17 Ekim 2019 08:46
Son Güncellenme Tarihi: 17 Ekim 2019 18:29

AB liderleri yeni Brexit anlaşmasına onay verdi

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk: Bugün, İngiltere ile AB ülkeleri arasında yaşanabilecek kaosu önleyecek bir anlaşmaya vardık.

Görsel: Pixabay

Paylaş

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin lideri, İngiltere ile AB arasında varılan yeni anlaşmayı onayladı.

AB Liderler Zirvesi'nin ilk gününde gerçekleşen Brexit oturumunun ardından AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, İrlanda Başbakanı Leo Varadkar ve AB Brexit Müzakerecisi Michel Barnier ortak basın toplantısı düzenledi.

AB Konseyi Başkanı Tusk, AB Komisyonu ile İngiltere'nin Brexit için sağladığı yeni uzlaşının AB Konseyince de onaylandığını belirterek, “En başından beri İrlanda'nın arkasında olduğumuzu ve Dublin'in lehine olmayan bir anlaşmaya imza atmayacağımızı söyledim” ifadesini kullandı.

“Bugün, İngiltere ile AB ülkeleri arasında yaşanabilecek kaosu önleyecek bir anlaşmaya vardık” diyen Tusk, artık Avrupa Parlamentosu (AP) ve İngiliz Parlamentosundaki oylama sonuçlarına bakacaklarını söyledi.

Donald Tusk, revize edilen anlaşmanın taşıdığı temel yeniliğin, Kuzey İrlanda ile İngiltere arasında gümrük kontrolleri ve AB tek pazarının korunması olduğunu vurguladı.

“İRLANDA ADASI'NDA BARIŞ KORUNACAK”

AB Komisyonu Başkanı Juncker ise “Bugün uzlaşı sağladığımız husus, bir anlaşmadan çok daha fazlası. Bu yasal metin, İrlanda Adası'nda istikrar ve barışla 4,5 milyon insanın haklarını koruyor” diye konuştu.

Juncker, AB ile İngiltere arasında geleceğe dönük kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması imzalanması konusunda da mutabık kaldıklarının altını çizdi.

İngiltere'deki Brexit referandumunda AB'de kalma yönünde oy kullanan yüzde 48'in “doğru yolda” olduğuna işaret eden Jean-Claude Juncker, Brexit'in gerçekleştiği için üzgün olduğunu yineledi.

“İNGİLTERE'YE AB KAPISI HEP AÇIK”

İrlanda Başbakanı Varadkar da “Küçük bir ülkenin lideri olarak, Brexit sürecinde Avrupalı ortaklardan gerçekten büyük bir dayanışma hissettim” dedi.

AB üyesi 27 ülkenin ortak hedefler doğrultusunda beraber çalışmasının çok iyi sonuç verdiğini belirten Varadkar, gelecekte de AB'nin bu şekilde faaliyet göstermesinin faydalı olduğunu söyledi.

Leo Varadkar, AB ülkelerinin gelecekte üçüncü ülkelerle yapacağı müzakereleri, birlik dayanışması içinde sürdürmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Bazen küçük ülke vatandaşları, AB gibi büyük organizasyonlarda yutulacaklarını düşünüyor. AB, vatandaşların ve aynı zamanda küçük ülkelerin korunup saygı gördüğü bir birlik olduğunu gösterdi” değerlendirmesinde bulundu.

Gelecekte İngiltere ile siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında iyi ilişkiler kurulacağından emin olduğunun altını çizen Varadkar, “Eğer İngiltere geri dönmek isterse, masada her zaman bir yer olduğunu düşünüyorum” ifadesini kullandı.

JOHNSON: PARLAMENTERLERİN OLUMLU OY VERECEĞİNDEN EMİNİM

İngiltere Başbakanı Boris Johnson ise aksi yöndeki açıklamalara rağmen AB ile varılan yeni Brexit anlaşmasının parlamentoda geçeceğinden emin olduğunu ileri sürdü.

Johnson, Brüksel'deki AB Liderler Zirvesi'nin ilk gününde gerçekleşen Brexit oturumunun ardından basın toplantısı düzenledi.

