Balçova'da kadın hakları tartışıldı
Balçova'da düzenlenen panelde bir araya gelen kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında kadın emeğini ve haklarını konuştu.
Fotoğraf: Evrensel
İzmir'de Balçova Spor Kompleksi toplantı salonunda, Balçova Kadın Dayanışması, Emek Partisi Balçova İlçe Örgütü, CHP Balçova İlçe Kadın Kolları ile Balçova Alevi Bektaşi Derneği 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında panel düzenledi.
Kadın emeği ve haklarının konuşulduğu panele konuşmacı olarak Akademisyen Burcu Şentürk ve Avukat Birgül Değirmenci katıldı.
Panel öncesi 25 Kasım'a ilişkin hazırlanan video gösterildi. Öldürülen kadınlar ve eşitlik, demokrasi, özgürlük mücadelesinde yitirilenler için saygı duruşu ile başlayan panelin açılış konuşmasını Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur yaptı.
ANAYASA NİTELİĞİNDE BİR SÖZLEŞME
Ardından konuşan Avukat Birgül Değimenci, uluslararası alanda cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla düzenlenen sözleşmelere değindi. İstanbul Sözleşmesi öncesi yaşananları özetleyen Değirmenci, "Kadın örgütleri Türkiye'nin de dahil olduğu çalışmalarını sürdürdü ve sonunda İstanbul Sözleşmesi imzalandı. Türkiye de birinci sırada imzaladı. 2014 tarihinde sözleşme yürürlüğe girdi ve Anayasa niteliğinde bir sözleşme oldu" dedi.
HÜKÜMET İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ UYGULAMAKTAN CAYDI
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bilgi veren Değirmenci, son yıllarda yoğunlaşan muhafazakarlaşma eğilimi ile hükümetin İstanbul Sözleşmesini uygulamaktan caydığını belirtti. Toplumsal cinsiyet eğitiminin ortadan kaldırıldığını, üniversitelerde "toplumsal cinsiyet eşitliği" kavramı yerine "toplumsal cinsiyet adaleti"nin getirildiğini belirten Değirmenci, "Kadın ismi resmi kurumlardan kaldırılıp aile içinde kadın politikaları eritildi. Kadın ile erkeğin eşit olduğunu söylemek bile ahlaksızlık olarak tarif edildi" dedi.
NAFAKA HAKKI KADINLARIN ELİNDEN ALINMAK İSTENİYOR
Nafaka hakkının kadınların elinden alınmak istendiğine değinen Değirmenci, "Nafaka hakkının kaldırılması, çocukların tecavüzcüleri ile evlendirilmesi yasası, boşanma ve kadına yönelik şiddetin özel alan içine alma çabalarının bu yasa çerçevesinde ele alınması, boşanmada arabuluculuk, hadım yasası bu kanun ile Türkiye gündemine girdi. Bunlar parça parça uygulamaya sokulmaya çalışıldı" diye konuştu.
Değirmenci, "Nafaka konusunda kadınların erkekleri sömürdüğü iddia ediliyor bugün medya ve hükümet kanalından. Oysa kadınların iş hayatına eşit olarak katılmadığı günümüzde kadınlar boşandıklarında ne insanca bir yaşama yetecek kadar bir miktar alıyor ne de bütün kadınlar buna başvuruyor" diye ekledi.
ŞİDDET, KADINA KARŞI KONTROL AZALDIĞINDA ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLIYOR
Akademisyen Burcu Şentürk de kadın emeğine değinerek "Kadına yönelik şiddet meselesini yakın zamanda konuşmaya başladık. Şiddet olarak adlandırılması kadın mücadelesinin başarısıdır. Kadına karşı şiddet, kadına karşı kontrol azaldığında ortaya çıkmaya başlıyor. Kadının yavaş yavaş güçlendiği hanelerde ortaya çıkıyor. Bu güçlenme meselesinde eğitim illaki önemli ama bu yeterli değil. Kadınların örgütlenmesi, istihdama katılması da güçlendiren bir şey" dedi.
Kadınların çalışma yaşamına değinen Şentürk, kadın ve erkeklerin çalışmaya ayırdıkları zamana sayısal verilerle örnek gösterdi. TÜİK'in verilerine de değinen Şentürk, kadınların güçlenmesinin önemine değindi.
MÜCADELEYLE KAZANDIĞIMIZ HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ
Panel sonrası soru-cevap bölümünde söz alan Emek Partisi İl Başkanı Emine Uyar, "Üretimin evin dışına çıkmasıyla birlikte kapitalistler çocuk ve kadın emeğine de ihtiyaç duydular. Devasa boyutta üretim için daha çok emeğe ihtiyaç vardı. Artık kadınlar evlere geri döner mi? Bizi ne kadar zorlasalar da üreten biziz, haklarımız var ve mücadeleyle kazandığımız haklarımıza sahip çıkacağız. Kadın ve erkek eşitsizliğinin sona ermesi için içinde bulunduğunuz sistemin değişmesi gerek. Bunu da birlikte yapacağız" diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)