem içerisinde bu verilere dayanan bir taslak hazırlayacağız. Ama yetkilerin gecikmesi elbette bu süreci yavaşlatıyor.
İşçilerde, geçmiş dönem sözleşmelerinde kriz bahanesiyle oluşan kayıpları telafi edecek bir sözleşme beklentisi bulunuyor. Türk Metal olarak buna ilişkin ne düşünüyorsunuz?
Uzmanlarımız, geçmiş dönemdeki kayıpları ve tüketim ürünlerindeki enflasyon miktarlarını araştırıyor şuan. Bu veriler doğrultusunda bir taslak hazırlayacağız elbette.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın da Bursa’daki toplantıda dediği gibi; bu sene kriz bizde işçilerde var, bu dönem ürettiğimizin karşılığını vermek zorundalar. Geçmiş dönemlere göre çok daha iyi bir sözleşme gerçekleştirmemiz gerekiyor. Çünkü artık insanların giderleri de geçmişe göre artmış durumda. Sadece giyim, kuşam ve karın doyurma yetmiyor insanlara. İşverenler karlılıklarını açıklıyorlar ve kazandıklarını görüyoruz. Kazanıyorsanız paylaşmasını da bilmeniz gerekir. İşçiler olarak çalışıyoruz ve kazandırıyoruz, kazandırıyorsak bu kazançtan pay almak da çalışanların en doğal hakkı.
Röportaj yaptığımız işçiler Türk Metal Sendikasının temsilci seçimlerinde kendilerinin söz hakkı olmadığını, toplu iş sözleşmesi dönemlerinde taslak için kendilerine danışılmadığını anlatıyor. Bu konuda ne söylersiniz?
Taslaklar açıklandığında biz hemen, işyerlerindeki temsilci arkadaşlara bunu duyuruyoruz. Arkadaşları şubemizde toplayarak, taslağımız bu şekilde bunu işçi arkadaşlarla paylaşın deriz. Bunun paylaşımı yapılır fabrikada. Sabahtan itibaren sendikamızın şubesi açıktır. Sabah vardiyasından çıkan işçilerle birlikte otururuz, o uykusuz hallerine rağmen öğlene kadar konuşuruz her konuyu. Saat 16.00’da işten çıkan arkadaşlarla da, gece saatlerine kadar konuştuğumuz da oluyor zaman zaman. Bu görüşmelerde herkes kafasındakileri konuşabilir. Bunları konuşmazsak, eleştiriye kapalı olursak eksiklerimizi göremeyiz. Biz işçilerden gelecek her türlü öneriye açığız.
ÜCRETLERDEKİ FARKLARI KAPATMAYI HEDEFLİYORUZ
İşe yeni giren işçilerle, kıdemli işçiler arasındaki ücret farklılıkları zaman zaman uçurum denilecek farklılıklar doğuruyor. Bunu en aza indirmek için sözleşmede bir girişimde bulunacak mısınız?
Bizim şu anda 1050 lira civarında bir işe giriş ücretimiz var. Önümüzdeki dönemki düşüncelerimizin başında gelenlerden birisi bu giriş ücretini çok daha yukarılara çekmektir. Çünkü yukarı çekebilirsek, patronun en yukarıdaki işçileri de işten çıkartmak için gerekçesi kalmayacaktır. Bu nedenle bu farklılıkları gidermeyi hedefliyoruz.
GÖZÜMÜZÜ KARARTMAYIZ
Bursa’da 2012 yılı içerisinde bir Bosch süreci yaşandı, bu sürecinde metal sözleşmelerine ne şekilde etkisi olacaktır?
En iyi sözleşme süreç bittikten sonra aldığını yediğin sözleşmedir. Bizim görevimiz, alabildiğimiz en iyi sözleşmeyi birlikte mücadele ettiğimiz işçilerin yemesini sağlamaktır. Örneğin, Bursa’da bir sendika yüzde 12 ile çok iyi bir sözleşme imzaladı. Ama daha sözleşmenin farkını vermeden iki ay içinde 45 işçi işten atıldı. Peki bu durumda işverenin cebinden çıkan ne oldu?
Bizim işçileri emekli olana kadar fabrikada tutma sorumluluğumuz var. Bazıları, Bosch sürecinden sonra Türk Metal köşeye sıkışır; bunun sonucunda da sözleşmeyi yüksek tutmak zorunda kalır, diye düşünüyorlar. Biz başkalarının düşüncelerine göre değil, olması gerekene göre hareket ederiz. Sonuç olarak o Bosch işçisinin tercihidir, bizi de seçebilir, diğer sendikayı da seçebilir; ama bu durum bizim gözümüzü karartıp sözleşme yapmamıza yol açmaz.
SENDİKALARIN BİRLİĞİ HİÇ YAKALANAMADI
Yaklaşan sözleşme dönemiyle birlikte, metal iş kolundaki sendikaların MESS’e karşı birlikte mücadele etmesi mümkün mü sizce?
Biz sözleşmeyi imzaladıktan sonra, diğer sendikalar da süreci sürdürebilirler, grev hakları da dahil olmak üzere birçok mücadele olanağı ellerinde. Fakat metal iş kolundaki diğer iki sendika da her seferinde bizim imzaladığımız sözleşmenin ötesine gidememekteler.
Şimdiye kadar bu birliktelik hiç sağlanmadı, ama elbette her zaman birlikten güç doğar. Fakat biz 130 bin üyesi olan metal işkolundaki en büyük sendika olarak, bizden çok küçük olan bir sendikanın peşine takılmamız mümkün değil. Biz birlikteliğe açığız, kapımız herkese açık.
evrensel.net
Evrensel'i Takip Et