Eğitim hakkı talebi sınırın ötesinden ses veriyor

Ahmet BAŞTUĞ
Kıbrıs

Kuzey Kıbrıs, Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden uluslararası öğrencinin eğitim hayatına ev sahipliği yapmakta ve ülke nüfusunun büyük çoğunluğu öğrenci gençlikten oluşmakta. Yoğun nüfusa sahip olan üniversite gençliği; özelleştirmenin kıskacında ticarethane gibi faaliyet göstermekte olan üniversiteler tarafından, bir müşteri gibi konumlandırılmakta. 

Her sene giderek artan okul fiyatları, kantin ve yemekhane zamları öğrencilerin belini büküyor. Aynı zamanda barınma ihtiyacının da büyük sorun teşkil ettiği Kuzey Kıbrıs'ta, öğrenciler yetersiz koşullara sahip özel yurtlara, yıllık 8 -10 bin lirayı bulan rakamlar ödemek zorunda bırakılıyor. Evde kalmak isteyen öğrencilerden ise ev sahipleri tarafından yıllık kiranın peşin ödenmesi mecbur kılınıyor. Öğrenciler üzerinde uygulanan bu sömürü düzeni, bunlarla da son bulmuyor. Uluslararası öğrenciler ile beraber Türkiyeli öğrencileri de tabi tuttukları muhaceret (oturma izni) uygulamasıyla; sağlık sigortası için 348, bir senelik muhaceret vergisi için 180 TL ödeterek tefeci düzenine katkı payı oluşturuluyor. 

Tüm bu ekonomik enkazlardan sağ çıkmak isteyen öğrenciler, neredeyse eğitim hayatını askıya alacak şekilde 12 saati bulan insanlık dışı koşullarda, kurtuluşu bir başka sermaye mekanizması olan patron düzeninde aramakta, bu arayış emek sömürüsü ile son buluyor. 

Aldıkları kredi ve burslarla temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan bu öğrenciler, mevcut iktidarın savaş politikaları ile var ettiği ekonomik krizin faturasını da ödemeye mahkûm ediliyor. Ve elbette bu sosyoekonomik yıkım, Ada’nın kuzeyinde eğitim gören öğrencilere de sirayet ediyor. 

Türkiye'nin dört bir yanında üniversite gençliğinin sesi olan "Eğitim hakkımız burs ihtiyacımız" kampanyası, sınırın ötesini aşarak, Kuzey Kıbrıs'ta eğitim hayatını sürdüren üniversite öğrencilerinin de artarak devam eden bu kriz koşulları karşısında taleplerini dile getirmekte; aynı zamanda bir mücadele pratiği ortaya koymasına destek olmaktadır. İnanıyoruz ki bizleri "bedavacı" olmakla suçlayan ve diplomalı bir geleceksizlikle cezalandırmaya kalkan bu zihniyete rağmen, bu talepler etrafında birleşerek bugünlerden yarınlara somut bir kazanım inşa edilecektir.