01 Kasım 2019 00:30

Maliyet üstüne maliyet: Kağıt, fuar, baskı, boya...

Krize, tekelleşmeye, engellere rağmen ayakta kalma uğraşı veren yayınevlerinin krize karşı çözümlerinden biri de bir kooperatif ağı kurmak oldu...

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hilal TOK
İstanbul

Zaten en temel ihtiyaçlara bile ulaşmayı zorlaştıran bu ekonomik kriz ortamında, herhangi bir sosyal, kültürel, sportif etkinlik de hepten lüks hale gelmiş durumda. Yeni çıkan kitapları, dergileri alabilmek, sinemaya gidebilmek alım gücü giderek düşerken daha da zorlandığımız şeyler. Bu durum sadece tüketiciyi değil üreticiyi de etkiliyor. Hele ki ruhu, düşünceyi, yazıyı kağıtla buluşturan yayınevleri, büyük zorluklar içerisinde kitaplarını okuyucuyla buluşturuyor.

Yayıncılıktaki tekelleşmeye karşı zaten ayakta kalma mücadelesi veren yayınevleri için bu durum, kağıttan baskıya, dağıtıma artan maliyetler nedeniyle deyim yerindeyse ölüm kalım mücadelesine dönüşmüş durumda. Yine de kitaplarını okuyucusuyla buluşturma inadından vazgeçmiyor yayınevleri ama bu mücadelede yenik düşen, kepenk kapatmak zorunda kalan yayınevleri de oluyor maalesef.

‘ŞÜPHELİ HEYECANLARDAN KAÇINDIK’

Krizle birlikte artan maliyetler, kitap satışının da azalması nedeniyle, en başta yayımlanan kitap sayısında düşüşe neden oluyor. Krizden önce bastıkları kitap sayısını yarıya düşüren, yayımlamak istedikleri kitaplarla ilgili ‘Acaba satar mı’ kaygısı artan yayınevleri artık daha temkinli.

İthaki Yayınları Editörü Ömer Ezer, krizden önce aldıkları “riskleri” artık alamadıklarını söylüyor. “Şüpheli heyecanlardan kaçındık. Önceden yapıp başarılı olduğumuz işleri devam ettirmeye ve benzer işleri yapmaya yöneldik. Aslında yayıncılıkta bazen temel olan riskler almak gerekiyor. Güvendiğiniz yazarlar, eserler oluyor ama tabii ki bunların daha yayımlanmadan nasıl karşılık göreceğini bilemiyorsunuz. O kitabı yayımlamak bir risk olabiliyor. Bu riskleri azalttık biz de...”

Ekonomideki istikrarsızlık nedeniyle önlerini görememekten yakınan Ezer, “Kriz tüm planı, programı, ödemeleri etkiliyor. Kitaplar arasında eleme yapıp bazılarının sözleşmelerini iptal etmek zorunda kaldığınız oluyor. Tamamen tahminlere dayalı bir yayın programı izlemek zorunda kalabiliyorsunuz” diyor.

FUAR DA DERDE DEVA OLMUYOR

Yayınevleri bu ölüm kalım mücadelesini kitap fuarlarına çok sıkı hazırlanarak sürdürüyor. Ancak fuarlar, satışları artırsa da; yer kirası, etkinliklerin masrafı derken giderlerin geleni götürdüğü bir hale dönüşüyor. Kor Kitap’tan fuar sorumlusu Burhan Coşar, “Katılacağınız fuarda yer kiralıyorsun. Maliyetler çok yüksek. Bu nedenle fuarlara katılamayan yayınevleri oluyor. Mesela biz geçen yıl katıldığımız fuarların üçte ikisine ancak katılabiliyoruz bu yıl” diye açıklıyor durumu.

Dışa bağımlılık nedeniyle en büyük maliyet artışının kağıtta yaşandığını belirten Coşar, “Yabancı kitapların telifleri de kur artışından etkileniyor. Bu da çok etkiliyor yayıncılığı. Yayıncı da bu yaşadığı zorluğu mecburen fiyatlara yansıtıyor. Bu da, halkın alım gücü düştüğünden dolayı satışı zorluyor. Dolayısıyla biz de ayakta kalmak için yöntemler bulmaya zorlanıyoruz. Daha temkinli kitap basıyoruz örneğin. Belki böyle bir krizle karşı karşıya olmasaydık üç yerine on kitap basardık, ama yapamıyoruz maalesef.”

KÜÇÜK VE BİR DE MUHALİFSE...

NotaBene Direktörü Emre Battal da krizle birlikte daha az kitap basmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor:

“Bizim gibi yayınevlerinin kitap basmadığımız sürece ayakta kalma şansımız yok. Kitap basmayınca da bu sizi yayıncılıktan uzaklaştırıyor. Halihazırda şu anda daha az kitap basıyoruz. Kitap sonuçta lüks bir tüketim okuyucu da bu sebeple kitaptan vazgeçiyor.”

Küçük yayınevlerinin büyük yayınevlerine göre krizden daha çok etkilendiği görülüyor. Hele muhalif yayınevleri zaten politik engellerle karşılaşırken, krizle birlikte ekonomik engelleri de katlanmış durumda. Dipnot Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Emirali Türkmen, “Krize kadar iyi kötü kağıtçılardan iki üç aylık evladiyelik kağıt alabiliyorduk, şimdi o durum ortadan kalkmış durumda. Şimdi hangi gün kağıda ihtiyacınız olacaksa o günün kuruyla tutarını bildiriyorlar size, alıyorsunuz. Biz küçük yayınevleri için kitap basmak daha da zor hale geldi. Dipnot olarak yılda 36-44 arası kitap çıkarırdık, bunu çok daha azalttık. Bir de muhalif olduğumuz için ‘Bastığımız kitaplar toplatılır mı, mahkemeye gider mi, sıkıntı yaşar mıyız’ endişesi oluyor” diye anlatıyor.

YAYINCILAR ÇÖZÜM İÇİN BİR ARADA

Kağıt, baskı, dağıtım gibi temel kalemlerin yanı sıra telif ücretleri, nakliyat, depolama gibi giderler de yayıncıları etkiliyor. Yayınevleri de krizle birlikte artan bu sorunlarına karşı dayanışma içerisinde olabilmek adına Yayıncılar Kooperatifini kurdular. Bir yanıyla küçük ve muhalif yayınevlerini güçlendirme girişimi olan bu kooperatife şimdilik 30 civarında yayınevi katılıyor.

NotaBene Direktörü Emre Battal, Yayıncılar Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi aynı zamanda. “Bu aslında bir yayıncılar birliği” diyor, “Yayıncıların sorunlarına dair çözümler üretmeye çalıştığımız, kağıttan baskıya kadar maliyetleri birlikte hareket ederek düşüreceğimiz yöntemler arıyoruz. Bir de D&R’nin el değiştirmesinden sonra bizim gibi muhalif yayınevlerine ciddi bir engel artışı oldu, kitapları rafa koymuyorlar mesela. Biz de bu kooperatifle birlikte bir internet satış sitesi kuralım, ortak kağıt alımı gibi yöntemlerle yapabiliyorsak maliyetleri düşürelim istiyoruz.”

Dipnot Genel Yayın Yönetmeni Emirali Türkmen de sektördeki tekelleşmeye dikkat çekerek, “Muhalif ve küçük yayınevleri tekelleşme karşısında kendilerini korumak zorunda. Sektörün hem ekonomik hem de yayıncı olmaktan kaynaklanan zorlukları aşmanın çaresini dayanışma ve paylaşmakta gören yayıncılar olarak kooperatif kurduk” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Kerem Cankoçak: Bizim bir doğamız var, bilmek zorundayız!

SONRAKİ HABER

Demirtaş, 4 yıl 8 ay ceza aldığı dosyadan tahliye oldu ancak cezaevinden çıkamayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa