28 Ekim 2019 12:23

“Öğrenciysen hayat zor.”

Bu sayımızda birçok yerde yurtlardan, ulaşıma gelen zamları, yurtta kalan öğrenciler olarak diğer arkadaşlarımızla yaşadıkları koşullara dair konuştuk.

Paylaş

Fevzi Çakmak Kız Yurdu’ndan Öğrenciler

Adana

Dönemin başlaması ile bütün üniversitelerde başlatılan “Eğitim hakkımız, burs ihtiyacımız” kampanyası kapsamında geçtiğimiz hafta Çukurova Üniversitesi öğrencileri ile yapılan anketin sonuçlarında da gördüğümüz tablo biz öğrencilerin hangi koşullarda yaşadıklarını gösteriyordu.* Öğrencilerin tamamına yakını burs, kredi ücretlerinin yetersiz olduğunu ve ulaşımdan KYK yurt zamlarına kadar birçok zammın hayatlarını olumsuz etkilediklerini ifade etmişti. Biz de yurtta kalan öğrenciler olarak diğer arkadaşlarımızla yaşadıkları koşullara dair konuştuk.

BİR KİTAP 800 LİRA

İlk durağımız yurt kantini ve arkadaşların yanına oturuyoruz. Yurda bu sene yerleşmişler ve üniversitede ilk seneleriymiş. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknik Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü’nde okuyan arkadaşımız gelmeden önce üniversiteden beklentileri ve karşılaştıklarına dair “Devlet üniversitesi olduğu için kitaplarımızın üniversite tarafından karşılanacağını düşünüyordum. Şimdi ise hazırlık okuyorum ve bir kitabımız 800 lira, bu kitabı nasıl alacağımı düşünüyorum.” dedi.

500 LİRA HANGİ BİRİNE YETSİN?

Konu tabi ki yurt sorunlarına geliyor. İnternette yer alan yurdun tanıtım videosunda nasıl olduğunu gördüğü için pek bir beklentisinin olmadığını söylüyor ve devlet yurduna para verilmesini de mantıklı bulmuyor. Zira yurtta 6 kişi aynı odada kalıyor ve sağlık açısından yetersiz olduğu genel bir düşünce. Bir katta 216 kişinin olduğunu ve 3 duşa kabinin yetersiz olduğunu söyleyerek ekliyor: “Öğrenciler yurda mecbur bırakılıyor ve devlet, öğrencileri müşteri gibi görüyor. Bizden aldığı parayla kendi kalitesini yükseltiyor. Eğitime para harcandığını düşünmüyorum.” Burs başvuruları başladığında başvuru yapacağını ama şimdiden bu ayki giderlerini hesapladığını söylüyor. “Yol ücreti gidiş geliş 200 lira tutuyor, yurtta yemek yiyemiyorum. Yemekler soğuk oluyor. Sabah kahvaltıda zaten sağlıklı bir şey yiyemiyoruz. Akşam yemekleri de kötü oluyor. Her gün ona da para veriyorum ve 200 lira o tutuyor diye hesapladım.” Gülerek yurt ücretini daha saymadığını da ekliyor. 500 lira burs-kredinin şehir dışından gelenler için asla yetmeyeceğini ve sosyal-kültürel etkinliklere gidemediklerini, onun için de bir yerlerden kısmak gerektiğini belirtiyor. Kardeşlerinin de okuduğunu söyleyerek “Aileden pek destek alamayacağım. Bu yüzden bursların en az 800 lira olması gerekiyor.” diyor. 

“PARASIZ EĞİTİM HAKKIMIZ”

Yanımızda oturan diğer arkadaşımız da söylediklerine katılarak sohbete dahil oluyor. İşletme birinci sınıf öğrencisi, o da en çok odaların 6 kişi ve küçük olmasından şikayetçi: “Devlet yurdu olduğu için ben fiyatların pahalı olacağını düşünmemiştim. Bir yemek alıyoruz başka bir şey alınca yemek fişimiz geçiyor, sağlıklı beslenemiyoruz. Yurda yerleşeli beş gün oldu yemeklerden midem ağrıyor, o yüzden dışarıda yiyorum ve çok para gidiyor.” Yurtta önceden ütü, kurutma makinesi, fön, kettle olduğunu onların kaldırılmasının sebebinin “tasarruf yapmak istedikleri” olduğunu düşünüyor. “Kantin fiyatları çok pahalı, sevdiğimiz her şeyden yurtta kısıtlanıyoruz. Yani hiçbir şey tanıtım videolarındaki gibi değilmiş. 500 lira burs-kredi yetersiz, zam yapılacak ama zam yapılırsa diğer şeylerin fiyatları da artıyor, ihtiyaçlarımızı karşılayacak miktar verilmiyor. 1000 lira olması gerekiyor burs ücreti tabi kredi çıkarsa bunu nasıl öderiz bilmiyorum.” diyerek sözlerini bitiriyor. 

MİLLET BAHÇESİ YAPACAKLARINA YURT YAPSINLAR 

Kantinden ayrılıp bloklarımıza gidiyoruz. Blok önünde oturan arkadaşlarımızın yanına oturuyoruz. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğrencisi olan arkadaşımız 6 kişi kaldığı odasında arkadaşları ile olan sorunları anlatıyor. “Hepimiz farklı kişilikteyiz, sıkıntı yaşadığımız çok şey oluyor.” diyor. Yurttaki etüt salonlarının özellikle sınav zamanları yetersiz olduğunu dile getirerek “Devlet yurdu yapacaklarına millet bahçelerine para yatırıyorlar. İmkanlar öğrenciler için kullanılmıyor.” diyor.

KAŞIKLA VERİP KEPÇE İLE ALMAK

İktisat mezunu olan iş bulamadığı için başka bölüm okumaya başlayan bir arkadaşımız burs konusuna değinerek “Gazi çocuğu olmama rağmen 4 sene boyunca burs çıkmadı, burs dağıtımında eşitsizlik olduğunu ve ihtiyacı olan herkesin burs alması gerektiğini düşünüyorum.” diyor. Kredi aldığını ve geri ödemesinin kendisini düşündürdüğünü söyleyerek “Kredi yurt ücretimi ödemeye zar zor yetiyor ama bunun yanında ulaşım masrafı var, sosyal etkinliklere zaten katılamıyorum. Krediye zam yapılsa da kaşıkla verip kepçeyle bizlerden alıyorlar.” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

“KREDİ ALARAK HAYATA BORÇLU BAŞLADIM”

Ardından Mimarlık 3. sınıf arkadaşımız söze başlıyor. “Ben kredi alıyorum, hayata borçlu başladım. Mimarlık okuyorum ve aylık malzeme ihtiyacım 150-200 lira tutuyor. Bunun yanı sıra iki haftada bir 1 kaleme 20 lira veriyorum, bir haftada 200 lira harcadığımı da biliyorum.” diyor. Aldığı kredinin kırtasiye masraflarına gittiğini ve hocalarının bile “Boşuna okuyorsunuz, zaten işsiz kalacaksınız şimdiden uyarıyorum.” dediklerini söylüyor. Krediyi geri ödeme kaygısının olduğunu ve ödeyemeyen öğrencilerin icralık olduğunu bildiği için bu durumun kendisinde şimdiden psikolojik baskı yarattığını belirtiyor. “İş garantisi verilmediği halde kredi borcunu nasıl ödeyeyim? Hayat öğrenciysen zor. En güzel çağımız böyle heba oluyor.” diyerek cümlelerine son veriyor.

*Anket sonuçlarını görmek için:

sonuçlar

ÖNCEKİ HABER

BES, resmi tatilde angarya çalışma dayatmasını protesto etti

SONRAKİ HABER

DBP: Kürt sorunu çözülmeden demokrasi sorunu çözülmez

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa