Ankara'da “Kriz ve olağan sonuçları” başlıklı panel gerçekleştirildi

Batıkent Dayanışma Platformunun düzenlediği “Kriz ve Olağan Sonuçlarını Konuşuyoruz” paneline Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, TİP Hatay Milletvekili Barış Atay katıldı. Panelde, AKP’nin savaş politikalarındaki ısrarı ve bu politikaların kriz ortamında halka getireceği yeni yükler konuşuldu.

Ankara Batıkent Dayanışma Platformu tarafından “Kriz ve Olağan Sonuçlarını Konuşuyoruz” başlıklı panel gerçekleştirildi. Kentkoop Kültür Merkezi’nde düzenlenen panel, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, TİP Hatay Milletvekili Barış Atay’ın katılımıyla gerçekleşti.

"ZENGİN-FAKİR ARASINDA MAKAS DAHA DA AÇILACAK"

CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Türkiye’deki en büyük sorunun gelir uçurumu olduğunu söyleyerek, “En yüksek vergiyi asgari ücretli ödüyor. 'Zengin daha zengin, fakir daha fakir' politikası devam ederse bu makas daha da açılacak” dedi. AKP iktidarının kaybetme riski gördüğü her yerde kendini var etmeye yönelik harekete geçtiğini söyleyen Şeker, “7 Haziran seçim sürecindeki katliamlarda, 15 Temmuz sürecinde ve şimdi de Suriye’ye yönelik savaşta bunun örneklerini görüyoruz” dedi. AKP’nin bir yanda ABD, bir yanda Rusya’nın gönlünü yapmak istediğini söyleyen Şeker, bu politikaların halka yeni yükler getireceğini kaydetti.

"KARAR VERİCİ SURİYE HALKLARIDIR"

TİP Hatay Milletvekili Barış Atay, odaklanılması gereken en önemli noktanın içeride ve dışarıda savaş politikaları olduğunu söyledi. Atay, “Suriye’deki savaşın çözümü Suriye halklarıyla mümkündür. ABD ve Rusya, Suriye politikası için Türkiye’yi araç olarak kullanıyor ancak karar verecek olan Suriye halkıdır. Bu ilkesiz tutumu amasız ve fakatsız sürdürmeliyiz” diye konuştu.

"MEDYA ARACILIĞIYLA GERÇEKLER TERS YÜZ EDİLİYOR"

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, AKP’nin milliyetçilik politikasıyla uzun yıllardır iktidarını sürdürmeye çalıştığını söyledi. Tüzel, “ABD’yle pazarlık yapan, Rusya’dan füze alarak ABD’ye şantaj yapan ülke yöneticisinin politikaları milliyetçilik ile açıklanamaz. Kapitalist sisteme bu denli bağımlı bir ülkenin içine düştüğü durumdur bu” dedi. Medya aracılığıyla bölgedeki gerçeklerin ters yüz edildiğini kaydeden Tüzel, “Ancak bu tek adam rejiminden kurtulacaksak halkın gerçeği görmesi gerekiyor” dedi. Mecliste "Ülkenin bekası" söyleminin sıklıkla kullanıldığına dikkat çeken Tüzel, “Suriye’den ülkeye nasıl bir tehdit vardı da 2011 yılından bu yana savaş politikalarına ve Müslüman koruyuculuğuna soyunuluyor? AKP ne zaman ki patlayan bombaların kendine yaradığını ve başkanlık sistemini pekiştirdiğini gördü, o zamandan beri bu politikalarına devam ediyor” dedi. 

"YENİ BÜTÇEDE SAVAŞA, SİLAHA, SARAYA DAHA ÇOK PAY VAR"

Mecliste hazırlıkları başlayan yeni bütçede savaşa, silaha, saraya daha çok pay ayrıldığını söyleyen Tüzel şöyle konuştu: 'Biz savaşıyoruz. Sesinizi kısın, enflasyonu bırakın. Biz ülkeyi kurtarma derdindeyiz’ deniyor. Biz o merminin fiyatını sormak zorundayız. Bankaların ve şirketlerin borçları ödensin diye her şeye zam yapılıyor. Beton cumhuriyeti inşa ediliyor. Ülkemizin 70 yılını borçlandırdılar ve savaşla bunları bir şal gibi örtüyorlar. Yüzde 27’lere varan genç işsizlik oranı konuşulmasın diye ‘Biz emperyalistlere karşı savaş yürütüyoruz’ diyerek politikalarına devam ediyorlar.

"AKP’NİN KÜRTLERLE CİDDİ SORUNU VAR"

Türkiye’nin kendi sınırları içinde çözemediği Kürt sorununun uluslararası bir hal aldığını belirten Tüzel, “Kapitalistleri, mültecileri üzerine salmakla tehdit ediyorlar çünkü çıkar ilişkisi güdüyorlar. Kendilerine sorsanız ‘Bizim Kürtlerle sorunumuz yok’ derler ancak AKP’nin Kürtlerle ciddi sorunu var. Onlar masaya Kürtleri yatırarak, Suriye’de at koşturarak tehdit edildiğimizi öne sürüyorlar” dedi.

"ERDOĞAN’IN ORTADOĞU’DA LİDERLİK HEVESİ KISA SÜRDÜ"

AKP iktidarının 2011’den bu yana savaş politikalarındaki ısrarını sürdürdüğünü vurgulayan Tüzel şöyle konuştu: Erdoğan’ın terörist dedikleri dünyada IŞİD’le savaşan Kürt savaşçıları olarak algılanıyor. Erdoğan efeleniyor ama Suriye’deki amacını kimseye kanıtlamış değil. AKP’nin ‘Yeni Ortadoğu kurulacak ve biz de orada kurucu unsur olacağız’ düşüncesinin somut adımlarını görüyoruz. Haberlerde gördüğümüz tankın üzerindeki askerlere bile bu düşünce işlenmiş. Erdoğan’ın Ortadoğu İslam coğrafyasında kendisini bir lider olarak sunduğunu ancak bunun çok uzun sürmediğini görüyoruz. ABD’nin bir ev ödevi olarak önüne koyduğu ateşkese boyun eğdiğini ve Rusya ile ateşkesin nasıl süreceğini tartıştığını görüyoruz. Bu koşullarda demokratik tutarlılığın sağlanması ve birlikte hareket etmek çok önemli. (Ankara/EVRENSEL)