Yüksekova Belediyesi eş başkanları aleyhine ifade veren "tanık" 9 yıldır cezaevinde
Yüksekova Belediye eş başkanları aleyhine ifade veren tanığın 9 yıldır cezaevinde olduğu ortaya çıktı.
Görevden alınan Yüksekova Belediye Eş Başkanları Remziye Yaşar (sağda) ve İrfan Sarı (solda) | Fotoğraf: MA
Yüksekova Belediye Eş Başkanları Remziye Yaşar ve İrfan Sarı aleyhine ifade veren tanık S.K'nin 9 yıldır cezaevinde olduğu ortaya çıktı. S.K., 2016 yılında görülen bir duruşmada bazı kişiler hakkındaki tanıklık belgelerini polis zoruyla imzaladığını söylemişti.
Yüksekova Belediye Eş Başkanları Remziye Yaşar ve İrfan Sarı, 15 Ekim’de gözaltına alınmış ve 17 Ekim'de çıkarıldıkları mahkemece "terör örgütü üyesi olmak" ve "terör örgütü propagandası" iddiasıyla tutuklanmıştı. Yerine kayyum atanan Yüksekova Belediye Eş Başkanları Yaşar ve Sarı, önce Van daha sonra Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevine sevk edilmişti. Sarı ve Yaşar'ın tutuklanması biri gizli, biri açık olmak üzere iki tanığın ifadelerine dayandırılmıştı.
AÇIK TANIK 9 YILDIR TUTUKLU
Mezopotamya Ajansından Adnan Bilen'in haberine göre, Yüksekova Belediye Eş Başkanı İrfan Sarı hakkında ifade veren S.K. adlı kişinin, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 10 Aralık 2010 tarihinde, "terör örgütü üyesi olmak", "terör örgütü adına eylem düzenlemek" iddialarıyla 26 yıl 3 ay hapis cezası aldığı ve 9 yıldır cezaevinde olduğu ortaya çıktı. Sarı'nın "terör örgütüne para aktardığı" ve "esnaflardan terör örgütü için para topladığı" iddialarını öne süren S.K.'nin, tutuklandıktan tam 9 yıl sonra tanıklık yapması dikkati çekti.
S.K., imzalatılan tanıklık ifadesinde; İrfan Sarı'yı sürekli, "Yüksekova Ticaret Odası Başkanı" olarak tanımlarken, Sarı'nın 9 yıl önce Ticaret Odası değil, Esnaf Sanatkarlar Odası Başkanı olduğu da resmi belgelere yansıdı. Emniyetin S.K.'yi aradan 9 yıl geçmesine rağmen ve seçimlerden hemen önce tanıklık yapması, tutuklanan diğer belediye eş başkanları hakkında yapılan tanıklıklarla benzerlik taşıyor.
TUTUKLAMADAN ÖNCE TEŞHİS
Avukatların, Sarı'nın tutukluluğuna yaptıkları 20 sayfalık itirazda, iddialar tek tek çürütülüyor. Avukatların yaptığı itirazda, tanıkların belediye eş başkanlarının tutuklanmadan önce teşhis yaptığı ve bu teşhisin nasıl yapıldığına ilişkin tek bir bilginin yer almamasına dikkati çekilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Teşhisin uygulanabilmesi için şüphelinin mutlaka gözaltına alınmış olması gerekir. Başka bir deyişle; yakalanan ve fakat hakkında savcılıkça verilmiş bir gözaltı kararı olmayan veya yapılan çağrı üzerine kollukta ifade vermeye gelen şüphelinin teşhise tâbi tutulması mümkün değildir. Ancak mevcut dosya incelendiğinde, müvekkilimizin gözaltına alınmadan önce hukuka aykırı bir şekilde teşhis işleminin gerçekleştirildiği görülmektedir. Dosyada, teşhiste bulunan kişilerin bu yönde beyanlarının olmadığı ve matbu cümlelerle hukuka aykırı gerçekleştirilen teşhisin kayıt altına alındığı görülmektedir. Nasıl ki teşhis işlemi sadece şüphelinin gösterilmesi suretiyle yapılamıyorsa, fotoğraf teşhisi sırasında da tek bir fotoğraf veya aynı kişinin farklı fotoğrafları gösterilemez. Fotoğraf teşhisinde teşhiste bulunana, farklı kişilere ait birden çok fotoğraf gösterilir ve faile ait olanının teşhis edilmesi istenir. Ancak dosya incelendiğinde, müvekkilin tek bir fotoğrafı üzerinden teşhis işleminin gerçekleştirildiği ve tüm bu asli unsurların eksik olduğu görülecektir"
POLİS BASKISIYLA TANIK YAPILDIĞINI SÖYLEMİŞTİ
Dosya kapsamında S.K.’nin hukuka aykırı bir şekilde teşhiste bulunduğu ifade edilen itiraz başvurusunda, "S.K., Hakkari 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/39 Esas Sayılı 20.10.2016 tarihli duruşmasında tanık olarak dinlenmiş ve kimseyle ilgili bir teşhiste bulunmadığını, kolluğun baskı ve zorlamalarıyla bazı kağıtlara imza atmak zorunda kaldığını beyan etmiştir. Kaldı ki, başka bir suçtan hükümlü olan S.K. isimli şahsın, kendi menfaati için tanık sıfatıyla dinlenmesini gerektirecek hiçbir somut hukuki bir durum mevcut değildir" denildi.
