Genel-İş’te kongre tepkisi: Yapılanlar işçinin iradesini yok saymaktır
Genel-İş Genel Merkezinin İstanbul Anadolu Yakası 1 No'lu Şubeye olağanüstü kongre dayatmasına tepki sürüyor. Kartal Belediyesinden bir işçi Evrensel'e düşüncelerini yazdı.
Fotoğraf: DHA
Kartal Belediyesi İşçisi
Merhaba arkadaşlar, işçi gibi düşünen, kendini işçi hissedenlere bin selam olsun. Buradan biraz sendikalar hakkındaki düşüncelerimi siz elleri nasırlı, horlanan, kendini bilmezler tarafından aşağılanan, benim dahil olduğum işçi sınıfı adına bir şeyler söylemek istedim.
Şöyle ki sendikalar hiç kimsenin holdingi değildir. Bizlerin, içimizden seçip emekli olsalar dahi oralara yolladığımız işçi arkadaşlarımızdır. Sonradan bizi unutsalar bile, şatafat, lüks ve makam kaygısı yaşasalar dahi bu böyle. Sendikalar hiçbir partinin arka bahçesi olamaz. Olmamalı da zaten. Sendika köy derneği değildir ve böyle de yönetilemez. Benim adamım, benim köylüm, kirvem, akrabam anlayışı ve şakşakçılarla yönetilemez ve yönetilmemeli de.
Evrensel'den de takip ediyorsunuzdur, malum Maltepe ve Ataşehir belediyelerinde haksız yere işçi ve temsilci arkadaşlarımızı işten attılar. Bunun üzerine Maltepe Belediyesi işçileri iş durdurma kararı aldı ve durdurdu. Atılan işçiler geri alındı, bir kazanım elde edildi. 2020 toplu sözleşmesine hazırlanacağız diyorlar.
Ataşehir’de durum daha farklı. İşten çıkarılan iki arkadaşımız için İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube günlerdir belediye kapısında grevde. İşçiler kendi arkadaşına destek vermiyorlar. Çünkü Belediye Başkanı insanları işten atmakla tehdit ediyor ve de başarılı olmuşa benziyor. Bunca olaylar olurken DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’yle kafe açılışına katılıp aynı zamanda resim çektirmesi manidardır. Tüm bunların üzerine Ataşehir Belediye Başkanının 508 yandaş, akraba ve tutum belirlemeyen arkadaşlarımızı DİSK/Genel-İş’ten ayrılmaya zorlayıp istifa ettirmesi düşündürücü. İşçileri istifaya zorlayan Ataşehir Belediyesi yönetimi, daha sonra istifa eden kongre delegelerine, “Şubenin yakında olağanüstü seçimi var. Sakın istifa etmeyin” diyerek istifa eden delegeleri tekrar Genel-İş’e üye yaptırıyor. Ataşehir Belediye Başkanının, Anadolu Yakası 1 No’lu Şubenin genel merkez tarafından olağanüstü kongreye götüreceğinden haberi var. 1 No’lu Şubenin bile bu konuşmadan birkaç gün sonra haberi oluyor kongreye gidileceğinden. Tüm bunların sebebi ise mevcut şube yönetiminin Ataşehir’den ve Maltepe Belediyesinden atılan işçilere tam destek vermesi. Ataşehir’de toplu sözleşme görüşmeleri yapılırken Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “İnisiyatifi ben aldım, güzel bir toplu sözleşme oldu, sorumlusu benim” diyerek toplu sözleşmeyi hak kaybına uğrattı ve mevcut şubeyi ezerek toplu sözleşmeyi imzaladı. Ve tüm bunların sonrasında grevden haberimiz yok deyip şubemizi 8 Aralık’ta genel kurula götürüyor.
Hiç vicdanın sızlamıyor mu merak ediyoruz. Yalan yanlış haberlerle 127 tane şubeye muhalif kişinin topladığı imzalarla şubeyi göreve gelişinin 8. ayında seçime götürüyorsun. Hani 500 imza da toplasalar seçime gitmem diyordun? Ne oldu? CHP ve Belediye Başkanlarının baskısına dayanamadın mı? Kendi istediğiniz gibi yönlendireceğiniz bir şube yapısı oluşturmak için belediye başkanlarıyla kollarınızı sıvadınız değil mi?
Sonra, Ataşehir Belediyesinden 508 kişiyi ayıran şube değil, belediye başkanının tehdidi. Niye gıkınız çıkmıyor? Bu yapılanlar birer komplodur, işçinin iradesini hiçe saymaktır, bir partinin arka bahçesi olmaktır. İleride milletvekili olmaya giden yolun taşlarını döşemektir. İlla milletvekili olacaksanız işçinin sırtına basarak değil, hakkıyla siyasi mücadele eder olursunuz.
Son olarak İzmir’de ve Ankara’da şubelerin genel kurula gitmesi için toplanan imzalar var. Niye oralarda seçime yanaşmıyorsunuz? Bunu da anlayamıyorum. Bütün bu olanların tek çıkış yolu işçi sınıfının örgütlü mücadelesinden geçiyor. Biz işçilerin kendi göbek bağını kendisinin kesmesi lazım. Bu da ancak sendika yönetimlerine işverenden yana tutum alan değil işçiden yana tutum sergileyenleri getirmektir. Aksi takdirde üzgünüm ama hepimize geçmiş olsun. Ayrıca genel merkez geçen dönemki şubeyi toplanan imzalara ve mahkemelik olmasına rağmen seçime götürmemiştir. Uzun lafın kısası bu yapılanların önümüzdeki yapılacak olan toplu sözleşmeleri baltalamak ve zannımca işverene peşkeş çekmek amaçlı olduğunu düşünüyorum. DİSK/Genel-İş çizgisinden uzak hal ve hareketlerde bulunulmaktadır. Yazıklar olsun! Günü gelip DİSK’ten soğuyacağım aklıma gelmezdi. Türk-İş ve Hak-İş-i yandaş diye eleştirirken DİSK de aynı çizgiye girmiş maalesef. DİSK’li olmak ayrıcalıktır diyen bir kardeşiniz olarak bunları söylüyorum. Biz işçiler buna izin vermeyeceğiz.