Şule Çet Davası'nın 4. duruşması görüldü: Bilirkişi de intihar iddiasını çürüttü
Şule Çet davasının 4. duruşmasında olay yeri canlandırma raporunu sunan Prof. Dr. Çağlar Özdemir, sanıkların tüm beyanlarını çürüttü.
Fotoğraf: Evrensel
Burcu Yıldırım
Ankara
Şule Çet davasının 4. duruşmasında konuşan Bilirkişi Prof. Dr. Çağlar Özdemir, olay yerinde yaptıkları incelemenin ardından intihar şüphesinin uzak olduğunu açıkladı. Özdemir, 55 kiloda olan bir insanın top ya da hafif bir cisim gibi düşme esnasında sekerek dört buçuk metre ileriye düşme olasılığının bulunmadığını vurguladı. Bu nedenle Şule Çet'in kendisini fırlatıp atması veya biri tarafından itilmesi gerektiğini belirten Özdemir, pencerede Şule'ye ait herhangi bir ize rastlanmadığını söyledi.
Ankara'da Yelken Plaza'nın 20. katından düşmesiyle şüpheli ölümünün ardından kamuoyunun yakından ilgilendiği Şule Çet Davası'nın dördüncü duruşması Ankara Adliyesi 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu’nun, ‘kasten öldürme’ ’cinsel saldırı’ ve 'hürriyetten yoksun bırakma’ suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada, adalet isteyen kadınlar yine adliye koridorlarına sığmadı, kalabalık nedeniyle iki salon birleştirildi.
Duruşmaya milletvekilleri ve öğrencisi tarafından öldürülen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar katıldı. Mustafa Damar, “Bizim çocuklarımız artık toprak altında. Cesaretlendirilen ve peşine düşülmedikçe hesap sorulmayan katillerden hesap soracağız, kızlarımızın artık haklarını biz savunacağız” dedi.
Duruşmada Çet’in ev arkadaşı Lilia Thorine yeniden dinlendi. Thorine, Şule'nin kalan parasını almak ve yeni iş görüşmesi için gittiğini söylerken, “Beni aradı. Eve gelmesi, kızıma bakacağını söyleyince 'Onu da getir' demişler ve yaşının küçük olduğunu söylemiş. Bunun yanında Çağatay'ın kendisine asıldığını da söylemişti” dedi.
İNTİHAR ŞÜPHESİ OLAN YERDE ŞULE'NİN PARMAK İZİ YOK
Olay yerinde canlandırma yaparak bilimsel verilerle düşme mekaniği üzerine 52 sayfalık rapor hazırlayan Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Özdemir, düşme olayının gerçekleştiği odada cam ile sehpa arasındaki mesafenin ölçülmediğini söyledi. Bunun önemli bir ayrıntı olduğunu belirten Özdemir, ayrıca Şule'nin söz konusu cam sehpada ve kendini attığı iddia edilen pencerede de parmak izlerinin bulunmadığını açıkladı. Özdemir, “Şule Çet'in intihar etmesi için ellerini pencere kenarına koyup balıklama ya da sehpaya çıkıp atlaması gerekiyor ve sehpadan da atladıysa sehpa ve üzerinde bulunan tavlanın sağa sola ya da geriye kayması gerekiyor. Sehpa olduğu yerde duruyor bu durumda sanık anlatılarından yola çıkacak olursak; intihar etmek için ya sehpaya hiç çıkmadı ya da olaydan sonra etraf düzenlendi” dedi.
Tarif edilen mekanizmanın serbest düşme mekanizması olduğunu ifade eden Özdemir, Şule'nin 55 kilo olduğunu, bu ağırlıkta bir insan bedeninin düşünce sekme ihtimalinin olmadığını ve binanın dibine düşmesi gerektiğini söyledi. 4 buçuk metre mesafe ileriye düşmesiyle ya Şule'nin kendini pencereden fırlattığına ya da itildiğine dair şüphelerin olduğunu belirten Özdemir, “Şule'nin düşme pozisyonu baş aşağı. Sol ayakkabının koltuk altında olması, üzerinde bulunan dar kazağının düşme esnasında katlanma şansı olmasına rağmen paraşüt şeklinde açılması, vücudunda sıyrık olması da şüphelerimizi arttırıyor” diye konuştu.
SANIK CANLI YAYINA ÇIKMAK İSTEDİ
Sanık Çağatay Aksu, Gazi Üniversitesi'nden üç psikiyatri uzmanın hazırladığı ve intihara meyilli olmadığı yönündeki raporlara dair konuşmak istemediğini söyledi. Şule'nin dört gün önce ev taşıdığını söyleyen Aksu, “Taşınma da bir intihar sebebi olabilir, ders notları da. Şule'den iki yaş küçük insanlar mezun olmuş Şule hala okuyordu. İlk gün 300 promil alkol ile verdiğim ifademi hiç değiştirmiyorum ne dediysem çıkıyor. Şule'de sorun olmayacak bir şey yoktu, ne ararsanız vardı. Ben tahliyemi istemiyorum, burada beraat alarak çıkacağım. Otopsi raporlarında cinsel ilişki var diyorlar önceki ilişkilerinden olabilir. Ne dediysem çıkıyor, TV de bir canlı yayın yapsalar da anlatsam” diye konuştu.
Sanık avukatı Levent Ekmen ise kendisinin giriş ve çıkışlarda taciz edildiğini iddia ederek duruşmanın kapalı görülmesini istedi.
Ardından söz alan Şule Çet'in avukatları ise sanıklarla ilgili yeni bilgiler dosyaya sunduklarını ve tutukluluklarının devamına karar verilmesini istedi. Avukat Onur Tatar, “Bir taraftan sanık duruşmanın canlı yayınlanmasını istiyor, bir taraftan avukatı kapalı görülsün istiyor. Ayrıca bu sanıkların sabıkası da var. Kamu güvenliği nedeniyle de tutuklu kalmaları gerekir” dedi.
Duruşmanın sonunda Mahkeme başkanı, sanıkların tutukluluk halinin devamına, olay yeri alınan görüntülerin kriminal sonuçlarının gelmesine ve sanık Çağatay Aksu'nun telefon görüşmelerinin istenmesine karar verdiklerini açıkladı. Dava 20 Kasım 2019 tarihine ertelendi.
"GERÇEK ADALETİ KAZANACAĞIZ"
Ankara Adliyesi önünde “Erkek adalet Değil Gerçek Adalet” pankartı açan Ankara Kadın Platformu üyesi kadınlar duruşma öncesi açıklama yaptı. Kadınlar açıklamada, “Şule ve katledilen tüm kadınlar için gerçek adalet mücadelesi için buradayız. Bu davayı örtbas etmek isteyenlere asla izin vermeyeceğiz. Kadınların hayatları çalınırken, mücadele ile kazandığımız haklarımıza saldıranların karşısında biz varız. Dayanışma ve mücadele ile her yerdeyiz. Söz veriyoruz ki gerçek adaleti kazanacağız. Katilleri aklamanıza, cezasızlıkla ödüllendirmenize izin vermeyeceğiz. Şule için adalet sağlanana kadar davanın takipçisi olacağız.” dedi.