21 Kasım 2019 06:32

Uğur Kaymaz öldürüleli 15 yıl oldu, dosya yeniden AİHM'e taşındı

Mardin Kızıltepe'de 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz'a ilişkin yargı süreci yılan hikayesine döndü. AİHM'in verdiği mahkumiyet kararı üzerine AYM'ye yapılan başvuru reddedildi. Dosya yeniden AİHM'de.

Fotoğraf. MA

Paylaş

Ömer AKIN 

Mardin Kızıltepe'de babasıyla birlikte evinin önünde 13 kurşunla öldürülüp "terörist" ilan edilen Uğur Kaymaz'a ilişkin yargı süreci yılan hikayesine döndü. Üzerinden 15 yıl geçen olaya ilişkin AİHM'in verdiği mahkumiyet kararı üzerine AYM'ye yapılan başvuru reddedildi. Dosya yeniden AİHM'e taşındı. 
 
Mardin’in Kızıltepe ilçesinde, 21 Kasım 2004 tarihinde 12 yaşındaki Uğur Kaymaz evinin önünde babası Ahmet Kaymaz’la birlikte polisler tarafından açılan yaylım ateşiyle öldürüldü. Ayağında terlikleriyle öldürülen Uğur'un küçük bedeninden 13, kamyon şoförü olan babasının vücudunda 8 kurşun çıkarıldı. Olayın hemen sonrasında açıklama yapan Mardin Valiliği, yanı başlarına kalaşnikof silah bırakılan baba ve oğulu “eylem hazırlığındaki terörist” olarak kamuoyuna yansıttı.

POLİSLER BERAAT ETTİ

Uğur ve babasının öldürülmesi ile ilgili Mardin Ağır Ceza Mahkemesi 4 polis hakkında dava açtı. "Güvenlik" gerekçesiyle Eskişehir'e taşınan davada 4 polis hakkında da "Meşru müdafaada bulunmak" iddiasıyla beraat kararı verildi. Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'nin "oy birliğiyle" onadığı karar, iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı. AİHM, 2014 yılının Şubat ayında açıkladığı kararda, baba ve oğlun “Yaşam haklarının ihlal edildiği" gerekçesiyle Türkiye toplam 70 bin avro maddi, 70 bin avro manevi tazminat ödemeye mahkum etti.  

DOSYA TEKRARDAN AİHM'DE

AİHM’nin kararının ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şubesi, yargılanmanın yenilenmesi talebiyle Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Mahkeme, başvuruyu herhangi bir gerekçe göstermeden reddetti. Avukatlar, bunun üzerine faillerin yeniden yargılanması talebiyle 2015 yılında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.  

Yapılan başvuruya yıllar sonra cevap veren AYM, AİHM kararının takdiri bir karar olduğunu belirtti. AYM, sanık/sanıklar aleyhine yeniden yargılama yapılamayacağına karar verdi. Avukatlar ise, bir süre önce AYM'nin verdiği kararı yeniden AİHM'e taşıdı. 

HEYKELİ KALDIRILDI, PARKI YIKTIRILDI

Tüm bunların yanı sıra, Kaymaz'ın anısını dair hayata geçirilen tüm uygulamalar da hedef oldu. 11 Haziran 2016 tarihinde Kaymaz’ın anısına dikilen heykel, Kızıltepe Belediyesi atanan kayyum tarafından kaldırılarak, yerine saat kulesi dikildi. Derik Belediyesi’ne atanan kayyum da, Kaymaz’ın adının verildiği parkı yıktırdı. Yine Kızıltepe Belediyesi’ne bağlı Eğitim Destek Evi’nde 12 yıl temizlik işçisi olarak çalışan Kaymaz’ın annesi Makbule Kaymaz, oğlu ve eşinin öldürülmesinin yıl dönümünde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden ihraç edildi. 

Kaymaz'ın ailesinin avukatı Erdal Kuzu, baba ve oğlunun katledilmesinde adaletin bir türlü tesis edilmemesi ve faillerin ortaya çıkarılmamasına ilişkin konuştu. 
 
Av. Kuzu, bunca yıla rağmen kimsenin cezalandırılmaması ve gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmamasından dolayı çocuk ölümlerin devam ettiğine dikkat çekti. Uğur’dan sonra çok sayıda sivilin kolluk kuvvetleri tarafından öldürüldüğüne değinen Kuzu, "Eğer Uğur’un davasında gerçek bütün yönleriyle ortaya çıksa ve sanıklara buna uygun şekilde ceza verilseydi, belki Uğur’dan sonra çocuklar devlet kurşunuyla yaşamını yitirmeyecekti” dedi.

“ÖLÜ ÇOCUKLAR MEZARLIĞI”

“Türkiye aslında ölü çocuklar mezarlığına dönüşmüş” diyen Kuzu, çocuk ve sivillerin ölümlerine ilişkin açılan davaların "şekli bir yargılamanın" ötesine geçmediğini ifade etti. Çocuk ölümlerinde faillerin cezasız kaldığına dikkat çeken Kuzu, “Türkiye’de gerçek bir demokratikleşme yaşanmadığı sürece, bütün kimliklere cevap verebilecek bir devlet organizması olmadığı müddetçe bu böyle devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. 

Sivil öldüren kolluk güçlerinin devlet tarafından korunmaya devam edildiğini söyleyen Kuzu, "Devlet sanıkların cezalandırılmaması için uğraşıyor. Çünkü kendisinin suçlu çıkmasını istemiyor. Bu cezasızlık politikasıyla devlet kendini koruma altına alıyor" dedi. 

“DEVLET HAFIZAYI SİLMEK İSTİYOR”

Kuzu, Kaymaz’ın Türkiye’de yaşamını yitiren çocukların sembolü haline geldiğine işaret ederek, bundan kaynaklı anısı için hayata geçirilen uygulamaların hedeflendiğini dile getirdi. Bunun "bilinçli" olduğunu kaydeden Kuzu, “Uğur Kaymaz bir hafızayı temsil ediyor. Onun isminin herhangi bir yere verilmesi, yaşanılanı unutmamaktır. Devlet yaşananları unutturmaya çalışıyor. Özellikle kayyum atanan yerlerde park veya benzer yerlerde isminin kaldırılması aslında hafızayı silmesidir. Bu politikayı cezasızlık politikası gibi düşünmek gerekiyor. Bunlar bir bütündür" diye konuştu. (Mardin/MA)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Tutuklanan eş başkanlardan mektup: Talimatla soruşturma dosyaları yaratıldı

SONRAKİ HABER

Yeni vergi düzenlemesine ilişkin teklif TBMM'de kabul edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa