Sultangazi’de kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı Kanun’u konuştu
Sultangazi Kadın Dayanışmasının çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, kadınları koruma altına alan 6284 sayılı Kanun’un ve İstanbul Sözleşmesi’nin tartışıldığı söyleşide buluştu.
Sultangazi Kadın Dayanışması söyleşide buluştu
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İstanbul Sultangazi’de, Sultangazi Kadın Dayanışması tarafından düzenlenen söyleşiye katılanlar, kadınları şiddete karşı koruyan 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi’ni tartıştı. Gazi Cemevi’nde düzenlenen etkinliğe çok sayıda kadının yanı sıra Gazi Mahallesi’nde yaşayan ve 7 yıl önce ayrıldığı erkeğin bıçaklı saldırısına uğrayan Sibel Altunsöğüt de katıldı. Avukat Gülşah Kaya ve stajyer Avukat Yekbun Sevdalı’nın konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte kadınlar şiddete karşı hangi mekanizmaları kullanabileceklerini öğrendi.
Sultangazi Kadın Dayanışması üyesi Filiz Bahar’ın moderatörlüğünde başlayan etkinlikte Yekbun Sevdalı İstanbul Sözleşmesi’ni anlatırken, Gülşah Kaya 6284 sayılı Kanun’la ilgili kadınlara bilgiler verdi.
Açılış konuşmasını yapan Filiz Bahar, kadınların toplumda yaşadığı sorunlara işaret ederek, bir arada olmanın önemine vurgu yaptı. Bahar, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine ve doğusuna yönelik yaptığı operasyona da dikkat çekerek, “Savaşta en fazla çocuklar ve kadınlar mağdur oluyor” dedi.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDET EN YAYGIN İNSAN HAKKI İHLALİ”
Açılış konuşmasından sonra ilk sözü alan Yekbun Sevdalı İstanbul Sözleşmesi’nden söz etti. Türkiye’nin sözleşmeyi imzalayan ilk ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Sevdalı, sözleşmenin silahlı, çatışmalı dönemlerde de koruma yükümlülükleri olduğuna dikkat çekti. Şiddetin çeşitlerini anlatan Sevdalı, “Günde 5 kadın erkekler tarafından öldürülüyor. Dünyada en yaygın insan hakkı ihlali kadına yönelik şiddet” dedi.
Sevdalı, “İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik her türlü şiddeti önle diyor. Devlete ‘Soruşturma aşamasında aktif yol alman gerekiyor, bunu sağla’ diyor. Ancak bu yükümlülüler yerine getirilmiyor” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesinin Kadın Kurumları Örgütleriyle işbirliği yapılmasını öngören maddesine değinen Yekbun, “2014’te yürürlüğe girdi şu ana kadar bir gelişme yok. İstanbul Sözleşmesi kadın kurumları ile işbirliği yap diyor. Ancak kayyımların atandığı yerlere baktığımız zaman 52 kadın kurumu çalışması durduruldu. Birçok kadın kurumu çalışanı gözaltına alındı. Türkiye İstanbul Sözleşmesini bu şekilde anlıyor” diye vurguladı.
6284 SAYILI YASA KURUMLARA ‘KADINI KORU ŞİDDETİ ÖNLE’ DİYOR
Avukat Gülşah Kaya ise İstanbul Sözleşmesi’nin bütün imzacı devletlere yüklediği sorumluluklardan biri olan 6284 sayılı Kanun’u anlattı. “Bu yasa kadını sadece en yakınındaki erkeğin şiddetinden değil hiç tanımadığı bir erkeğin uyguladığı şiddetten de korumakla yükümlü” diyen Kaya, kadınların 6284 sayılı Kanun çerçevesindeki haklarından bahsetti. Kanun’un şiddeti ispatlamak için delil istemediğini sözlerine ekleyen Kaya, “Delil istememek çok önemli. Ve mahkemelerin de hemen karar vermesi önemli” diye belirtti. Kaya, kadınların şiddet karşısında hangi mekanizmaları kullanabileceği bilgisini verdi.
“KADIN DAVALARINA KADIN HAKİMLERİN BAKMASINI MI TALEP EDELİM?”
Konuşmaların ardından soru cevap bölümüne geçildi. Soru cevap bölümünde söz alan kadınlar, başlarından geçen ya da yakınlarındaki kadınların başına gelen olayları aktardı. Katılımcılardan Ayten Unay, boşanma aşamasındaki bir arkadaşının yaşadığı zorlukları anlattı. Savcılığın bu konuda yapması gerekenleri anlatan Avukat Kaya ise “Dava süreci mutlaka takip edilmeli” dedi.
Boşandığı erkeğin bıçaklı saldırısına uğrayan Sibel Altunsöğüt ise, erkeğin denetimli serbestlikten yararlanmasına rağmen kendisini bıçakladıktan sonra serbest bırakıldığını, savcıya bu durumu sorduğundaysa bunun hakimle alakalı olduğu cevabını anladığını dile getirdi. Erkek hakimlerin kadınlardan yana olmadığını ifade eden Altunsöğüt, “Davalara kadın hakimler mi baksın, bunu mu talep etmeliyiz” diye sordu. Gülşah Kaya ise bu sorunun biyolojik cinsiyetle değil zihniyet değişimiyle aşılabileceğini belirtti. Altunsöğüt, polisin hakları konusunda kendisine herhangi bir bilgilendirmede bulunmadığını söyleyerek, “Biz sosyal medyada yaşananları duyurduğumuz için, olay medyatik olduğu için bu kadar şey yapıldı. Polisler bu süreçten sonra bana açıklamalar yaptı” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı Yasa’nın kamuoyunda bu kadar tartışmalı olmasına da değinen konuşmacılardan Yekbun Sevdalı, “Kendi iktidarlarını bozacaklarını düşünüyorlar. Kutsal aile kavramını da yıktığını düşünüyorlar. Kadının başta finansal olarak her anlamda güç bulmasını istemiyorlar” dedi. Gülşah Kaya ise “Bu bir prestij sözleşmesi olarak imzalandı. AB’ye ve diğer devletlere uluslararası fark yarattık algısıyla ve amacıyla imzalandı. Ama GREVİO raporları incelendiğinde ‘Rezalet haldesiniz’ tepkisini gösterdi ve tartışmalar başladı” diye karşılık verdi.
Gülşah Kaya son söz olarak “Onlar örgütlü bir biçimde kadınların karşısına çıkıyor. Biz de onlara dayanışmayla karşılık verebiliriz. Biz de ne kadar örgütlenir ne kadar bir arada olursak o kadar haklarımızı gasbetmelerine engel oluruz” dedi. (EKMEK VE GÜL)