Eğitim Sen: 2020 MEB bütçesi temel ihtiyaçlara yanıt vermiyor
Eğitim Sen tarafından yapılan 2020 yılı Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi ile ilgili açıklamada eğitim sisteminin temel ihtiyaçlarına yanıt vermediği belirtildi.
MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay. | Grafik: Eğitim Sen
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Milli Eğitim Bakanlığının 2020 bütçesi ile ilgili açıklama yaptı.
2020 yılı Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin yarın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüleceği hatırlatılan açıklamada; “Her yıl olduğu gibi 2020 MEB bütçesi de, eğitim sisteminin, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin en temel ihtiyaçlarını görmezden gelerek, sadece zorunlu harcamaları dikkate alan bir anlayışla hazırlanmıştır” denildi.
“MEB BÜTÇESİNDE EĞİTİM HİZMETLERİNE YATIRIMDA ARTIŞ YOK”
Yıllardır eğitime ayrılan kaynakların sadece rakamsal olarak arttığı, doğrudan eğitim hizmetlerine yönelik yatırımlar açısından bütçelerde gerçek anlamda bir artışın yapılmadığı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “2019 yılında 113 milyar 813 milyon TL olan MEB bütçesi 2020 yılı için 125 milyar 397 milyon TL olarak belirlenmiştir. MEB bütçesinin her yıl olduğu gibi rakamsal olarak arttığı görülse de MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı 2019 yılında yüzde 11,84 iken, 2020’de bu oran yüzde 11,45’e gerilemiştir. Benzer bir azalma MEB bütçesinin milli gelire oranında yaşanmış, 2019’da MEB bütçesinin milli gelire oranı yüzde 2,56 iken, 2020’de bu oranın yüzde 2,57 olması beklenmektedir.”
“EĞİTİM HARCAMALARI VELİLERİN SIRTINA YIKILMIŞ DURUMDA”
TBMM’ye sunulan 2020 Bütçe Kanun Tasarısı’nda MEB’e ayrılan bütçe rakamlarına bakıldığında, bir önceki yıla kıyasla oransal olarak artış değil, azalma olduğuna dikkat çekilen açıklamada; “Her fırsatta eğitime en çok payı kendilerinin ayırdığını iddia eden AKP hükümetleri döneminde eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6’nın çok altındadır. Geçtiğimiz 18 yıl içinde MEB bütçesinin milli gelire oranı çok az artmış olmasına rağmen, belirlenen rakamlar ihtiyacın çok altında kalmış ve eğitim harcamalarının esas yükü, eğitimi adım adım ticarileştirme ve kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasının da etkisiyle büyük ölçüde velilerin sırtına yıkılmıştır” denildi.
“MEB BÜTÇESİNİN BÜYÜK BÖLÜMÜ YİNE ZORUNLU HARCAMALARA GİDECEKTİR”
MEB bütçesinin rakamsal büyüklüğünün temel nedeninin, hükümetin eğitime verdiği önemden değil, büyük ölçüde personel harcamalarından kaynaklandığına dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi; “Bu durumun farkında olan MEB, eğitim emekçilerini esnek, kuralsız ve güvencesiz çalıştırmak için gece gündüz çalışmakta, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasında ısrar ederek eğitimde güvencesiz istihdam politikalarını adım adım hayata geçirmektedir. MEB’in Öğretmen Strateji Belgesi ile öğretmenlere yönelik performans dayatması ve angarya çalıştırma uygulamaları ile iş gücü maliyetlerini aşağıya çekmeye çalışmasına rağmen, MEB bütçesinin yüzde 84’ü personel için yapılan sabit harcamalara gitmektedir.
2020 MEB BÜTÇE ÖDENEKLERİNİN DAĞILIMI
MEB bütçesinin büyük bölümü personel giderleri (%73) ve sosyal güvenlik devlet primi giderlerine (%11) gitmektedir. Başka bir ifadeyle, eğitime bütçeden en çok payı ayırdıklarını iddia edenler, bu payın yüzde 84’ünü zorunlu olarak personel harcamalarına ayrıldığını özellikle gizlemeye çalışmaktadır. 2020 MEB bütçesi içinde mal ve hizmet alım giderlerinin payı yüzde 8 (2019’da yüzde 9), cari transferler yüzde 3, diğer giderler ise yüzde 5’dir.”
“EĞİTİM YATIRIMLARI TARTIŞMASIZ BİR ŞEKİLDE AZALMAYI SÜRDÜRMEKTEDİR”
2002-2019 yılları itibarıyla MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın gelişim seyrinin, her fırsatta “Bütçeden en çok payı eğitime ayırdık” diyenlerin halkı nasıl kandırdıklarının, eğitime ayrılan bütçenin ne kadarının yatırıma ayrıldığını gizlemeye çalışarak gerçekleri nasıl çarpıttıklarını açıkça gösterdiği ifade edilen açıklamada; “MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken, eğitim hizmetlerinin sunumu açısından çok önemli olan bu rakam 2009’da yüzde 4,57’ye kadar gerilemiştir. 4+4+4 sonrasında zorunlu olarak kısmen de olsa artışa geçen eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe oranı, 2014 sonrasında yeniden azalmaya başlamıştır. 2019’da Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 4,88 iken, 2020’de bu oran daha da düşerek yüzde 4,65’e indirilmiştir.
2020 MEB bütçesinin bizlere gösterdiği en açık gerçek, eğitimde yaşanan yoğun ticarileşme sürecinin artarak devam edeceği, velilerin cebinden yapacağı eğitim harcamalarının belirgin bir şekilde artacağıdır” denildi.
“ÖĞRENCİ VE VELİLERİN ‘MÜŞTERİ’ HALİNE GETİRİLMESİ HEDEFLENİYOR”
Eğitimin, devredilemez ve vazgeçilemez kamusal bir hak olduğu dile getirilen açıklamada şu yorumlara yer verildi; “Bu alanda yapılan çeşitli araştırmaların da gösterdiği gibi, devlet okullarında paralı eğitim uygulamaları yaygınlaştıkça, en düşük gelir dilimindeki yüzde 20’lik kesimin gelirleri içinde eğitim harcamalarına ayırmak zorunda oldukları pay artmaktadır. Söz konusu artış ise ancak gıda ve sağlık harcamalarından kısılarak gerçekleştirilebilmektedir. Bu koşullarda devlet okullarında eşitsizlikleri derinleştiren örnekler, var olan toplumsal eşitsizlikler doğrultusunda okulları ayrıştırmaya neden olmakta zenginle yoksula ayrı ayrı ‘devlet okulu’, hatta aynı devlet okulu içinde gelir durumuna ya da başarı düzeyine göre farklı sınıflar oluşturulmasının önünü açmaktadır. “
Piyasacı eğitim sisteminin, yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedeflediği belirtilen açıklamada; “Toplumdaki sınıf farklılıklarını daha da belirgin hale getirmektedir. Aynı okul içinde sınıflar, aynı bölgede okullar, farklı bölgeler, birbirleriyle rekabet içine sokularak eğitim hizmetleri piyasa kurallarına göre düzenlenmektedir. Yapılması gereken, kamusal kaynakların yine kamusal bir hak olan eğitim için, özel çıkarlar değil, toplumsal çıkarlar gözetilerek değerlendirilmesidir. Ekonomik kriz gerekçesiyle eğitimden tasarruf yapılması ve eğitim bütçesinde kısıntıya gidilmesi kabul edilemez” denildi.
EĞİTİM SEN’İN BÜTÇE İLE İLGİLİ TALEPLERİ:
- MEB bütçesinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı, başlangıç olarak OECD ortalamasına (%6) çıkarılmalıdır…
- Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına derhal son verilmeli, eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
- MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay mutlak anlamda arttırılmalı, eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen özel sektör, dini vakıf ve cemaatlerle yapılan ya da yapılacak olan her türlü ortak proje ve protokoller iptal edilmelidir.
- Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır…
- Eğitim ve bilim emekçilerinin satın alma gücünde ve ücretlerinde yaşanan kaybın giderilmesi için ek zam yapılmalıdır.
- Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ek göstergeleri 3600’e çıkarılmalıdır.
- Vergi diliminden kaynaklı kayıplarımıza son verilerek, emekçiler için gelir vergisi oranı sabitlenmelidir.
- Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, ek ders saat ücreti hesaplanırken bir öğretmenin aylık maaş tutarı esas alınmalı ve gelir vergisinden muaf tutulmalıdır.
- Eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesini,
- Sözleşmeli/ücretli öğretmenlik gibi her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarına esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmeli, sözleşmeli öğretmenlerin tamamı kadroya geçirilmelidir.
- 2020 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır…
- Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine yılda iki kez en az bir maaş tutarında ödenmelidir...
- Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalıdır.
(HABER MERKEZİ)