"Aksaray’da olanlar otizmlilerin yaşadıklarının küçük bir parçası"
Anadolu Otizm Vakfı Başkanı Nüvit Uyar okulda otizmli çocukların yuhalamasını değerlendirdi: Otizmli çocuklar ve aileleri çok sayıda sorun yaşıyor. Bu olayda münferit olan toplu halde yapılan tepkidir
Fotoğraf: DHA
Dilek OMAKLILAR
İzmir
Aksaray Mehmetçik İlkokulunda otizmli çocukların sınıflarının kapatılmasını isteyen velilerin otizmli çocukları yuhalaması kamuoyunda büyük tepki çekti. Aksaray’da yaşananlarla birlikte otizmli çocuk ve ailelerin durumunu konuştuğumuz Türkiye Otizm Meclisinin Sekretaryası Anadolu Otizm Vakfı Başkanı Nüvit Uyar, aynı zamanda otizmli bir çocuk babası. Uyar, Türkiye’de otizm meselesinin küçük bir parçasının bu olayla birlikte ortaya çıkmış olduğunu belirterek, meselenin bütününe bakılması gerektiğini vurguladı. Yaşanan bu olayın özel okullarda da farklı olmadığını hatta bazı özel okulların farklı gerekçelerle çocukları kabul etmediğine de dikkat çeken Uyar “Otizmli çocuklar ve aileleri çok sayıda sorun yaşıyor. Bu olayda münferit olan toplu halde yapılan tepkidir” dedi.
"MÜNFERİT DEĞİL, SIK YAŞANAN"
Aksaray’da yaşananların ardından Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un olayı "münferit" açıklamasını hatırlattığımız Uyar, hadisenin bir tarafının münferit bir tarafının da çok sık yaşanan bir durumu gösterdiğini anlatarak “Münferit olan, toplu halde otizmlilere karşı normal örgün eğitimindeki velilerin bir protesto yapması, çocukları yuhalamaları ve maalesef bunun içinde oranın idarecisinin de yer almasıdır. Buradaki ilk dediğim şey bu! Otizmli çocukların örgün öğretim yapan ve kaynaştırılmaya gittiği yerlerde çok vaka var, toplu bir vaka bir ilk. O yüzden gereken neyse devletin ilgili makamları da en ağır şekilde tepkisini göstermeli” dedi.
"GEREĞİNİN YAPILMASINI BEKLİYORUZ"
Türkiye’de otizm meselesinin küçük bir parçasının bu olayla ortaya çıktığını belirten Uyar, bu yaşananın özel okullarda da farklı olmadığını hatta bazı özel okulların farklı gerekçelerle çocukları kabul etmediğini söyledi. Özel ya da devlet okullarında ilgili düzenlemelerin bir an önce yapılmasını isteyen Uyar, Türkiye Otizm Meclisinin bir milyondan fazla otizmli, 5 milyona yakın aileyi temsil eden yapılarla çok sayıda toplantı ve çalıştaylar yaparak otizm eylem planını rapor haline getirdiğini anlatarak “Bu raporumuz şu anda Türkiye Otizm Araştırmaları Komisyonunda. Artık gereğinin yapılmasını bekliyoruz” dedi.
"ÖN YARGI VAR"
Uyar, otizmli çocuklara karşı binlerce vakanın yaşandığını, bunlardan birinin de 6 yıl önce, bu alanda çok büyük mücadeleler veren arkadaşları Sedef Erken’in kendi çocuğunu okullara kabul ettirememesi ve özellikle özel okullara karşı başlattığı mücadele olduğunu söyledi. O mücadelede 350 bin imza toplandığını hatırlatan Uyar “Neden istemiyorlar? O çocuğun bir şekilde kendi çocuklarına zarar vereceğini, onların eğitiminin geri kalacağına neden olacağı ile ilgili hatalı bir ön yargı var. Oysa otizmli bir bireyin, engelli bir bireyin normal popülasyona sahip bir sınıfta belli oransallıkta yer aldığında normal gruba pozitif etkileriyle ilgili yapılan araştırmalar var. Özellikle ergenlikteki çocuklar, kendi halinden memnun olmayı geliştiriyor. Diğer yanı ise takım ruhunu geliştiriyor, yardımseverlik duygusunu geliştiriyor. Yani esasında neyi konuşuyoruz iyi insan olmayı konuşuyoruz” dedi.
"DEVLET VERMESİ GEREKENİN 10’DA 1’İNİ VERİYOR"
Otizimde temel eğitime de değinen Uyar, buna uygulamalı davranış analizi denildiğini ve 0-6 yaş gurubu içerisinde devlet tarafından tam destekle verilmesi gerektiğini vurguladı. Şu anda bununla ilgili kaynağın ayda 4+8 seans olduğunu, halbuki bir otizmlinin ihtiyacının ayda 80 seans olduğuna işaret eden Uyar “Yani devlet vermesi gerekenin 10’da 1’ini, 8’de 1’ini anca veriyor. Bu eğitimi nitelikli olarak verilebilecek insan kaynakları da ayrı bir sorun. Örgün eğitime normal çocuklar 6 yaşında başlıyor diyelim, 0-6 yaş arasında bu davranışçı ekol ve buna bağlı doğal yöntemleri birbiri ardına otizmli bir çocuğa uyguladığınızda kabaca yarısı normal eğitime entegre olabiliyor. Diğer yarısı da kendi hayatlarını olabildiğince bağımsız idare ettirecek şekilde kısmen kaynaştırılabiliyorlar. Dünya artık engellilerin ayrıştırılması ve izolasyonu üzerinden değil ki. Bu otizm için özellikle böyle, bütünleşik bir şekilde yaşamın içinde yer almalarını doğru ve insani bulduğu bir döneme gidiyor. Biz kendi ülkemizde de bunun peşinde koşmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.
"DİZİ BİZLERE GERÇEKLİĞİ GÖSTERİYOR"
Son zamanlarda reyting rekorları kıran ve otizmli bir doktorun yer aldığı ‘Mucize Doktor’ dizisine de değinen Uyar, “Dizi, popülasyondaki üstün zekalı gruba tekabül eden otistikleri tarif ediyor, öyle bir örneği veriyor” dedi. “İşte onu kendi haline bırakmayıp eğitip koruduğunuz ve kolladığınız zaman dehasını bu şekilde ortaya çıkarma fırsatı oluyor” diyen Uyar, Otistik birinin dahi diye korunmaması gerektiğini de düşünmeyin, onlar kendini savunamıyor. Bu dizi de gerçekliği gösteriyor aslında o anlamda dizi başarılı” ifadelerini kullandı.