Bir sabah uyandık karşımızda yine zam
Her şey almış başını gidiyor fakat sürekli yerinde duran bir şey var; evet burslarımız, kredilerimiz...
Arjen İNCE
Emre GÖKMEN
Ege Üniversitesi
Bir krizdir almış başını gidiyor. Tozu dumana katmış, etrafında ne varsa savurup, örseliyor. Bizde bu savrulan koca kitlenin bir kısmı olan üniversitelileriz. Bir sabah uyanıyoruz zar zor yerleştiğimiz KYK yurtlarına, yemekhane ücretlerine zam yapılmış. Dönem başlıyor kitaplarımızı alacağız, fiyatlar almış başını gidiyor. Her şey almış başını gidiyor fakat sürekli yerinde duran bir şey var; evet burslarımız, kredilerimiz...Bizde Ege Üniversitesi öğrencileri olarak bir sabah uyandık ve yemekhane ücretlerine yapılan 50 kuruşluk zamla karşılaştık. Devlet üniversiteleri arasında en pahalı yemekhanelerden birisine sahip olan üniversitemiz 3 TL olan öğün ücretini 3.50 TL'ye çıkarmış. Yapılan bu zamları ve etkilerini üniversitemizden arkadaşlarımızla konuştuk.
BURSLAR DIŞINDA HER ŞEYE ZAM
Sohbete Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Şüheda ile başlıyoruz. Sözlerine öncelikle toplumun her kesiminin krizden etkilendiğini krizin farkında olmamız gerektiğini söyleyerek başlıyor. Ekonomik krizin üzerinin örtülmeye çalışıldığını düşünen Şüheda, "Bu süreci yavaş bir şekilde yürütmeye çalışıyorlar o yüzden insanlar fark edemiyor, zamları tek seferde yapmış olsalar insanlar rahatsız olacaklar" diyor.Öğrencilerin yurt veya ev tutmak zorunda olduğunu ve bunun içinde ya bursa ya da aileden gelen paraya ihtiyaç duyulduğunu düşünen Şüheda, yurda, yemeğe gelen zamların ufak ufak yapılıyor gibi görünse de çok büyük sorunlara yol açtığını söylüyor.Kitap ve fotokopi fiyatlarının da sürekli artışına dikkat çeken arkadaşımız ders kitaplarından anatomi atlasının 600 liraya yakın bir fiyatının olduğunu belirtiyor ve her şeye zam gelirken burslara yapılan zamları yetersiz bulduğunu söylüyor.
“TEMEL İHİTYAÇLARI BİLE KARŞILAMAK İMKANSIZ”
Bir öğrencinin temel ihtiyaçlarını karşılamasının burslarla imkânsız olduğunu düşünen Şüheda bu olanakların öğrenciler için ücretsiz olması gerektiğini söylüyor. Burs ve kredilerinde adaletsiz dağıtımına dikkat çeken arkadaşımız kredi sisteminin kaldırılmasını ve bütün öğrencilere burs verilmesinin gerektiğini düşünüyor.Geçen sene yemekhane fiyatının 3 TL olduğunu duyunca bile şaşırdığını söyleyen Şüheda ailesinde üniversite okuyanlardan duyduğu en fazla ücretin 1.50 TL olduğunu söylüyor. Sorunun sadece yapılan 50 kuruşluk zam olmadığını düşünüyor ve "Öğrenci köyüne, yurtlara, ev kiralarına, fotokopi ve kitaplara yapılan zamlarla birlikte her şey fiyat artışına geçiyor" diyor. Şüheda üniversite ve rektörün bizlerin yanında olması gerekirken zamlarla, zorluklarla karşımızda durduklarını düşünüyor.
