Taşrada üç kız kardeş
“Üç kız kardeşin rekabetini anlatan film” olarak anılan Kız Kardeşler, rekabeti tezadıyla birlikte işliyor. Kadınların yaşadığı sorunlar hakkında dertleşmelerinde bu birlikteliği görüyoruz.
Hümeyra HANNARİCİ
Ankara Üniversitesi
Emin Alper’in üçüncü uzun metraj filmi “Kız Kardeşler” aldığı ödüllerle, senaryosuyla, oyunculuklarıyla sinema dünyasında çokça konuşuldu ve konuşulmaya devam ediyor. Türkiye’de sanat filmlerinin çokça konu ettiği taşrayı Emin Alper baba-oğul değil de baba-kız özneleri üzerinden işleyerek farklı bir pencere açıyor.
Nuri Bilge Ceylan’ın sanat anlayışının dominantlığının sinema dünyasında yoğunca hissedildiği bu dönemlerde yönetmen koltuğundaki Emin Alper birçok sahnesiyle NBC esintisini hissettiriyor fakat titizlikle işlediği özgünlükleriyle de farkını ortaya koyuyor. Bu filmde işlediği doğallığı ve yoğunluğu güçlü işlediği imgelerin özgün kullanımında görüyoruz.
Toplumsal sorunları işlemeyi seven Emin Alper, “Besleme Sorunu”nun mekansızlığını karakterlerin konuştuğu farklı ağızlarla gösteriyor ve sorunun öznesini genişletiyor. Önceki uzun metraj filmlerinde de güçlü kadın karakterlere yer veren Alper, sorunu daha iyi tahlil edebilmek için kadın karakterlerini izleyicinin karşısına ana kahraman olarak çıkarıyor.
REKABETİ TEZADIYLA İŞLİYOR
Toplumda kadın cinselliğinin tabulaştırılmasına karşılık cinselliği rahatça konuşan kız kardeşlerin diyaloglarıyla perdede bu tahakküm kırılmış oluyor. Diyaloglar demişken zayıf kişilik özelliklerine sahip olan erkek karakterlerin karşısına dikilen kadınların eril davranışları yeren tutumları da filmin temellerinden birini oluşturuyor. Birçok yerde “üç kız kardeşin rekabetini anlatan film” olarak anılan Kız Kardeşler, rekabeti tezadıyla birlikte işliyor. Kadınların yaşadığı sorunlar hakkında dertleşmelerinde bu birlikteliği, dayanışmayı görüyoruz.
Anton Çehov’un hikâye tarzını kadraja yansıtan Emin Alper, filmde ne bir başlangıç ne de bir bitiş yapıyor. Hareketli bir dünyanın bir vaktini donuklaştırıp durumun kesitini seyreyliyoruz. Karakterlerin geçmişlerini ya da geleceklerini bilmeksizin gerilimlerinin, sevinçlerinin ortağı haline geliyoruz. Bu kadar kesitler silsilesi yapılmışken filmin ara sahnelerinde köydeki ahalinin büyük bir kısmıyla iletişimi olmayan Hatice’nin dünyanın dönüşü misali takla atarak dönmesi, zamanın karakterlerden soyutlanarak akmasına dönüşüyor. Bu sahnelerin ardından Hatice’nin dönüşünü durduranın bir film karakteri olmasıyla filmin akışına geri dönüyoruz.
Filmde kızlarına masal anlatmak için şakalar yapan Şevket’in, “Size bir masal anlataverem mi?” sorusuna karşılık kardeşlerin verdiği cevaplara göre “… demekle olmaz. Size bir masal anlataverem mi?” diyerek soruyu ısrarla sorması sanat filmlerinin üretim aşamasındaki zorluğu da anlatır minvalde. Kültür Bakanlığının filmlere fon sağlama konusundaki seçiciliğini en çok yaşayanlardan biri de Emin Alper. Kız Kardeşler filmi için “Politik bir film olsaydı Türkiye’nin şu anki koşullarında çekemezdim” diyen Alper, 1 saat 48 dakikalık bir seyir deneyiminin ardından izleyicisini tam olarak bir politik eleştirinin ortasına bırakıyor.