AB üyesi ülkelerin varılan yeni anlaşmaya onay verdiğini dile getiren Johnson, anlaşmanın sadece İngiltere için değil aynı zamanda AB için de “harika” olduğunu ileri sürdü.

Johnson, “Anlaşmayla AB'den tek bir Birleşik Krallık olarak çıkabiliriz” diyerek, parlamenterlerin olumlu oy vereceğinden emin olduğunu vurguladı.

Brexit sürecinin “uzun, acı verici ve (toplumu) bölücü” olduğunu söyleyen Johnson, anlaşmanın parlamento onayı alacağından nasıl bu kadar emin olabildiği yönündeki soru üzerine, “Parlamenterler, halkın demokratik iradesini yansıtmalılar ve Brexit'i gerçekleştirmeleri için çok iyi bir anlaşma var” dedi.

Johnson, yeni bir erteleme için herhangi bir sebep görmediğini belirterek, anlaşmanın toplumdaki bölünmeyi nasıl düzelteceği yönündeki soruya, “Çünkü ayrılma sürecini geride bırakmamızı ve bir araya gelerek yeni bir ortaklık inşa etmemizi sağlayacak” yanıtını verdi.

İNGİLTERE’DE MUHALİFLER YENİ ANLAŞMAYA DESTEK VERMİYOR

Ancak Johnson'ın parlamentoda anlaşmayı geçirmek için yeterli desteği olmadığı değerlendiriliyor. Ana muhalefetteki İşçi Partisi, Liberal Demokrat Parti, iktidara dışarıdan destek veren Demokratik Birlik Partisi (DUP) ve İskoç Ulusal Partisi (SNP), anlaşmaya oy vermeyeceklerini duyurdu.

650 sandalyeli Avam Kamarasında, son aylarda Muhafazakar Parti'deki ihraçlar ve istifalarla parlamenter sayısı 278'e kadar gerileyen Johnson hükümetinin, anlaşmayı geçirmek için bağımsız milletvekillerinin yanı sıra ya DUP'un 10 üyesi ya da muhalefet partilerinin bazı üyelerinin desteğini alması gerekiyor.

CORBYN: JOHNSON, MAY'IN ANLAŞMASINDAN DA KÖTÜ BİR ANLAŞMA MÜZAKERE ETMİŞ GÖRÜNÜYOR

Ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn anlaşmaya destek vermeyeceklerini belirterek, “Başbakan, kahir ekseriyetle reddedilen Theresa May'ın anlaşmasından da kötü bir anlaşma müzakere etmiş görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Anlaşmanın gıda güvenliği, çevre standartları ve işçi hakları konusunda İngiltere'yi geriye götüreceğini ifade eden Corbyn, “Bu anlaşma ülkeyi bir araya getirmeyecek ve reddedilmelidir” ifadesini kullandı.

Anlaşmanın Kuzey İrlanda ile İngiltere arasında gümrük sınırı da getireceğini belirten Corbyn, “Brexit sorununu halletmenin en iyi yolu halka yeni bir referandumla son sözü bırakmaktır” diye konuştu.

Liberal Demokrat Parti lideri Jo Swinson da Brexit'i durdurmak için geç olmadığını dile getirerek, “Boris Johnson'ın anlaşması ekonomimiz, kamu hizmetlerimiz ve çevre koşullarımız için kötü olacak” diye konuştu.

Swinson anlaşma parlamentoya geldiğinde, Brexit'i yeniden halk oyuna sunmak için her yolu deneyeceklerini sözlerine ekledi.

KUZEY İRLANDA VE İSKOÇYA'DAN İTİRAZ

İktidara dışarından destek veren Kuzey İrlanda’nın İngiltere ile birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) de anlaşmaya karşı olduğunu duyurdu.

Partiden yapılan yazılı açıklamada, “Hükümetle görüşme halinde olduk. Mevcut haliyle gümrük ve onay konusundaki düzenlemeleri destekleyemeyiz” ifadesi kullanıldı.

DUP, bununla birlikte hükümetle görüşmeyi sürdüreceklerini ve İngiltere'nin ekonomik ve anayasal bütünlüğünü koruyacak bir anlaşmaya varılması için çalışacaklarını kaydetti.

