Kocaeli Üniversitesi öğrencileri: Bunca sıkıntı içerisinde savaş gerekli değil
KOÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencileriyle, Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna düzenlediği askeri operasyonu ve etkilerini konuştuk.
Kocaeil Üniversitesi | Fotoğraf: Evrensel
Behlül AYMAR
Kocaeli
Kocaeli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencileriyle, Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna düzenlediği ve “Barış Pınarı" adı verilen askeri operasyonu, sonrasını ve etkilerini konuştuk.
Suriye’nin kuzeyine başlatılan sınır ötesi operasyon hâlâ ülke gündeminin üst sıralarında... Operasyonun gerekliliğini söyleyenler “üstün başarı”lardan bahsederken ekonomiye etkisi pek konuşulmuyor. Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi (SBKY) öğrencileriyle operasyonu, bunun ekonomisini konuştuk. Öğrenciler, soyadlarını vermeden sorularımızı yanıtladılar.
"SAVAŞA BÜTÇE AYRILMASINI DOĞRU BULMUYORUM"
Can, operasyonu iç siyasette yaşanan sıkışmışlığın sonucu olarak düşünüyor ve ekliyor: Bence bu operasyon Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın artık iç siyasette yapabileceği hiçbir şey kalmadığı için başlattığı bir operasyon.
Can, “Bakıyoruz artık herkes rahatsız ülkenin bulunduğu durumdan. Benim babam üretici, kan ağlıyor, babamın çalıştırdığı işçi kan ağlıyor, ben bir öğrenci olarak kan ağlıyorum” dedikten sonra sözlerini şöyle noktalıyor: Ülkemizin bulunduğu durum belli, ekonomik olarak çok büyük sıkıntılar içerisindeyiz. Bunca sıkıntı içerisinde savaşın gerekli olmadığını düşünüyorum. Ekonomik olarak çözmemiz gereken onca şey varken savaşa bütçe ayrılmasını doğru bulmuyorum.
"KAN DÖKÜLMESİN İSTİYORUM"
Yağız sohbete giriyor ve o da operasyona olan bakış açısını anlatmaya başlıyor. Bölgede yaşayan sivil halkın sorunlarını dile getiren Yağız, “Açıkçası ekonomi, siyaset bir yana o bölgede yaşayan insanlar hiç uğruna ölüyorlar. ‘Barış getireceğiz’ deniyor ama tarihte ne zaman kan dökerek barış geldiği görülmüş?” diye konuştu. Türkiye’nin Rusya ve Amerika gibi hareket etmeye çalıştığını belirten Yağız, “Bence Türkiye şu an Suriye’den pay kapmaya çalışıyor, 'o pastanın bir dilimi benim olsun' diye düşünüyor ve ona göre hareket ediyor; aynı Rusya ve Amerika gibi. Ben bunun doğru bir şey olmadığına inanıyorum çünkü sırf o pastadan dilim alacağız diye yüzlerce çocuk ve kadın ölüyor. Sadece Suriye değil tüm dünyada savaş olmasın isterim. Yakın tarihimizde, ülkemizde de bombalar patladı, insanlar öldü, bunun kötü bir şey olduğunu gördük. Kan dökülmesin istiyorum artık” dedi.
"MEDYADA SİVİLLERİN ÖLDÜĞÜ ÜZERİNE BİR ŞEY GÖRMEDİM"
Yağız’ın söyledikleri üzerine Büşra tartışmaya dahil oluyor ve operasyonun doğru olduğunu belirtiyor. “Bence operasyon doğru çünkü o bölgede teröristlerin yoğunlukta olduğu biliniyor. Oraya operasyon düzenlenmeseydi belki de o teröristler ülkemize girip eylemler düzenleyeceklerdi. Ne olacağını bilemeyiz” diyen Büşra, sivil ölümlerin yaşanmadığını söylüyor ve ekliyor: Sivil halkın öldüğü üzerine bir şey görmedim medyada. Ayrıca sınırda bulunan evlerin boşaltıldığını ve insanların gönderildiğini aktarıyor haber bültenleri. Elbette ben de istemem çocukların kadınların ölmesini ama savaş halindeyiz, sınırımız tehdit altında, ne gerekiyorsa yapmak gerek.
"ABD’YE NASIL KAFA TUTTUK AMA!"
Tartışmayı bambaşka bir noktaya taşıyan Deniz, operasyonun ABD ve Rusya gözetimi altında gerçekleştiğini belirterek “Erdoğan’ın açıklamalarında, haberlerde, yandaş medyada hep 'ABD’ye kafa tutuyoruz, ABD emperyalizmine karşı mücadele veriyoruz' diye lanse ediliyor. Ben bunların hiçbirine katılmıyorum. Tam tersine ABD ve Rusya’nın izin verdiği derecede operasyonu yönlendiriyoruz. Bakın ABD, 'yaptırım uygulayacağım' diye açıklama yaptı, mektup gönderdi. Trump çıktı, bir iki açıklama yaptı, 120 saat durdurma kararı aldık operasyonu. ABD ile ortak aldığımız kararlara bakın, nasıl karşı çıkmışız ABD’ye, nasıl kafa tutmuşuz ama(!) Emperyalizme karşı mücadele dediğimiz böyle el ele, kol kola olmaz, hele ABD’nin Suriye’deki maşası olarak hiç olmaz” ifadelerini kullandı.
"GELECEĞİMİZİ ELİMİZDEN ALIYORLAR"
Ali, konuya daha çok ekonomik olarak baktığını ve bu yüzden operasyonu desteklemediğini belirtiyor. Verilen kararların geleceklerini de belirlediğini ifade eden Ali, “Ben ay sonunu getirmek için kılı kırk yarıyorum. Geçen senelere göre yurtlara ve yemekhanelere zam geldi ama ailemin bana yolladığı para aynı. Devletin verdiği para belli, en temel ihtiyaçlarımızı bile gidermiyor. 500 TL ile yurt parasını ödüyorsun, bir iki ders kitabı alıyorsun, yemek yiyorsun, elde bir şey kalmıyor. Geçen seneye göre her şey çok daha pahalı. Dışarı çıkıp arkadaşlarımla bir çay bile içemiyorum. Kitap okumak istiyorum ama param yetmediği için gidip kütüphaneden alıp okuyorum. Ben böyle bir durumda yaşarken savaş bütçesine bunca para aktarılması, savunma sanayisine bu kadar para yatırılması beni şaşırtıyor ve sinirlendiriyor. Sadece ben değil birçok genç böyle zor şartlar altında yaşamaya ve okumaya çalışıyor. Bence savaştan önce gençlerimizi düşünmemiz gerekir. Her yerde geleceğimizden bahsediyorlar ama geleceğimizi elimizden alıyorlar” diye konuştu. (Kocaeli/EVRENSEL)