17 Kasım 2019 23:17

Zihnin kapısı ve aura fotoğrafları

Fotoğrafçı Gijsbert Hanekroot, David Bowie, Patti Smith, Grateful Dead, Frank Zappa, Leonard Cohen, Rolling Stones, Bob Marley gibi nice kült ismi kadrajında ölümsüzleştirmiştir.

Fotoğraf: Anıl Yurdakul

Paylaş

Anıl YURDAKUL
İstanbul

Geçtiğimiz eylül ayında Mimar Sinan Üniversitesi’nde gerçekleşen “Photobook Istanbul” festivali; fotoğrafın aristokratları, küratörler, sanat spekülatörleri, mahmur fotoğraf meraklıları ve fotoğraf endüstrisinin ağalarıyla çevrili salonda gerçekleşti. Festivalin tek önemli sanatçısı olan Gijsbert Hanekroot ise salonun köşesinde yalnızlığı ile beraberdi.

Rock’n Roll ‘Kara Tarih’in sayfalarını dolduran bir kültürel kavramdır. Fotoğraf ise bu soyut, okült tarihinin belgesidir. Yetmişli yaşlarının başında olan Fotoğrafçı Gijsbert Hanekroot, Photobook Istanbul festivaline “David Bowie The Seventies’ albümü için gelmişti. 50 numaralı standın yanında Hanekroot ile tanıştığımda şoka uğradığımı söylemek duygularımın nihai ifadesidir. Onu festivaldeki fotoğrafçılardan benzersiz kılan disiplinli bir kadraj anlayışıyla fotoğrafını çektiği kişilerdir. David Bowie, Patti Smith, Grateful Dead, Frank Zappa, Leonard Cohen, Rolling Stones, Bob Marley gibi nice kült ismi kadrajında ölümsüzleştirmiştir. Hanekroot sadece bir fotoğrafçı değil bir rock aziziydi. 

Gijsbert Hanekroot için sihrin el şıklatması, 13 yaşında annesinin kamerası olan Gevaert 6x9 kutusunu alarak başlar. Fotoğrafçı olmaya karar verir ama bir Henri Cartier Bresson veya Ed van der Elsken varken onlarla boy ölçüşemeyeceğini düşünerek bir film kiralama ofisinde çalışır. İki yıl sonrasında ofiste sıkışıp kaldığını düşünerek düzenli olarak fotoğraf çekmeye başlar. Artık Gijsbert bir patron için çalışmayacaktır! 

“Bir Underground müzik gazetesinde çalışan okuldan bir arkadaşımla rock sahnesine girdim. İlk ilgim müzikte çok fazla değildi, sadece güzel fotoğraflar çekmek istedim” demekte ve eklemekte; “Rock fotoğrafçısı olarak kendimi portre fotoğrafçılığından ayırdığımı düşünüyorum. Fotoğraflarımın belli bir samimiyet yaydığı söyleniyor. Nasıl yaptığımı bilmesem de, bunu kendimde görebiliyorum.”

ZIGGY STARDUST

David Bowie, rock müziğin ‘Sokak, seks, uyuşturucu, hız’ kalıplarını kırarak ‘Marslı biseksüel’ karakteri ‘Ziggy Stardust’ karakterini yaratırken ‘Sembolizm’i kullanmış, yetinmemiş “The Man Who Fell to Earth” filminde başrolde oynamıştı. 

David Bowie ile altı kez görüşen Gijsbert, ilk kez 1973’te Londra’daki AIR kayıt stüdyosunda Roxy Music ile çalışmak için bulunan Bowie’nin fotoğraflarını çekmeye cesaret edemez. Ama Bowie ile tanıştığı yılın devamında gerçekleşen Ziggy Stardust turu sırasında Bowie’nin Londra’da fotoğraflarını çeker. “Ayrıca” der Gijsbert, “1976 ve 1978’de Rotterdam’daki iki konserinin fotoğraflarını çektim.”

Neil Young’ın, Gijsbert’in fotoğraflarını Tonight Londra’daki konserde yayınlaması ve konser ile aynı adı taşıyan albümde kapak fotoğrafı olarak kullanması, dikkatleri Gijsbert’in üzerine çeker.

