24 Ekim 2012 05:57
Metin Vuranok

Kongre öncesinde icracı Bakanlıkların tamamı basının karşısına geçerek AKP’nin ne kadar başarılı olduğunu ülkeyi ne kadar iyi yönettiğini; deyim yerinde ise Türkiye’nin başına gelen en iyi Hükümetin AKP Hükümeti olduğunu ve bu durumun bir şans olduğunu anlattılar.
Ancak biz yaşama halkla birlikte halkın içinden bakanlar; Bu açıklamaların neye tekabül ettiğini, toplumsal algının nasıl manipüle edilmeye çalışıldığını bir kez daha gördük şahit olduk.
Sayın Bakanlarımızın tamamının yaptığı açıklamalara dair bir algımız elbette var. Bu açıklamaların ne anlama geldiğini kendi işkolu alanımız olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanının yaptığı açıklamaları anlaşılır bir dilde çevirmeye çalışarak kamuoyu ile paylaşacağız.
Sayın Bakanımız yaptığı basın açıklamasında ülkemizi son 3 yıldır özellikle meşgul eden hayvancılık alanına ilişkin söylediklerinin altını çizerek, bu alanda ne kadar ileri gittiğimizi, geçen yıla oranla gerek canlı hayvan sayısında, genel kırmızı et üretimi konusunda ne kadar başarılı olunduğunu anlattı.  AKP Hükümetinin bu alandaki başarısını sayısal verilerle ve yüzdeliklerle anlattı.
Biz de bu veriler ve yüzdeleri TÜİK verileri üzerinden sizlere anlaşılabilir bir hale getirmeye çalıştık.
1-Büyükbaş hayvan sayısında 2011 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9’luk bir artış meydana gelmiştir. Ki doğrudur.
Ancak bu göreceli doğruda iki temel unsura dikkat çekmek gerekir.
AKP Hükümetinin iş başına geldiği 2001 yılından bu yana Türkiye nüfusu ne kadar artmıştır? Büyükbaş hayvan sayısındaki bu artışın nüfusa oranı nedir?
Dış ülkelerden alınan canlı hayvan sayısı ne kadardır? Alınan bu büyükbaş hayvanların üretilen kırmız et rekoltesine katkısı ne kadar olmuştur.
2-Bir önceki yıla ve 11 yıllık icraat dönemine ilişkin, küçükbaş hayvan (koyun-keçi) sayılarında yüzde 10’nun üzerinde bir artış olduğu ifade edilmektedir. Ki bu da bir önceki yılla kıyaslandığında doğrudur. Ancak 11 yıllık AKP Hükümeti dönemine bakıldığında bu veriler doğruları yansıtmamaktadır.
2002 yılında 31.953.800 olan küçükbaş hayvan sayısı (TÜİK verisidir) 2009 yılında 26.877.793’e kadar gerilemiştir. 2011 yıl sonu itibari ile de bu rakam 32.309.518’e çıkmıştır.
Bu durumda başta temel aldığımız 2 soruyu yineliyoruz.
Bu rakamlar kamuoyuna deklere edilirken AKP Hükümetinin 11 yıllık icraatı içinde mi ele alınmıştır? 11 yıllık icraat içinde ele alınmış ise 2009 yılında ki (26.877.793) bu ciddi sayısal düşüşün sorumlusu yada sorumluları kimdir? Sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapılmış mıdır.?
Bu veriler kamuoyu ile paylaşılırken; Türkiye nüfus artış oranları da dikkate alınarak mı iyileşme olduğu ifade edilmiştir? Yabancı ülkelerden 2 yıldır alınarak kırmızı et üretimi yapılan büyükbaş hayvan sayısı ve et üretiminin büyükbaş hayvan eti ile karşılanmasının bir etkisi var mıdır?
Sadece yukarıda saymış olduğumuz veriler, halkımızla doğru temelde paylaşılmış olsa büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayıları ve üretilen kırmızı et rekolteleri konusunda halkımız doğru bilgilendirilmiş olacaktır.
AKP Hükümetinin 11 yıllık icraatı döneminde Gıda Tarım ve Hayvancılık alanına ilişkin yaptığı en iyi iş (yetersiz olsa da) 2006 yılında çıkardıkları kanunla Gayri Safi Milli Hasıladan (GSMH) alanın desteklemesi için yüzde 1’den az olmamak üzere pay ayrılması olmuştur.
Bu çalışma doğru temelde değerlendirilse ve öngörülen yüzde 1’lik kısım dahi ayrılmış olsa belki alanımıza ilişkin daha verimli bir çalışma yapılmış olurdu. Fakat TÜİK verilerin takip ettiğimizde kanunen destekler için ayrılması gereken payın en fazla yüzde 0.82 seviyelerinde kalmıştır.
Gayri Safi Milli Hasıla 2000-2010 yılları arasında yüzde 50 büyürken tarıma ayrılan aynı kalmış ve bu konuda kanuni zorunluluk dahi yerine getirilmemiştir.
AKP Hükümetine ve Sayın Bakanımıza soruyoruz ; GSMH’den ayrılarak destekler için kullanması gereken yüzde 1’lik pay neden ve hangi gerekçelerle kullanılmamıştır?
Kendi döneminizde çıkarmış olduğunuz kanuna uymamanın cezası yaptırımı nedir?
Yukarıda dile getirdiğimiz konulara ilişkin AKP Hükümetinden ve Sayın Bakanımızdan halk adına cevap bekliyoruz.
Hükümet’ten ve Sayın Bakandan bizlere cevap geleceğini düşünmüyoruz da çünkü bu doğrulara verilecek cevaplarının olmadığını biliyoruz.
Biz sendikacılara verilecek cevapların sürgün, soruşturma, tehdit ve cezaevleri olduğunu biliyoruz. Çünkü yaşıyoruz.
Yaşadığımız müddetçe de F tipi ceza evlerine hepimizi doldursalar da; Hükümetin ve Bakanlarının yanlışlarını manipülasyon girişimlerini teşhir edecek ve doğruları halkımızla paylaşmaya devam edeceğiz.

*Tarım-Orkam Sen Genel Başkanı Sincan 1 Nolu F Tipi Ceza ve Tutukevi

Evrensel'i Takip Et