GİZLİ TANIK NEREDE VE NE ZAMAN DİNLENDİ?
Yine dosya kapsamında tanıklık yapan PKM35EAT93 kod adlı gizli tanığın nerede ve nasıl dinlendiğine ilişkin hiçbir bilginin olmadığına dikkati çekilen dilekçede, şu ifadeler yer aldı:
"Soruşturma aşamasında ağır tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediğine karar vermeye yetkili tek makam, soruşturmayı yürütmekle yetkili Cumhuriyet Savcısı’dır. Polisin veya jandarmanın bu konuda takdir yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, gizli tanıkların kesinlikle Cumhuriyet Savcısı tarafından dinlenilmesi esastır. Ancak dosya incelendiğinde, PKM35EAT93 kodlu gizli tanığın hangi somut gerekçelerle 'Gizli tanık' sıfatıyla nerde dinlendiği ve gizli tanığın ifadesinin Cumhuriyet Savcısı tarafından alınıp alınmadığıyla ilgili bir evraka rastlanılmamış ve sonuç olarak gizli tanık ifadesinin de açıkça hukuka aykırı delil niteliği taşıdığı görülmektedir. Müvekkilin örgüt üyeliğine ilişkin yapılan suçlamada, suçun unsurları oluşmamasına karşın tutuklama kararı yasaya ve içtihatlara aykırı bir şekilde verilmiştir. Bu unsurun varlığı bile müvekkilimizin derhal serbest bırakılması için yeterli bir sebeptir."
DELİLLER DOSYAYA SONRADAN KONULDU
Avukatlar, gizli tanık ifadeleriyle tutuklanan Eş Başkan Remziye Yaşar ile ilgili dosyada söz konusu iddialara ulaşılamadı.
Avukatlar, Yaşar ile ilgili yaptıkları itirazda şu ifadeleri kullandı:
"Şüphelinin tutukluluğa sevkinde veya tutuklanmasından sonra ise aleyhine veya lehine olan delillerin şüpheliye ve avukatına gösterilip inceletilmesi savunma hakkının yerine getirilmesi açısından zorunludur. Kısıtlama kararıyla dosyadan belge alma veya dosyanın incelenmesi değil, müvekkil hakkında herhangi bir bilgi alınması dahi mümkün olamamıştır. Gözaltı sürecinde dosya içeriği görülmediği gibi, müvekkilin tutuklamaya sevk edilmesinden sonra da dosyadaki belgeler görülmemiş ve gereği gibi savunma yapılamamıştır. Müvekkilin tutuklama istemiyle hâkimliğe sevki yazısı ve hakimliğin tutuklama kararında müvekkile sorulmayan soruların da suçlama olarak yer aldığı görülmektedir. Müvekkile sorulmayan bazı suçlama ve isnatlar tutuklama isteminin ve tutuklama kararının gerekçesinde yer almıştır. Sorgu hakimliğince müvekkile gösterilen ancak emniyet ve savcılık aşamasında tarafımızca görülmeyen ve hatta sorgu işlemi sırasında da tarafımıza gösterilmeyen sözde bir delil dosya içerisine son anda konulmuştur. Nitekim savcılık sorgusu sırasında müvekkile soru dahi sorulmayan konular tutuklama talebinin ve tutuklama kararının gerekçesi olmuştur" (Hakkari/MA)