Kuşaktaşları anlattı | "Titizlikle koruduğu dünya görüşüyle bugünlere gelmiştir"

Ferit EDGÜ

Adnan Özyalçıner; kuşağının tüm üyeleri gibi, hepimiz gibi, kalemi eline ilk aldığı gençlik yıllarından bu yana, dünyaya bakışını, insanlara, topluma bakışını, sanata, edebiyata bakışını hiçbir durumda değiştirmemiş, doğru bildiğinden şaşmamış, çok erken yaşlarda başladığı yazarlığını bu doğrultuda ve hep aynı şaşmaz inançlarla geliştirerek bugünlere ulaşmıştır.

Onun daha ilk öykülerinde gerek konuları gerek üslubuyla getirdiği yenilikler Türk okurunun, o güne değin tanımadığı bir edebiyat dünyasının kapılarını açıyordu.

Gözünüzün önüne şöyle bir yazarlar topluluğu getirin: Onat Kutlar, Vüsat Bener, Bilge Karasu, Tarık Kakınç, Nezihe Meriç, Orhan Duru, Demir Özlü... Onların yazdıkları; ne konuları, ne üsluplarıyla birbirine benzeyen öyküler, Türk edebiyatının hangi döneminde böylesi bir zenginlik sunmuştur.

1950 kuşağı denilen bizim kuşak, (Söylemekten çekinmeyeceğim, çünkü bu bir övünme değil) ne kendinden önceki ne kendinden sonraki kuşaklarda görülen tutarsızlık, kıskançlık, çekememezlik, yalakalık, çıkargüdücülük hastalıklarına yakalanmamış; ahlakı, handiyse bir estetik değer olarak görmüş ve öyle yaşamıştır.

Büyük Usta Sait Faik’te gördüğümüz bu tutarlılık, tâââ başından beri biz çıraklarının izlediği yol olmuştur.

Adnan Özyalçıner hem edebiyatçı kişiliği, hem titizlikle koruyageldiği dünya görüşüyle bugünlere gelmiştir bu doğrultuda.  

Modern Türk edebiyatının tarihinde, getirdiği yeniliklerle, uzun soluğuyla, değişmeyende değişmesiyle bir örneği olmayan 50 kuşağının bu önemli yazarını, dostumu gönülden kutluyorum. Kuşağımızın bugün aramızda olmayan yazar arkadaşlarımız, dostlarımız Onat Kutlar’ın, Orhan Duru’nun, Erdal Öz’ün, Muzaffer Buyrukçu’nun adına da.

Nice yıllar sevgili dostum.