18 Kasım 2019 19:04

Öğrenci kadınlar olarak söyleyecek sözümüz var 

“Bir üniversite düşünün ki kampüsünün içinde yer alan, güvenlik önlemlerinin yer aldığı iddia edildiği KYK yurduna giden bir kadın öğrenci tacize uğruyor. "

Paylaş

Rona SAĞIR 

Ege Üniversitesi / İzmir 
 
Üniversiteli olmak birçok kişinin hayalidir. Her öğrenci ülkenin atmosferinden çeşitli şekilde ezilse de kadın öğrenciler için durum daha ciddi boyutlarda. Türkiye’de üniversiteli kadın olmanın zorluklarına dair Ege Üniversitesi öğrencileri olarak söyleyeceklerimiz var. 

Biyokimya 2. Sınıf öğrencisi Serap ile üniversitemizin yerleşkesindeki KYK yurdunda kalan bir arkadaşımızın 14 Ekim akşamında yurduna giderken okul dışından gelen Aykut Y.’nin (34) cinsel tacizine uğraması ve serbest bırakılması üzerine konuştuk. Bu konuda içinin çok dolu olduğunu ve bu olayın da Türkiye’de yaşanan diğer taciz ve tecavüz olayları gibi hukuksuz sonuçlanmasını kınadığını belirterek söze başladı. “Bir üniversite düşünün ki kampüsünün içinde yer alan, güvenlik önlemlerinin yer aldığı iddia edildiği KYK yurduna giden bir kadın öğrenci tacize uğruyor. Ne yazık ki toplumun birçok yerinde biz kadınlar şiddete, tacize ve tecavüze uğruyoruz. Ancak üniversite gibi içerisinde yer alan bireylerin belli bir eğitim seviyesinde olması gerektiğinden emin olduğumuz kurumlarda bu denli iğrençlik abidesi bir olayın yaşanması bu güvenlik önlemlerinin yeterliliğini, varlığını sorgulatıyor.”  

NASIL ÖNLENEBİLİR? 

Bu tarz olayların üniversitemizde önlenmesi adına güvenlik önlemleri hariç ne yapmamız gerektiğini sorduğumuzda Serap, “Güvenlik önlemlerinin bu konudaki faydası anahtar noktalardan. Bunun dışında örneğin yakın zamanda YÖK’ün talebi üzerine Cinsel Taciz ve Saldırı Birimi gibi çalışma birimlerinin temel amaçlarından biri toplumsal cinsiyet, kadına yönelik şiddet, cinsel taciz ve saldırılara ilişkin dersler yapılarak bilinç seviyesini arttırmak. Bu tarz birimlerin üniversitemizde de açılması ve faaliyetini aktif bir şekilde sürdürmesi gerek üniversite içinde gerekse dışında birçok insanın bilinçlenmesine vesile olacaktır.” 

25 KASIMIN ÖNEMİ 

Biz de bu tarz faaliyetlerin üniversitemizde yer alması gerektiğine hak vererek Serap’a teşekkür ediyor ve soluğumuzu Eczacılık 1. Sınıf öğrencisi Elvan’ın yanında alıyoruz. Ona 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün onun için ne ifade ettiğini ve soruyoruz.“Biliyoruz ki 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeşin cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Mirabel Kardeşlerin, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı ve diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü oldular. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında BM 25 Kasım’ı mücadele günü olarak benimsenmesine karar kıldı. Bu mücadele günü ülkemizde de ciddiye alınmalıdır. Bu anlam dolu mücadele günü benim için yüzyıllardır süren kadının şiddet mağdurluğuna son verecek güçtedir. Bugünü birçok yerde anmamız gerektiği gibi üniversite gibi eğitime müsait ortamlarda lanse etmek bu direnişi hızlandıracaktır. 

ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Ahmet Arslan: Diyanet biraz daha gayret ederse insanlar ateist olacak

SONRAKİ HABER

Bu binalar nasıl ayakta duracak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa