04 Kasım 2019 13:02

Sorun birse çözüm de birdir

Dünya halkları hak gasplarına, yolsuzluğa, krize karşı sokakları doldururken sadece bir mesaj vermekle kalmıyor aynı zamanda aynı sorunları yaşayanlardan bir kıvılcım yakmalarını bekliyorlar.

Kaynak: Max Pixel

Paylaş

Dünyanın dört bir yanından yükselen ayak seslerini duyuyoruz. Elinizi Dünya haritasında bir ülkeye bastığımızda üzerine yıkılan ekonomik yükü reddeden halkları görmemiz nadir olmayacaktır. Şili’den Irak’a, Lübnan’dan Haiti’ye, İngiltere’den Ekvador’a halklar sokakları doldurarak yoksulluğa, yolsuzluğa, hükümetlerin halkların cebinden çalmasına karşı çıkıyorlar.  

Şili’ye yaklaştığımızda, Pinochet darbesinden bugüne kadar artan neoliberal politikalarla kamu hizmetlerinin özelleştirildiği, Latin Amerika’daki gelir dağılımının en eşitsiz olduğu ülkelerden birini görürüz. Ekvador’da ise ülkenin sermaye grupları, bankacılar ve onların temsilcisi olan siyasi partilerle sıkı bir ittifaka girişmiş bir hükümetin kamu harcamalarını kısmayı da içeren bir anlaşmayı IMF ile yaptığını görüyoruz.  Daha da yakına bakalım: Lübnan. Lübnan ise derin bir ekonomik krizle boğuşan, tarikatların ülkede pozisyon paylaştığı, zengin yedi Lübnanlının halkının yarısının sahip olduğunun on katı olan toplam 13,3 milyar dolarlık kişisel servete sahip olduğu, yüzde birinin zenginliğini artırırken halka yeni vergileri dayatan bir ülke.  

VİCTOR JARA’NIN MELODİSİ SOKAKLARDA YANKILANIYOR 

Buna karşın Şili’nin sokaklarını dolduran milyonlar bir ağızdan Victor Jara’nın şarkılarını söylüyor. Başkentinden başlayan eylemler tüm Şili’ye yayılıyor. Şili halkı emeklilik, eğitim, sağlık hizmetleri ve ücretlerde iyileşme talepleriyle birlikte cebine göz diken hükümeti istifaya çağırıyor. Pinera hükümeti metro zamlarını geri çekmekle kalmıyor, asgari ücretlerde artışı da içeren sosyal bir paketin açıklamasını yapıyor. Moreno hükümetinin IMF ile yapacağı anlaşmaya ise cevabını Ekvador halkı sokaklara çıkarak, genel grev yaparak ilan verdi. Şili’deki gibi hükümet eylemlerin gidişatından korkarak ilan ettiği OHAL sokakları boşaltmaya yetmedi.  

Sesin güçlü çıktığı yerlerden bir diğeri de Lübnan. Ekonomik krizin faturasının halka kesilmesini reddeden Lübnan halkı 2020 bütçesinde onaylanan vergilerdeki artışla tetiklenen, hükümeti devirme çağrılarına ve yolsuzluğun engellenmesi, yağmalanan fonların geri alınması taleplerine dönüşen bir ayaklanmada.  

Dünyanın dört bir yanında sermaye sahiplerinin, devlet yöneticilerinin gözünü emekçilerin, gençlerin cebine diktiğini görüyoruz. Bunu kabul etmeyen emekçiler, gençler ise sokakları dolduruyor ve işsizliğe, geleceksizliğe, yoksulluğa, zenginlerin zenginliğine zenginlik katılmasına hayır diyor ve onlara bunu reva gören hükümetlerinin istifasını istiyor.  

SINIR TANIMAYAN SÖMÜRENLER 

Ceplerimize dikilen gözler sınır tanımıyor. Geleceksizlik, işsizlik, artan vergiler, gelen zamlar, yolsuzluklar tüm dünya halklarına dayatılıyor. Türkiye de bu durumdan nasibini alıyor. Bunun yansımalarını her gün günlük yaşamımızda hissediyoruz: markete girip fiyatlar yüzünden alışveriş yapamadan çıkmak kadar günlük bir örnekten ÖSYM Başkanı Halis Aygün'ün, ödemesi güç sınav ücretlerine dair “kar etmiyoruz” diyerek kamu hizmetini esnaf mantığıyla yürüttüğünü açıkça göstermesine kadar.  

Eğitimimizi sürdürebilmek için derslere odaklanmamızın önüne geçecek bir şekilde çalışıyoruz, burs bulabilmek için memleket derneklerinin ve bilimum adını sadece burs ararken öğrendiğimiz şirketin, derneğin kapısını aşındırıyoruz. Geçimimizi sağlayacağımız bursu devletten talep edince “bedavacı” damgasını da yiyoruz. Oysa milyon dolarlık borçlarımız yok ki devlet borçlarımızı silsin. Öbür yandan yaşamını sürdürmek ve eğitimini sağlamak için burs isteyen gençlere “bedavacı” diyenler koca koca borçlara sahip koca koca şirketlerin borcunu gözünü kırmadan siliyor.  

Hal böyleyken Türkiye gençliğine de ekonomik krizin tüm yükünü vergilerle, borçlarla, işsizlikle üzerine yıkılmasına karşı çıkmak düşer. Bulunduğu her yerde, her alanda, her anda çevresindekilerle bir araya gelerek cevabını vermeli. Tüm dünyadaki gençlerle ortak sorunlara sahip gençlik, dünya gençliğinin sesine kendi sesini de katmalı.  

 

ÖNCEKİ HABER

Senin termosun hangi renk?

SONRAKİ HABER

Kriz kapitalizmin, eğitim hakkı bizimdir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa