“Risk alın”, mümkün mü?
"Almış oldukları rekabeti teşvik eden eğitim sistemi içerisinde öğrencilerin bir araya gelerek kendi imkanlarıyla FRZAL Gelişim Zirvesi gibi bir etkinliği düzenlemiş olmaları önemli bir nokta."
Eren YÜCEBOY
İstanbul/ Kartal
Kartal Fatin Rüştü Zorlu Anadolu Lisesi öğrencilerinin düzenlediği FRZAL Gelişim Zirvesi etkinliği, civardaki pek çok lise öğrencisinin de katılımıyla Maltepe Üniversitesi’nde gerçekleşti. Türkiye’de eğitimin niteliksizliğinden dolayı lise öğrencilerinin bilimsel, sanatsal ve kültürel donanımlarını okullar aracılığıyla sağlayamadığı bir dönemde, öğrencilerin tamamen kendi inisiyatifleri ve talepleri ile böyle bir etkinliği düzenlemiş olmaları, mevcut durumlarını zorlayarak kendilerine böyle imkanlar yaratmaları etkinliği önemli kılan en temel noktalardan biri.
ORTAK BİR DAYANIŞMA
Okul içerisindeki 30 öğrencinin bir araya gelerek, etkinliğin bütün yükünü dayanışma içerisinde kaldırmaları, yapmış oldukları görev paylaşımları ve bu görevlendirmelerde birbirlerine duydukları güven günümüzde öğrencilerin almış olduğu rekabeti teşvik eden eğitim sistemi içerisinde değerli olan bir diğer nokta.
Öğrenciler, etkinliğin programını olabildiğince ihtiyaçları ve duyarlılıkları doğrultusunda oluşturmuşlar. Buna göre etkinliğe gelen konuklar arasında yapay zeka uzmanı, film yönetmeni, kitap eleştirmeni, illüstratör gibi mesleklere sahip kişiler de bulunuyordu. Bunun da dışında başka bir konuşmacı ise artan kadın cinayetlerini ve buna karşı neler yapılması gerektiğini anlatması üzerine davet edilmişti.
Fatin Rüştü Zorlu Anadolu Lisesi, nitelikli-niteliksiz okul ayrımına gidilip de mahalle okulu haline geldikten sonra öğrencilerin büyük çoğunluğunu okulun bulunduğu mahalledeki gençler oluşturmaya başladı. Okulun bulunduğu mahalle ise Kartal’ın en yoksul mahallelerinden bir tanesi. Dolayısıyla öğrenci profili eğitim hayatlarındaki başarı ve başarısızlıklarından ayrı olarak, birbirine denk sayılabilecek profiller. Konuşmacılar ise daha zengin ailelerin çocukları olarak dünyaya gelmiş, bir anlamda rahat bir hayatın içerisine doğmuş olan kişilerdi. Öğrenci kitlesi ve konuşmacılar arasındaki bu ayrım, etkinliğin amacına ulaşmasına engel oldu.
Örneğin, etkinlik boyunca konuşmacılar sık sık “Risk alın, güvenli alanlarınızı terk edin. Bakın ben yaptım, oldu.” gibi öneriler sıralamaktayken, kendilerinin risk alma şansına sahip olduklarını ama karşılarındaki gençlerin böyle bir şansa sahip olmadıklarını unutuyorlardı. Bir konuşmacı “Ben liseden sonra direkt iş hayatına atıldım. Zaten meslek lisesi öğrencisiydim. Üniversite yerine alaylı olmayı tercih ettim.” derken ve bunun devamında “Ama benim babamın şurada şöyle firması vardı, dayımın şurada şöyle bir firması vardı.” diye kendi sahip olduğu imkanları sıralıyorken, bugün büyük çoğunluğunu yoksul ailelerin çocuklarının oluşturduğu meslek lisesindeki öğrencilerin ellerinden alınan sınavsız geçiş hakkını ve öğrencilerin maruz kaldığı staj sömürüsünü “Sürekli gelişin, kendinizi geliştirin” gibi kendilerince cesaret verici konuşmalar yaptıklarını sanan konuşmacılar; günümüzde 3 üniversite mezunundan 1’inin işsiz olduğunu ve devletin bu sorunun sorumluluğunu öğrencilere devretmek istediğini unutuyorlardı.