Mülteciler: Botlarımızı batırarak bizi 'kurtarıyor'lar!
Yunanistan'a geçmeye çalışırken engellenen 2 mülteci Evrensel'e konuştu. Mülteciler “Polisler iğne ile botu vurup, batırdı. ‘Ya bizim yanımıza gelin ya da denizde boğulun’ dercesine..." diyor.
Fotoğraf: Evrensel
Dilek OMAKLILAR
İzmir
Yunanistan’a geçmeye çalışırken engellenip Çeşme Jandarma Karakolu’nda bekletilen, ardından Harmandalı Geri Gönderme merkezinde bekletilip bırakılan iki mülteci ile görüştük. Mülteciler, Çeşme Jandarma Karakolundaki ve Harmandalı Geri Gönderme Merkezinde yaşananları anlatarak tek isteklerinin daha iyi bir yaşam olduklarını söyledi.
Geçtiğimiz hafta İzmir Müzisyenler Derneği üyesi Kazım Altun sosyal medya hesabından Çeşme Jandarma Karakolu’nda ve Harmandalı Geri Gönderme Merkezindeki mültecilere dönük yaşananları gündeme getirmişti. Kazım Altun mültecilerin ‘insanlık dışı’ muamele ile karşılaştıklarını söylerken, tercüman eşliğinde görüştüğümüz iki Afgan mülteci de Çeşme ve Harmandalı kampındaki yaşadıklarını anlattı.
POLİSLER BOTLARI BATIRARAK BİZİ "KURTARIYOR"
Afgan mültecilerden biri “Bizi denizden yakaladılar Çeşme’deki kampa götürdüler. Ancak bizi Türkiye sınırını tam geçmiştik ki öyle yakaladılar. Bu aslında Yunanistan’a ‘bakın biz çalışıyoruz’ mesajı vermekti” diye söze girdi. Polislerin botlarını batırarak kendilerini engellediklerini söyleyen mülteci, “Polisler iğne ile yeleği vurup, batırdı. Ya bizim yanımıza gelin ya da denizde boğulun’ dercesine… Benim eşim var, hamile. Bir tekne özellikle hızlıca yanımızdan geçiyor ki dalgalar bizi düşürsün. Sonra da bizi kurtarıyor. Yani öyle göstermiş oluyorlar” diye konuştu.
"HASTAYDIK AMA DOKTOR GÖRMEDİK"
Çeşme kampında kalan diğer mülteci de söze giriyor ve Çeşme kampında ilk gün kendilerine yemek verilmediğini söyleyerek Çeşme kampında 2 gün kaldığını sonra da Harmandalı Geri Gönderme merkezine gittiklerini belirtiyor. Harmandalı Geri Gönderme merkezinde yaşayan mülteci, “İzmir’in kampında (Harmandalı Geri Gönderme Merkezi) spor salonu var, orada bakmıyorlar Suriyeli, Afgan, çoluk çocuk, kadınlar hepsi aynı yerde. Ekmek veriyorlar ama saatleri belli değil. Banyo yok, tuvalet var ama çok kötü. Battaniyeler veriyorlar ama hastalık kaptım” diyerek kollarındaki lekeleri gösteriyor. Diğer Afgan mülteci de “Doktor var ama biz göremiyoruz çünkü çok kalabalık. İzmir kampında hiç doktor görmedik, hasta olmamıza rağmen” diye ekliyor. Eşi hamile olan mülteci ise, eşinin doğumu kampta gerçekleştirdiğini anlatarak, “Eşimi hastaneye götürüyorlardı, ben de istedim. İsterseniz kelepçeleyin kaçmam dedim, ama izin vermediler. Yalnız gitti eşim. Ertesi gün gidebildim” dedi.
"ÇOK ŞEY İSTEMİYORUZ…"
Afgan mülteciler iş hanından bozma bir yerde yaşamlarını sürdürüyor. Daha önce Agora parkta kalan mülteciler, burada da koşullarının insani olmadığını söyledi. Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ndeki insanların neye göre bırakıldığını sorduğumuzda ise verdikleri yanıt, “Bilmiyoruz” oluyor. “Bizim memlekette savaş var. Biz mecburen geliyoruz. Sadece İzmir kimliği istiyoruz, burada yaşamak için ve çalışabilmek için” diyor Afgan mülteci ve diğer mülteci de kimlik ve dil olmadıkları için kendilerine iş verilmediğini söylüyor. Kendilerine Mülteci derneklerinin giyim ve yiyecek destekleri olduğunu belirten mülteciler, “Çok şey istemiyoruz, bir ev bir de iş olsun. Çocuklarım için…” diyorlar.
İNSAN HAKLARI İHLALİNE GİREN ÇOK UYGULAMALARI VAR
İzmir Müzisyenler Derneği’nden Kazım Altun da yaşanan sorunları örnekleriyle dile getirerek, “Buraya gelen Afganların niye geldiğini biliyorsunuz. Bir ailemiz var, Harmandalı Geri Gönderme Kampından geldi. Yaklaşık 1 buçuk ay oldu buraya geleli. Yeniden denize gitmeyi denemişler. Geçerken sahil güvenlik bunları görüyor yanaşıyor ve uzaktan kancayla botlarını deliyorlar. Ve bottakiler denize düşüyor sonra da can yeleğine de kancaları atıyorlar. Onun haberi yapıldı. Türk Sahil Güvenlik kurtardı diye. Böyle bir haber doğru değil. Kamptan görüntüler geldi bana. Kampta su dahil verilmemiş. İlk 24 saatte Çeşme Jandarma Karakolu bahçesindeki görüntüler var. 2 gün orada kalıyorlar, Harmandalı Geri Gönderme Merkezine getiriliyorlar. Bir öğün yemek veriliyor ve ayakkabıları alınıp çöpe atılıyor. İnsan hakları ihlaline giren çokça uygulamaları var. Bu kadar hoyrat olmamaları gerekiyor. İnsanlar GGM'den otobüsle kamera kadrajından çıktıktan sonra bırakılıyor” dedi. Harmandalı Geri gönderme merkezindeki koşullarına dair sorunların bitmediğini belirten Altun, “İçerisi çok başka bir dünya. Kampta bir buçuk ayda kalan insanların psikolojileri bozulmuş. Elbette otel konforunda olmayacak ama tabiri caize ahır gibi koşulları varmış” diye konuştu.
İzmir Müzisyenler Derneği’nden Hacer Yeşilçay da sahadan deneyimlerini aktararak en büyük sorunun sağlık sorunu olduğunu belirtti. Yaşilçay, “Mesela bütün çocuklar suçiçeği geçirmiş ve atlatmış. Yemek, barınma bunlar hepsi sorun. Geçen ay götürdüğüm hamile kadın bu ay götürdüğümde 4 kilo vermişti, 6 aylık hamile kadın. Çok acı şeyler var. İMD’den sonra Halkların Köprüsü de bize destek verdi. Ellerinden geleni yapıyorlar” dedi.