İngiltere'de 2014'te yapılan bağımsızlık referandumuyla ayrılma girişiminde bulunan İskoçya da Brexit anlaşmasına itiraz etti.

İskoçya Bölgesel Yönetimi Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri Nicola Sturgeon, yeni Brexit anlaşmasının İskoçya'ya “adaletsizlik” anlamına geldiğini bildirdi.

İskoç halkının Brexit referandumunda ülkenin AB üyesi kalması yönünde oy verdiğini hatırlatan Sturgeon, “SNP milletvekilleri Brexit'in hiçbir şekline destek vermeyecek” dedi.

OYLAMA CUMARTESİ

Yeni Brexit anlaşmasının İngiliz parlamentosunda cumartesi günü oylanması bekleniyor. Parlamento böylece son 37 yılda ilk kez hafta sonu toplanmış olacak.

Johnson hükümetinin 650 sandalyeli Avam Kamarasında son aylarda yaşanan ihraçlar ve istifalarla milletvekili sayısı 278'e kadar geriledi.

Johnson’ın anlaşmayı geçirmek için gereken basit çoğunluğa ulaşması için bağımsız milletvekillerinin yanı sıra ya DUP’un Avam Kamarasındaki 10 milletvekilinin ya da muhalefet partilerinin bazı milletvekillerinin de desteğini alması gerekecek.

İngiltere ile AB arasında bugün varılan anlaşmada, eski Başbakan Theresa May’in anlaşmasının Avam Kamarasında 3 kez reddedilmesine yol açan “tedbir maddesi” kaldırılmış görünüyor.

AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile İngiltere’nin parçası Kuzey İrlanda arasında Brexit’in ardından fiziki sınır girmemesini temin için tasarlanan “tedbir maddesi”, İngiltere ile arasında kapsamlı bir ticaret anlaşması sağlanana dek ülkenin bütününün gümrük birliği içinde kalmasını öngörüyordu.

YENİ ANLAŞMADA NE VAR?

Yeni anlaşmaya göre ise Brexit’in ardından Kuzey İrlanda bir dizi AB kuralına uymaya devam edecek. Kuzey İrlanda İngiltere’nin gümrük sahası içinde kalmayı sürdürse de AB'nin ortak pazarına “giriş noktası” niteliğinde olacak. Anlaşma AB’nin ortak pazarının bütünlüğünü korumaya dönük bir dizi tedbiri de içeriyor.

Kuzey İrlanda’ya İngiltere içinde ayrıcalıklı bir konum tanıyan bu düzenlemenin devam ettirilmesi veya sona erdirilmesi de Kuzey İrlanda bölgesel parlamentosunun onayına tabi olacak. Bölgesel parlamentonun bu konuda 4 yılda bir oylama yapması öngörülüyor.

Kuzey İrlanda’daki bölgesel yönetim İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlar ve İrlanda milliyetçisi Katolikler arasında ortak hükümet esasına dayanıyor.

Yeni anlaşmadaki düzenlemenin bölgesel parlamentoda iki tarafın da onayıyla değil, basit çoğunlukla alınacak olması DUP’un tepkisini çekiyor.

Bölgesel parlamentodaki 90 sandalyenin 40'ı birlik yanlılarına, 40'ı milliyetçilere, 10'u da tarafsızlara ayrılmış bulunuyor.

Kuzey İrlanda'da 2017 yılında hükümet ortağı ayrılıkçı Sinn Fein'in ayrılmasıyla bozulan bölgesel hükümet halen kurulabilmiş değil.

İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'da oluşan Birleşik Krallık'ta 2016'da yapılan Brexit referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile AB'den ayrılma kararı alınmıştı ancak İngiltere'de seçmenlerin yüzde 46'sı, Galler'de yüzde 47'si, Kuzey İrlanda'da yüzde 56'sı, İskoçya'da ise yüzde 62'si AB üyeliğinin devamında yan oy kullanmıştı. (AA)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Boksör Patrick Day yaşam mücadelesini kaybetti

SONRAKİ HABER

2020 yılı bütçesi açıklandı: Bütçenin %12,8'i askeri harcamalara ayrıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa