Halatın ve ipliğin ressamı Ahmet Yeşil
Usta Ressam Gülseren Südor, kırkıncı sanat yılını kutlayan Ahmet Yeşil'i yazdı.
fotoğraf: Evrensel
Gülseren SÜDOR
Ressam
Doğayı ve düşünsel kavramları ip ve halat imgesiyle sanat yapıtına dönüştüren Ressam Ahmet Yeşil, Galeri Diani’de açtığı “Sesler ve İzler” sergisiyle 40’ıncı sanat yılını kutluyor. Bizim, kırk yıllık dostumuz ve sanatçı kardeşimiz olan Ahmet Yeşil; büyük bir özveri ve azimle sürdürdüğü sanat yolculuğunu başarılarla taçlandırdı. Bugün ülkemizde ve dünyada tanınan kendisiyle gurur duyduğumuz bir ressamımızdır. Ahmet Yeşil’i, “şahsına münhasır bir ressam olacak” dediğimiz gençlik yıllarından beri tanımak, sanat yolculuğunda hangi aşamalardan geçtiğini gözlemlemek bizler için oldukça kıymetlidir.
HAFTA SONU RESSAMI GİBİ YAŞAMAZ
Ahmet Yeşil; resim sanatını yaşamının odağına alır. Öyle hafta sonu ressamı gibi yaşamaz. Sanatı ile yatar, sanatı ile kalkar. Yaşı altmışların başında olmasına rağmen, yaşının iki katı kadar kişisel resim sergisi açması bunun en güzel kanıtı. Üniversitede sosyoloji eğitimi almış olması, resim yaparken metodunu daha kolay bulmasına yardımcı olur. Ülke ve dünyadaki sanat olaylarını yakından izleyerek resmine konu olacak malzemeleri aklının ve yeteneğinin süzgecinden geçirerek kompozisyonlarını tasarlar.
Ahmet Yeşil’in eserlerinde bir simge olarak ip ve halatlar dikkatleri üzerine toplar. Bunları “Resminin birincil elemanı olarak mı?” yoksa “Göze çok estetik gelmesi nedeni ile mi?” ya da “Yürüme yetesini kaybettiğinden ötürü halatı bağlayıcı, tutucu bir eleman olarak mı içselleştirip kullanıyor?” bilemiyorum. Ama dünyada kendini özgün ve tek kılan; halatı, şiirsel olarak sanatının merkezine yerleştirmesidir.
HAYAL GÜCÜMÜZÜ ZORLAR AMA YORMAZ
Halatın kendisi; kıvrılarak, düğümlenerek, uzatılıp katlanarak bir biçim verilebiliyorsa; hayatın kendisi de aynı özelliklere sahip. Bu nedenle Ahmet Yeşil’in tek bir eserine bakan kişi ilk etapta ip ve halatlarla oluşturulmuş kompozisyon görse de toplu olarak izlediğinde, bu tabloların aslında plastik anlatım dilinin, sanatçının kendisine has renklerinin ve iç dünyası ile bütünleşmiş nesnelerin büyüsüne kapılır.
Ahmet Yeşil’in beni bir ressam olarak en çok etkileyen yanının öncelikle; plastik anlatım dilinin özgünlüğü kadar, resmin tüm teknik olanaklarını zorlayarak yapıtlarını oluşturmasıdır. Tablolarının kurgusal yapısında hiçbir şey zorlama ve yapay durmaz. Hayal gücümüzü zorlar ama yormaz. Çünkü resmin olmazsa olamaz tüm kuralları yerli yerinde, dengeli ve etkin olarak kullanılmıştır.
KENDİ ÇİZDİĞİ SANAT YOLUNDA İLERLEDİ
Mersin’de doğup büyüyen ve orada yaşayan Ahmet Yeşil; tam kırk yıldır mabedi olan atölyesinde üreterek yaşayan bir ressam... O; popüler sanat akımlarının, görsel sanat piyasanın yanıltıcı, yol kaybettirici isteklerinin peşine takılmadan, kendi çizdiği sanat yolunda ilerleyerek bugünlere geldi. Ahmet Yeşil’in yeni sergisi 9 Kasım’a kadar Galeri Diani’de izleyenlerini bekliyor.