Zamlara ve zorluklara karşı gençlerin daha çok sorgulamaya, düşünmeye, eleştirmeye ihtiyaç duymalarını ve kabullenmemelerini düşündüğünü belirtiyor. Tıp fakültesi öğrencilerinin bu konulara tepki göstermemelerini yanlış bulduğunu söyleyen Şüheda özellikle toplumun içinde hizmet verecek olacaklarını ve toplumsal sorunları kendine dert etmeyen bir tıp öğrencisinin doktor olduğunda halka ne denli samimi hizmet vereceğini sorgulaması gerektiğini söyleyerek sözlerini tamamlıyor.
Sohbetimize İktisat bölümü öğrencisi Doğa ile devam ediyoruz. Ekonomik koşulların zorluğundan kaynaklı temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamaz hale geldiğimizi, özgür bir şekilde yapmak istediğimiz şeyleri yapamadığımızı söyleyerek başlıyor. Bu bunalmışlık içerisinde psikolojimizi rahatlatmak için kendimize sosyal bir yaşam alanı yaratmanın dönem açısından zorluğunun altını çiziyor.
Yemekhane zamlarıyla ilgili düşüncelerini sorduğumuzda öğrencilerin artık kuruşun bile hesabını yaptığı bir dönemde olduğumuzu ve 50 kuruşluk zammın öğrenciler üzerindeki etkisinin büyüklüğüne dikkat çekerken, öğrencilerin dışarıda yemektense o zamla birlikte yemekhanede yemeye mecbur kaldıklarını söylüyor. Kriz sürecine tekrar dönüyor Doğa ve işçi, emekçi ailelerin çocuklarının yapılan zamlar, vergi artışları gibi yüklerin maaşlara yapılan göstermelik zamlarla karşılanamadığını dile getiriyor. Öğrenciler olarak kamusal bir hak olan eğitim hakkımızı giderek piyasalaşmasına sistemin neden olduğunu düşünen Doğa, "Buna birlikte dur dememiz ve hakkımızı arayarak ekonomik krizin faturasının emekçiler ve onların çocuklarına çıkarılmasına izin vermemeliyiz" diyor.
“BİRLİKTE DUR DEMELİYİZ”
Ozan ziraat fakültesi bahçe bitkileri bölümü 2. sınıf öğrencisi. Öğrenci evinde 3 arkadaş kalıyorlar. Ev kirasına yapılan zam, faturalara gelen zamlar, evin ihtiyaçlarının karşılanmasının zorlukları ve bulabildiğin eşyalarla evi düzenlemeye çalışmanın zorluklarından bahsediyor. Bu zor süreci yaşamış olan Ozan, öğrencilerin bu denli zor şartlar altında okumaya çalıştığını fakat üniversitenin de buna yeni zorluklar eklediğini söylüyor. Yurtlara, kiralara gelen zamlar yetmezmiş gibi bir de yemekhane zammıyla uğraşmak zorunda kalacağımızı ekliyor. En pahalı yemekhanelerden birisine sahip olduğumuzun altını çizen Ozan, zaten yetersiz olan burslarla bu zamlanan ihtiyaçlarımızı karşılamamızın iki kat zorlaşacağını aktarıyor. Burs demişken kredi borçlarının öğrencilerin sırtında nasıl bir yük olduğunu söylemeden de geçmiyor.Üniversite koşullarının ve eğitim imkanlarımızın parasız hale gelmesini savunduğunu söyleyen Ozan sözlerini üniversite öğrencileri olarak birlikte olmaya ve haklarımız için mücadeleye olan ihtiyacımızı belirterek tamamlıyor.Ahmed Arif'in şiirinden bir dize olan "Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz" geliyor aklımıza. Ve üniversitemizde konuştuğumuz birçok arkadaşımızla bu ortak paydalarda buluştuğumuzu görüyoruz. Zamlar, zorluklar, ihtiyaçlar önümüzde yığınla durmakta. Şüheda, Doğa, Ozan ve diğer birçok arkadaşımızın da söylediği gibi birlikte olmamız ve mücadele etmemizin gerekliliği de duruyor önümüzde ve bu dönemin zorluklarını aşabilecek olan yegâne çıkış da bu olacaktır.