Gazeteci Musa Özuğurlu: Washington'ı değil, Trump'ı ziyaret ediyor
Gazeteci Musa Özuğurlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretini değerlendirdi.
Fotoğraf: MA
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 Kasım’da ABD’ye yapacağı ziyareti değerlendiren Gazeteci Musa Özuğurlu, "Erdoğan ABD yönetimi içinde Trump’ın ayrı ilişki geliştirilebilecek isim olduğu inancını sürdürmekle kalmıyor, bunu bir taktik olarak da yürütüyor. Sanırım bu nedenle Erdoğan’ın bu gezisi 'Washington ziyareti' değil 'Trump’ı ziyaret' olarak nitelendirilebilir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Kasım’da ABD Başkanı Donald Trump’la görüşecek. ABD’de yapılacak görüşemeye ilişkin Gazeteci Musa Özuğurlu ile konuştuk. Trump’ın 9 ekimden önce Erdoğan’a gönderdiği mektubun yankıları sürerken, Erdoğan Trump’ı ziyaret etmesine ilişkin Özuğurlu şunları söyledi:
"ABD- Türkiye ilişkileri İki tarafın da “el yükselttiği” bir dönemden geçiyor. Erdoğan’ın ise (ABD -Rusya ya da Doğu- Batı) arasındaki denge politikasında hata yapma lüksü kalmadı. Bir taraftan Türkiye bölgede ABD’ye (rağmen) istediklerini fiiliyata geçiriyor ancak bu durum ABD’nin küresel bir güç olarak küçümsenmesi gerçeğini ortadan kaldırmıyor ve Erdoğan fazlasıyla bu gerçeğin farkında. Diğer yandan Ermeni soykırımı tasarısı ve daha da önemlisi Erdoğan’ı kişisel olarak da zor duruma sokabilecek yaptırımlar ve devamında mali soruşturmalar ile ilgili 'rest' çekilebilecek bir pozisyon yok. Bu gerçekler ışığında Erdoğan’ın Washington’a gitmeme gibi bir tercihi olamaz. Dikkat edilecek olursa Türkiye’den Ermeni soykırımı tasarısına yüksek sesli ya da ses getirecek fiili bir karşı adım atılmadı. Türkiye bu tasarılara karşı daha çok 'yatıştırma' politikası güdüyor görünümü veriyor. Diğer yandan (ne kadar işe yarar bilinmez ama) Erdoğan ABD yönetimi içinde Trump’ın ayrı ilişki geliştirilebilecek isim olduğu inancını sürdürmekle kalmıyor, bunu bir taktik olarak da yürütüyor. Sanırım bu nedenle Erdoğan’ın bu gezisi 'Washington ziyareti' değil 'Trump’ı ziyaret' olarak nitelendirilebilir."
Ziyareti diplomasi açısından değerlendiren Özuğurlu, "Washington’da da Ankara’da da daha fazla gerginliğin zarar hanesine yazılacağı hesabıyla ilişkilerin kopmaması düşüncesinin ağır bastığı söylenebilir. Ama her şeye rağmen savaşta bile olsa iki ülke de kendi çıkarlarını düşünerek hareket etmeleri gerektiği gerçeğini gözardı etmiyor. Bu da işte tam da bugünlerde yaşananlara rağmen dikkatli bir dil kullanılmasını ve ziyaretin gerçekleşecek olmasını kısmen açıklıyor" ifadelerini kullandı.
"OLASIKLARIN HESAPLANMASI GEREKİYOR"
Özuğurlu, ziyaretin Kuzey Suriye’ye yönelik askeri harekattın bundan sonrasına dair yaşanabileceklere ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:
"Sadece ABD- Türkiye değil Rusya- Türkiye ikilisinin de nasıl politika yürüteceği ile ilgili. Zira ABD sahada “başka başlığa” odaklandı: Kürtlerin Suriye’deki siyasal geleceği. ABD’nin çekildiği bölgede petrol için bulunmadığı çok açık. ABD çekilirse Kürtler o bölgede askeri açıdan Suriye ve Rusya’ya üstünlük kuramayacakları için ellerindeki tek kozu yitirebilirler ve bu durum siyaset masasında ellerini bir hayli zayıflatır. Askeri güçlerini korumalarının yegâne yolu ise ABD’nin orada kendilerini koruyacak şekilde varlığını sürdürmesi. Türkiye’nin ise Suriye’ye yönelik askeri harekatlarının temel nedenlerinden birisi Kürtlerin siyasal kazanım elde etmelerinin önüne geçilmesi. Son harekatta ulaşılan ateşkes ve Kürtlerin belli bölgelerden çekilmeleri bu nedeni ortadan kaldırmıyor, çünkü ABD (bu amaçla) hâlâ orada. Sanırım Erdoğan Trump ile bu konudaki kaygılarını paylaşacak. Tabii ABD 'petrol için o bölgede olduğunu' iddia ediyor ve sanırım bu söylem ve IŞİD’in Kürtlere karşı tehlikesi söylemini sürdürecek. Böyle bir cevap karşısında Erdoğan Rusya’nın da onayını alarak harekatı daha derinlere yaymak ister mi? Bu durumda Rusya ve Suriye’nin tepkisi ne olur? ABD çekildiği bölgede varlığını sürdürme konusunda ısrarcı olursa bu kez de o bölgede ABD ordusu- TSK karşı karşıya gelir mi? Bu olasılıkların hepsinin hesaplanması gerekiyor iki tarafta da."
"RUSYA’NIN RAHATSIZ OLACAĞI BİR ZİYARET DEĞİL"
ABD’deki ziyarete ilişkin Rusya’nın tutumuna ilişkin Musa Özuğurlu, şu ifadeleri kullandı:
"Rusya pratik politika yapıyor ve pratik sonuçlara odaklanıyor. Halihazırda iki ülkenin de bölge politikalarında ortak hareket ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla Erdoğan muhtemelen Rusya ile mutabakat çerçevesinin dışına çıkmamaya özen gösterecektir. Zaten Türkiye’nin Suriye sahasında Rusya’yı rahatsız edecek bir hamle yapması neredeyse mümkün değil. Zira Rusya’nın böyle bir duruma karşı atabileceği adımlar var. Suriye dışında ise Türkiye’nin Rusya’yı ABD’ye tercih ettiği gibi bir durum netleşmiş olmasa da Rusya ile 'kader birliğine' doğru adımlar atıldığı ortada. Böyle bir durumda Rusya ile yaşanan sürecin ruhuna aykırı bir gelişmenin yaşanacağını sanmıyorum. Erdoğan Rusya dengesini gözetecektir. Dolayısıyla Rusya’nın rahatsız olacağı bir ziyaret değil, aksine eğer Erdoğan bölge politikalarında bugüne kadarki tavrını sürdürürse Rusya’da memnuniyet ile karşılanır."