Bizim evin halleri
“Krizin giderek derinleştiği ve en sert etkilerini de belki biz öğrencilere yansıttığı şu dönemde geçinmek ne derece mümkündür bilmiyorum.”
Emirhan DURMAZ
Ege Üniversitesi
Üniversiteyi doğup, büyüdüğün şehirden başka bir yerde okuyorsan yurtta kalmak ile eve çıkmak arasında bir tercih yapmak zorundasındır. Kimileri yemeğiyle, bulaşığıyla vs. uğraşmak istemez ve yurda yerleşir; kimileri ise ev ortamına daha çok ihtiyaç duyar ve tercihine göre tek yahut birkaç arkadaşıyla birlikte eve çıkmaya karar verir. Peki bir öğrenci için ev bulmak kolay mıdır? Diyelim ki evi buldun ancak gerekli eşyaları temin etmenin kolay olduğunu sanmıyorum. Gerekli eşyaları da temin ettiğini varsayarsak artık öyle ya da böyle bir-iki kafa dengi arkadaşınla birlikte yaşamaya çalışacaksın. Yaşamaya çalışacaksın diyorum çünkü krizin giderek derinleştiği ve en sert etkilerini de belki biz öğrencilere yansıttığı şu dönemde geçinmek ne derece mümkündür bilmiyorum. Ege Üniversitesi öğrencisi Kaan da eve çıkmayı tercih edenlerden ve ben de kendisiyle sohbet ederek yukarıdaki sorulara yanıt aramak, deneyimlerini ve serüvenlerini sizlere aktarmak istedim.
MASA ALABİLDİK, SANDALYE SONRA
Öğrenci olarak eve çıkmanın zorlukları üzerine sohbete başladık. Ev sahiplerinin genellikle öğrenciye ev vermek istemediğini belirten arkadaşımız, sıcak bakanların ise “nasılsa iki-üç kişisiniz ve kira bölünecek” düşüncesiyle başta talep ettiğinden daha pahalı bir sözleşme önerdiğini bunun yanı sıra bir de maaşlı kefil istediğini aktardı. Neyse ki tüm bu saçmalıklar silsilesi içinde kriterlerine kısmen uygun bir ev bulup sözleşme imzalamışlar. Lakin en temel eşyaları almayı bile ertelemek zorunda kalıp bir masa ayarlayabilmelerine karşın, “Sandalyeleri uygun bir zamanda alacağız.” diyerek eve masayla fakat sandalyesiz bir şekilde yerleşmişler.
MAKARNA’YA DA ZAM
Sohbetimize geçim zorluklarıyla devam ediyoruz. İlk olarak temel tüketim maddelerine, elektriğe ve doğalgaza gelen zamlardan yakınan arkadaşımız makarnaya dahi %23’lük bir zammın geldiğini vurguluyor. Çok sevildiğinden(!) olsa gerek makarna, öğrenci evlerinin vazgeçilmezidir. “Evde yemek yapmak zorunda değiller ya okulun yemekhanesi ne güne duruyor” diyebilirsiniz ancak orada da durum pek iç açıcı değil. Çünkü yemekhanemizde 3 lira olan öğün yemek fiyatları 3.5 liraya çıkarılarak ayda 45 liraya tekabül eden bir zamma maruz bırakıldık. Geçim zorluklarının bunlarla kalmadığını ifade eden Kaan, sözlerine ekledi: “Derslerde hocalarımızın tavsiye ettiği kitaplar 60 ila 100 lira arasında seyrediyor bunların bazıları kütüphanede mevcut bazıları değil ve ona da bir miktar bütçe ayırdığımızda sosyal-kültürel yaşam diye bir şeyin varlığından söz edemez hale geliyoruz; tiyatro, sinema, konser ve gezi gibi aktiviteler hak getire.”Burs çıkmadığı için kredi almak zorunda kalan arkadaşımız: “Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de dört yılın sonunda sırtımızda borçla mezun olacağız ve faiziyle ödemek zorunda bırakılacağız. Böylelikle ödediğim vergilerle bana parasız, nitelikli eğitimi sunmasını beklediğim devlet vergilerimden aldığı paraları öğrenim süremde bana faiziyle geri satmış olacak.”