ROLLING STONES

Beyaz bir takım elbise giymiş Mick Jagger, Londra’daki kitapçıdan bir yığın ilginç kitap ile çıkarken görülür. Mikhail Bulgakov’un “The Master And Margarita”sını okuduktan sonra ‘Sympathy For The Devil’i yazar. Keith Richards ise kendisini gücendiren insanlara karşı kullanmak için insan kalıntılarından oluşma bir koleksiyonu olduğu rivayet edilir. Yönetmen Kenneth Anger için Jagger ‘Lucifer’, Richards ise ‘Beelzebub’ olarak görülmekteydi. ‘Büyü’nün çocuklarının fotoğrafını çekmek içinse cesaret gerekmekteydi!

1976 yılında Rolling Stones ile takıldığı dönemde Gijsbert, biri siyah-beyaz olmak üzere iki fotoğraf makinesi kullanmaktaydı. Zoom lense ihtiyaç duymadan grubun en yakınında fotoğraflarını çeken biri olarak neler hissettiğini soruyorum: “Bir fotoğrafçı için Mick Jagger, David Bowie ve Bob Marley gibi karizmatik görünüme sahip insanları fotoğraflamak bir zevk. Mick Jagger’ın güzel bir resmini çekememek için çok kötü bir fotoğrafçı olmalısınız” dedi ve ekledi: “Jagger’ın illegal fotoğraflarını çekmeme iznim vardı. Bu fotoğraflardan biri tişörtlerden çeşitli ürünlere baskı amaçlı kullanıldı.”

Peki, soruyorum “Şeytana övgüler yağdıran Stones bir yanda, sembolizmin ve paganizmin asi oğlu Bowie diğer yanda! Sen okült hakkında neler biliyorsun?​” sorusunu sorduğumda cevap alamıyorum. Cevabı size bırakıyorum.

BOB MARLEY

Bob 1976 yılında, Amsterdam’da bir kanal gezisi yapar. Marley’in Amserdam’da olma nedeniyse ülkesinde kendisine suikast girişiminde bulunulmasıdır. Gazetecilerle yaptığı yolculuk sırasında soruları cevapladığı sıralarda Gijsbert, Marley’in nefes kesen fotoğraflarını çeker. Ayrıca Lahey’de konserde fotoğraflarını çeker Marley’in. Kaç insanın başına böylesine şerefli bir şans doğabilir ki!!!

Bununla yetinmez Gijsbert! Grateful Dead ile takılır. O meşhur Beat Kuşağı’nın etkisi altında kalan Dylan ile ortak konser gerçekleştiren, üstelik konserlerini bedava yapan, ‘konsere yerde çıkmayan’ Dead konserlerini fotoğraflar… Fotoğraf çekenler, rock müziğinin neferleri olanlar bilir ki Gijsbert kıskanılanacak bir isimdir. Ama İngiliz punk grupları ortaya çıktığında Gijsbert her nedense İngiliz Punk’ını sevmez ve bu grupların fotoğraflarının bir başkası tarafından çekilmesini düşünerek gezi fotoğrafçısı olarak Tanzanya, Vietnam, Bangladeş ve New York gibi şehirleri, ülkelerin fotoğraflarını çekmeye başlar. Fotoğrafı bırakma nedenini ise şöyle açıklar:

“1983 yılında tamamen fotoğraf çekmeyi bıraktım. Evin neredeyse hiç yüzünü görmeden on yıl boyunca fotoğraf çekiyordum!”

Gijsbert Hanekroot’u İz Dergisi’nin koordinatörü Gölnur Cengiz ile tanıştırmam sonrası derginin yeni sayısının kapağına Patti Smith taşındı. Bir anlamda ‘Fan’ı* olduğum Hanekroot’u Türkiye’ye tanıtmış oldum. 

(*) ‘Fan’ sözcüğü Latince kendini tapınağa adamış kişiler için kullanılan ‘fanaticus’ dan gelir. 

ÖNCEKİ HABER

Maviş Güneşer: Dersim ağıtları toplumsal belleğin oluşmasına katkı sağladı

SONRAKİ HABER

EMEP İstanbul İl Örgütünden intihar açıklaması: Tek çıkış dayanışma ve birlik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa