29 Ekim 2019 09:28

Anna Shea: Geri göndermeler ne güvenli ne de gönüllü

UAÖ Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Anna Shea, Suriyeli mültecilerin "güvenli bölge"ye yerleştirileceği iddiasının dahi tüyler ürpertici olduğunu ifade etti.

Anna Shea: Geri göndermeler ne güvenli ne de gönüllü

Fotoğraf: DHA

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Anna Shea, Suriyeli mültecilerin "güvenli bölgeye" yerleştirileceği iddiasının dahi tüyler ürpertici olduğunu ifade etti. Türkiye’ye sığınmış mülteciler ise "Hain ilan edilme", "Tutuklanma" riskleri nedeniyle dönmek istediklerini vurguladı. Suriyeli mülteciler herhangi bir bölgeye değil kendi şehirlerine dönmek istediklerini de söyledi. 

Suriye'ye yönelik askeri operasyon sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, 22 Ekim’de Soçi’de bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası 10 maddelik bir mutabakat yayımlandı. Mutabakatta "Mültecilerin güvenli ve gönüllü şekilde geri dönüşlerini kolaylaştırmak maksadıyla ortak çalışma yapılacaktır" maddesi de yer alıyor. Türkiye’nin ise bu maddeden hareketle oluşturmak istediği "güvenli bölgeye" mültecileri yerleştireceğini ifade etmesi mültecileri endişelendiriyor.

Mezopotamya Ajansı'nın (MA) haberine göre, mültecilerin oluşturulmak istenen alana zorla yerleştirilmeye çalışacağını ifade eden UAÖ Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Anna Shea, "Türkiye ile Rusya arasında imzalanan mutabakatta, mültecilerin henüz ortada olmayan bir ‘güvenli bölge’ye ‘Güvenli ve gönüllü şekilde geri dönmesi’ konusunda uzlaşılması tüyler ürperticidir. Şimdiye kadarki geri göndermeler güvenli ve gönüllü olmanın dışında her şeye benziyor” değerlendirmesinde bulundu. Milyonlarca Suriyelinin risk altında olduğunu ifade eden Sheai, "Ülkelerinde barışın sağlanmasından umutsuz olan mülteciler, Türkiye’nin kendileri için en güzel yer olduğunu ifade ediyorlar" dedi.

"YENİ BİNA VERSEN DE İSTEMEM"

Fotoğraf: MA

MA’ya konuşan Suriyeli mülteciler de geri gönderme konuşundaki endişelerini dile getirdi. Afrin’den geldiğini söyleyen Diya Siye, 2 çocuğunun olduğunu, Türkiye’ye keyfinden gelmediğini belirterek, “İnsanın kendi vatanı ve malından şirin başka bir şey olamaz. Burada bir kıymetimiz yok. Bizi sevmiyorlar. Şehrimize dönmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

Suriye’deki savaştan en çok halkın zarar gördüğünü belirten 4 çocuk babası Suriyeli Elhaj Cibli ise, savaştan önce Suriye’nin çok zengin bir ülke olduğunu ve egemen ülkelerin de bu nedenle savaşı desteklediklerini belirterek, “Benim 4 çocuğum var. Ben petrol istemiyorum. Çocuklarım benim hayatım ve ben onlara bakıyorum. Evim, hayatım, her şeyim gitti. Çocuklarım okula gitmiyor. Ailemde asker olmadığı halde 7 kişi öldü. Biz sadece insan gibi yaşamak istiyoruz” diye konuştu. Ülkelerine döndüğünde tutuklanma tehlikesine de vurgu yapan Cibli, “İşsizlik, yoksulluk ve savaş devam edecek, dönmek istemiyorum. Ben askere gidip savaşmak istemiyorum. Benim suçum ne? Bana yeni bina versen de istemem. Benim tek derdim çocuklarımı korumak. Çocuklarım okula gitmek istiyor” diye konuştu.

Fotoğraf: MA

"ÇOCUKLARIMA YEMEK ALAMIYORUM"

Üç çocuk babası olduğunu söyleyen Ahmad Şibni de ağır hastalıklarının olduğunu belirterek Türkiye’de tedavi gördüğünü belirtti. Geri gönderme stresinin yanında tedavi sürecindeki zorluklara da değinen Şibni, "Türkçe bilmediğimi öğrenince ‘Haydi git’ diye kovuyorlar. Çocuklarıma yemek alamıyorum. Özel hastaneler beni tedavi etmek için 15 bin lira istiyorlar. Ben zaten çalışamıyorum, bu kadar parayı nasıl ödeyebilirim ki?" diye sordu.

"DÖNERSEM CEZAEVİNE GİRECEĞİM"

2014’de Halep’ten Antep’e geçtiğini söyleyen Zekeriya Cibli de “1 sene Antep’ten kaldıktan sonra İstanbul’a geldim. Paran olsa askere gitmek zorunda değilsin. Her şey rüşvetle hallediliyor. Biz fakiriz. Ama ben gidersem direkt cezaevine girerim. Çünkü ben askere gitmedim. Esad’ın askerleri tarafından hain ilan edildim” dedi. Suriye’de savaştan dolayı evlerinin yıkıldığını belirten Cibli, “Gidecek başka yerimiz yok. Suriyeliler Lübnan, Irak ve Ürdün’den Türkiye’ye geliyorlar. Pasaport yoksa, kaçak, deniz yoluyla geliyorlar” diye vurguladı. (İstanbul/MA)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et