12 Kasım 2019 11:09

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: Bu bütçe savaş, kayyum ve tecrit bütçesidir

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada atanan kayyumlar, ekonomik kriz ve açıklanan bütçe rakamları üzerinden hükümeti eleştirdi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli | Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan/AA

Paylaş

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Grup toplantısına, aralarında Oya Baydar’ın da olduğu yazarlar, Akademisyen-Yazar Baskın Oran, Gencay Gürsoy, Alevi kurum temsilcileri, KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Demokrasi İçin Birlik üyeleri ile birçok sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.

Sezai Temelli, konuşmasına ölümünün 82’nci yıl dönümü dolayısıyla Seyit Rıza’yı anarak başladı. Temelli, “Bugün bir kez daha demokrasiye, hukuka, insan haklarına sahip çıkıyoruz. İktidarın bütün ceberut anlayışına, faşizmin anlayışına karşı hukuk ve demokrasi mücadelesini kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu hafta Seyit Rıza’nın 82’nci ölüm yıl dönümü. 'Beni oğlumdan önce asın' demişti ama bu talebi bile yerine getirilmedi. Seyit Rıza’dan bize kalan 'baş eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz' şiarıdır. Baş eğmedik, diz çökmeyeceğiz” dedi.   

"KAYYUMLAR İÇİN 31 SUÇ DUYURUSU HAZIRLANDI"

HDP Eş Genel Başkanı Temelli, kayyum politikalarının hukuksuzluğun en önemli göstergesi olduğunu söyleyerek “OHAL’in en önemli karşılığı kayyumlardı. OHAL’siz yapamayanlar, OHAL’siz bu ülkeyi yönetemeyenler, bu tükenmiş iktidar, 31 Mart seçimlerinden sonra yine kayyumlara devam ediyor. Kayyumlar hukuksuzluktur, anayasa ihlalidir, kayyum atanan belediyeler yolsuzluk ve hukuksuzluğun merkezi haline gelmiştir. Sayıştay Başkanı bunu açıkça dile getirdi, '31 müzekkerenin tamamı kayyum icraatlarına ilişkin suç duyurusudur' dedi. Hatırlarsınız kayyum raporu hazırladık, savcı raporları toplatma kararı aldı. Ben o savcıya sesleniyorum, şimdi Sayıştay raporunu da toplayın” dedi.

Kayyumlarla Kürt halkının iradesinin yok sayılmak istendiğini ifade eden Temelli, "PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır" dedi.

"YARGI SİYASETİ TECRİT ALTINA ALMIŞTIR"

Yargı bağımsızlığının kalmadığına ifade eden Sezai Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile ilgili son verilen tutuklama kararları tecrit hukukunun yeniden üretilmesidir. Osman Kavala’nın 742 gündür cezaevinde olması tecrit hukukunun yeniden üretilmesidir. En son Selçuk Mızraklı’nın Kayseri Cezaevine gönderilmesi de tecrit hukukudur. Ülke bir tecrit girdabındadır, tecrit tüm cezaevlerinde işkence olmuştur. Bütün tutuklulara işkence uygulanmaktadır. Kötü muamele söz konusudur. Gözaltındaki gençlere açık bir işkence söz konusudur. Adalet yoksa barış da olmaz."

ERDOĞAN’IN ABD ZİYARETİ

"Dinledim acaba mektubu yanına alacak mı, almayacak mı? Almadı, alamaz, buna cesaret edemez. Bu mektuptaki hakarete ses etmeyenin tazminat davası açmaya hakkı yoktur. Nedir gündem, aslında kendisini kurtarmaktır. Elindeki dosyalarda Kürtlerin fermanı var, Halkbank var, bir de kişisel serveti var. Peki Türkiye halklarını bu ekonomik ve siyasi krizden kim kurtaracak? Kuşkunuz olmasın, HDP kurtaracak."

"BÜTÇE SAVAŞ, KAYYUM VE TECRİT BÜTÇESİDİR"

"Türkiye’deki iktisadi ve siyasi sorunlar derinleşti. 2022 yılına kadar bakarsak bütçe açığı 160 milyar liraya çıkıyor, yani açık büyüyor. Bu bütçe, savaş bütçesinin itirafıdır. Borçlar büyüyor, Türkiye giderek daha çok borçlanıyor. Borçlanarak krizden çıkmaya çalışılıyor.

Geçtiğimiz ay 1 buçuk milyon kişiye daha e-haciz yoluyla haciz işlemi uygulandı. Bunun içinde öğrenciler esnaf, işçiler var, geçinemeyenler, yoksullar var. Bütçe açığı büyüdükçe halka saldırıyorlar. 2020 bütçesi savaş, kayyum ve tecrit bütçesidir. Bu bütçeden bütün kesimler, emekçiler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar zarar görecektir."

İNTİHAR VAKALARI YÜZDE 300 ARTTI

"İntihar vakaları yaşandı peş peşe. 4 kardeş İstanbul’da, bir aile Antalya’da yaşamlarına son verdi. Son 5 yılda geçim sıkıntısına bağlı olan intihar vakaları yüzde 300 artmış durumda. Eğer bir savaş arıyorsanız bakın, işte savaş burada, her yerde. Savaş her yerde, herkesin kapısını çalıyor, herkese ölüm getiriyor. O yüzden savaşa karşı çıkmalıyız. İktidar ile halk arasında bir kavga var, bu ekmek kavgası. Günün sonunda biz yoksulların, emekçilerin, işsizlerin evine giren tek şey borçlardır, zamlardır."

