18 Kasım 2019 17:37
/
Güncelleme: 17:43

Bu umutsuzluk meyvesini vermeli artık! 

Ama yeter artık diyoruz, neden hep biz cefa çekerken birileri sefa sürüyor, biz hayatımızı idame ettirmeye çalışırken neden birileri kârlarına kâr katıyor? Yeter artık! 

Bu umutsuzluk meyvesini vermeli artık! 

Ecem 

Kutluay 

Sosyal Bilimler MYO / Mersin 

Biz bu dünyada ne yapıyoruz? Bir tane daha olsa bizden o zaman bilebilirdik gerçekten doğru yapıp yapmadığımızı. Yazık ki, iyi umutlarla başladığımız hiçbir şeyin sonunu bilemiyoruz. "Kaygı" kendisiyle bizi sürükleyip içine alan kocaman bir bataklık. Gelecek kaygısı biz gençlerin şu an aynı durumda olduğu konu. Büyük heves ve sevinçlerle yöneldiğimiz, hayalini kurduğumuz, mesleğe başlamak, ilerlemek için onca çabamız ve sonucumuz: koca bir hiç. Hiç bilemeyeceğiz, elimizden gelen mi buydu, yoksa korkular, endişeler, kaygılar ve yalancı sınırlarımız yüzünden mi böyleyiz?  
Oysa çok mu şey istiyorduk umutlarımız gölgemiz kadar yakın olsaydı şu umut edip hayalini kurduğumuz ağaç meyvesini verseydi artık...  

SİGORTALI İŞ BULMAK MI? 

Birçok genç gibi bizimde hayatımızın merkezinde olan konumuz "gelecek kaygısı." Oysa ne büyük umutlarla hazırlandık sınava ve ne büyük umutlarla başladık üniversite hayatımıza. Gel gelelim ki gerçeklerle yüzleşince umutlarımız tuzla buz oluyor. Umutsuzluk bulutları bir türlü biz gençlerin etrafından dağılmak bilmiyor. Mezun olunca gelecek kaygısı bir yandan alıyor gidiyor başını, bir diğer yandan da kredi borcu savurup fırlatıyor bizi. Okumayıp bir iş bulsak, bir de sigortamız olsa, ee bir de primlerimiz düzenli yatsa... Oh ne âlâ. Anlatınca ne kadar güzel geliyor kulağa değil mi? Ama ne okuyabiliyoruz, ne iş bulabiliyoruz. Diyelim bulduk bir iş, bir de isteklerimiz oldu, bu sefer de ömür boyu diyeceğiz ki "keşke okuyup istediğim mesleği yapsaydım.” (Ki zaten şu kriz koşullarında da sigortalı bir işte çalışmakta biraz lüks canım.) Hadi okuyalım sevdiğimiz mesleği öğrenelim dedik, bu sefer de mezun olunca işsiz mi kalacağız acaba korkusu sardı, ee birde kredi borcu var bir yanda, nasıl ödeyeceğiz bunu? Ama yeter artık diyoruz, neden hep biz cefa çekerken birileri sefa sürüyor, biz hayatımızı idame ettirmeye çalışırken neden birileri kârlarına kâr katıyor? Yeter artık! Bütün bu umutsuzluklar meyvesini vermeli artık. Biz de yaşamak istiyoruz, diyoruz. Biz de gençliğimizi yaşamak ve gelecek kaygısı olmadan bir hayat sürmek istiyoruz. İlk birleşme adımımızı da "Eğitimiz Hakkımız Burs İhtiyacımız" başlıklı imza kampanyasına imza atarak ve bütün bu sorunlardan mustarip olan genç arkadaşlarımızı bu imza kampanyasına destek vererek birleşmeye çağırıyoruz. Gelin birlikte şu umutsuzluk bulutlarını biraz dağıtalım... 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et