"KABİNE DEĞİL DALTONLAR"

"AKP iktidarı, ülkede kalan demokrasi kırıntılarını yok edip tek adam rejimine evrildikçe adeta bir yolsuzluk şebekesine dönüştü. Karşı karşıya olduğumuz şey bir kabine değil, bunlar Daltonlar. Ekonomiden sorumlu bakan, benim şu sözüme alınmış: Nasıl bir mucize ki ekonomiden sorumlu o zevzek 'durum iyi' diyor! Bu ağırına gitmiş, ona 'zevzek' dediğim için. Bu bakan çıkıyor diyor ki 'köprülere yaptığımız şey dinamik fiyatlandırmadır'. Zam diyemiyor, dinamik fiyatlandırma diyor. Bizde boş konuşana zevzek denir, o yüzden zevzeksin."

"İÇİŞLERİ BAKANI SANKİ İÇ SAVAŞ BAKANI"

"Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz. Bunların bir yanı yalan, bir yanı haram. Einstein diyor ki ‘Bazıları için omurilik yeterliyken beyin sahibi olmaları ne büyük talihsizlik’. Bir İçişleri Bakanı’nın HDP olmazsa yapacak bir işi yok. HDP ile yatıyor, HDP ile kalkıyor. HDP düşmanı adeta bir iç savaş bakanı. Bir başka bakan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar. CNN İnternational’da bir demeç veriyor. Soruyorlar ‘Operasyondan önce Bağdadi’nin 5 km sınırın ötesinde olduğunu biliyor muydunuz?​’ diye. Bakan yanıt veriyor ve 'En azından ben bilmiyordum' diyor. En çok onlar biliyordu, bir Savunma Bakanının aczinin fotoğrafıdır bu."

"CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ BİR İFLAS SİSTEMİDİR"

"Bu sistemde hukuk yok, özgürlük yok, denge denetleme ağı yok, ekonomik zenginlik yok. Ne var, tek adam var. Oyları düşmesin diye savaş çıkaranlar var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bir iflas sistemidir. Bu sistem, siyasetin ve ekonominin iflası demektir. Türkiye halkları aslında çözüme hazırdır. Çözüm demokratik cumhuriyet mücadelesidir. Demokratik cumhuriyet kaçınılmaz bir seçenektir. Cumhuriyetin demokratikleşmesi ve halklarla buluşması artık kaçınılmaz bir ödev olarak önümüzde duruyor. Yerel demokrasi ile güçlendirilmiş parlamenter rejim, bugün içinde bulunduğumuz krizden çıkışın tek yoludur. Eşit yurttaşlığı esas alan, merkeze karşı yereli güçlendiren, hukukun üstünlüğüyle yaşayan bir ülke için şimdi demokrasi ittifakını güçlendirmeliyiz. Türkiye halkları 7 Haziran’da, 24 Haziran’da, 31 Mart’ta cumhuriyeti halk ile buluşturmuştur, alternatifi halkla buluşturmuştur."

"SURİYE’DE SİYASİ ÇÖZÜMDEN YANAYIZ"

"Suriye’de siyasi çözümde ısrarcıyız. Suriye’de anayasa yazımında Kürtler olmalıdır, Rojava olmalıdır, Afrin olmalıdır. Onlar olmadıkça Suriye’de bir çözüm olmaz. Suriye’de siyasi çözüm, Türkiye’de demokratik çözüm mümkündür. Bunun gereği neyse onu yapmalıyız. Demokratik bir anayasa için, demokratik çözüm için demokrasi ittifakını büyütmeliyiz."

"KAVGAYI VERMEK İÇİN YAN YANA GELELİM"

"Diz çökmedik, baş eğmedik, bu mücadele büyüyecek ama bunlar yıkıldıktan sonra eğer demokratik bir cumhuriyeti var edeceksek yola çıkma zamanı gelmiştir. Gelin HDP’nin bu çağrısına kulak verin, gelin HDP’nin bu çağrısına katılın. Ortak akıl ve duyguda mutlaka buluşmalıyız. 31 Mart stratejimiz bize doğru yaptığımızı göstermiştir. Biz stratejimize oy verdik ve biz kazandık. Demokrasi güçlerinin kuracağı her türlü kurumsal, yerel inisiyatifin içinde de seve seve yer almaya hazırız. Bizler diyoruz ki Kürt, Türk, Alevi, işçi, emekçi, yoksul hepimiz aynı kavgayı veriyoruz. Verdiğimiz kavga ekmek ve hürriyet kavgasıdır. Şimdi bu kavgayı vermek için yan yana gelelim, demokrasi mücadelesinde birleşelim.” (MA)

ÖNCEKİ HABER

Termik santrallere hava kirletme izni torba yasada

SONRAKİ HABER

Trump-Erdoğan görüşmesi: Yaptırım uyarıları, protestolar gölgesinde yeni pazarlıklar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa